Ekonomi

Hugh Pope'tan Türkiye'ye: 'Ada'da çözüm olmadan İsrail gazını unutun

Uluslararası Kriz Grubu Direktörü Hugh Pope, 'İsrail’den Türkiye’ye uzanacak boru hattındaki diğer bir sorunun da Ankara’nın bakış açısı' dedi

15 Ekim 2013 15:05

Uluslararası Kriz Grubu Türkiye/Kıbrıs Projesi Direktörü Hugh Pope, İsrail açıklarında keşfedilen gazın boru hattıyla Türkiye’ye gelmesi konusunda, “Kıbrıs sorununu çözmeden bu projenin hayata geçmesi çok zor. Çözüm olmazsa Türkiye kaybetmiş olacak” dedi.

İsrail açıklarındaki dev doğalgaz yatakları Tamar ve Leviathan, Akdeniz’deki jeopolitik dengeler açısından bir dönüm noktası olabilir. İsrail gazının ihracatı için Türkiye ve Kıbrıs’ın işbirliği şart gibi gözükürken, Türkiye’nin yaklaşımı gazın rotasını da belirleyecek.  Bölgedeki gelişmeleri en yakından takip eden isimlerden biri olan Uluslararası Kriz Grubu Türkiye/Kıbrıs Projesi Direktörü Hugh Pope, ideal bir dünyada İsrail gazının gideceği en doğal yerin Türkiye olduğunu vurgulayarak, “İsrailliler, Türkiye’de kimsenin yaratılacak değerin büyüklüğü konusunda harekete geçmemesine şaşırıyor. Kimse bunun farkında değil gibi. Türkiye’de bu projeye bir fırsat gözüyle bakılmıyor, daha ziyade İsrail’e bir iyilik gibi algılanıyor” diye konuştu.

Hürriyet'ten Merve İdil'in sorularını yanıtlayan Uluslararası Kriz Grubu Türkiye/Kıbrıs Projesi Direktörü Hugh Popem konuşmasının ilgili bölümü şöyle:

 

Önce adada çözüm

 

İsrail’deki gazın Türkiye’ye boru hattıyla gelebilmesi için Kıbrıs Adası’nda çözümün şart olduğunu da dile getiren Pope, şöyle konuştu: “Bu aslında siyasi bir soru: Türkiye İsrail ile bunu yapmak istiyor mu, istemiyor mu? Ankara’nın bu konuda çekinceleri olmasının diğer bir haklı nedeni de boru hattının Kıbrıs münhasır ekonomik bölgesinden geçecek olması. Başka bir yolu yok. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) yeşil ışık yakmadan, bunun inşa edileceğini düşünmüyorum. Konuyla ilgili tüm konferanslarda şu iki görüş öne çıkıyor: 1) Herkesi zengin edeceği için tabii ki de boru hattı inşa edilecek; 2) GKRY, Kıbrıs sorunu çözülmeden İsrail ve Türkiye’nin bu projeyi hayata geçirip, para kazanmasına asla göz yummaz. İsrail-Ceyhan boru hattının inşa edilmesi için Kıbrıs sorununun çözülmesi gerekir. Ankara’da ise Kıbrıs sorununun kolay kolay çözüleceğine inanılmıyor. Kıbrıslı Rumlar ile görüşülmüyor, 40 yıldır kemikleşmiş bir sorun var.”

 

İsrail'in stratejisi

 

İsrail’den Türkiye’ye uzanacak boru hattındaki diğer bir sorunun da Ankara’nın bakış açısı olduğuna işaret eden Pope, “İnsanlar Türkiye’de bunun pek de farkında değil gibi ama İsrail ile ticari ilişkiler zaten devam ediyor. İsrail’in ithal ettiği petrolün yüzde 40’ı Bakü-Ceyhan’dan gidiyor. Tüm sorunlara rağmen, kimse bu petrole dokunmayı aklından bile geçirmiyor. Boru hattı projesindeki sorun Ankara’nın, yani Başbakan Erdoğan’ın yeşil ışık yakmamış olması. Ankara’da İsrail gazı ilgi uyandırıcı bir hikaye gibi algılanmıyor, özellikle de siyasi sorunların arasında… İdeal bir dünyada Türkiye bu gazın gideceği en doğal yer. Ancak bu bölgenin acı gerçeği, bölgedeki tüm ülkelerin popülist yaklaşımları yüzünden herkes her şeyi kendi başına yapıyor. Hiçbir zaman beraber  çalışılmıyor. ”

 

Gaza üç rota

 

Pope’a göre İsrail gazı Türkiye’ye gelirse, üç opsiyon var:

1- Direk ulusal şebekeye bağlanabilir, 2-TANAP’a bağlanır, 3- Doğrudan TAP’a gider

 

Şirketler Erdoğan’ı ikna çabasında

 

Türkiye’deki enerji şirketlerinin Başbakan Erdoğan’ın etrafındaki isimleri bu projenin iyi bir iş olduğuna ikna etmeye çalıştığını anlatan Pope, “Erdoğan, Irak’ın kuzeyinden gelecek petrol hattının daha çabuk olacağını düşünüyor. Boru hattı neredeyse tamamlandı, çalıştırmak için fırsat çıkmasını bekliyorlar. Türk şirketlerin bu boru hattının maliyetini karşılamaya hazır olması İsrail’e oldukça cazip geliyor. Türk şirketlerin siyasileri ikna ettiğini düşünmüyorum. Doğu Akdeniz’le ilgili hiçbir açıklama yapılmıyor. Yapıldığında da kendi vizyonunu uygulamaya koyacağına dair açıklamalar oluyor. Doğu Akdeniz’de herkes bir arada ya da herkes ayrı olacak. Herkesin ayrı olması da ‘pahalı’ya patlayacak” diye konuştu.

 

8 milyar metreküp

 

İsrail Türkiye’ye güvenebilir mi diye sorduğumuz Pope, bu soruyu ise şöyle yanıtladı: “İsrail’in petrolünün yüzde 40’ı Bakü-Ceyhan’dan geliyor. Kimse hiçbir zaman bunu durdurmaktan bahsetmedi. Neden?
Çünkü Türkiye’ye vanaya dokunur dokunmaz İsviçre’de bir hesaba milyarlarca dolar tahkim parası ödemek zorunda kalır. Bunlar uluslararası anlaşmalar, insanların Lefkoşa’da gizlice bir kahve dükkânında tartışıcı şeyler değil.

İsrailler, bir noktada Başbakan Erdoğan’ın Türkiye’ye gelebilecek 6 ila 8 milyar metreküp gaz olduğunu ve bunu yaptığı icraatlardan biri olarak gösterebileceğini düşünüyor. Ancak İsrail’e henüz ışık yakan olmadı.”

 

Demokratikleşme gibi yaklaşın

 

İsrail’in, Rumlarla Güney Kıbrıs’a LNG terminali kurma konusunda imzaladığı mutabakat zaptını hatırlattığımızda, Pope şunu söyledi:  “İsrail, mutabakat zaptı ile Türkiye’ye ‘Kıbrıs sorununu çözün’ mesajı vermeye çalışıyor. Türkiye’nin bu konuda eli çok güçlü. Bir sorunu çözmek için de güçlü olanın hareket etmesi lazım. Türkiye, Rumların bir anlaşma istemediğini düşündüğü için hiçbir adım atmıyor. Türkiye boru hattını Demokratikleşme Paketi gibi ele almalı. Demokratikleşme paketini de herkes istemedi ama her seferinde bir adım atarak ilerlenebilir. İsrail gazının gelmesi Türkiye’nin çıkarına olacaktır. Boru hattına yönelik karar 1–2 yıla verilecek. Bunun yeterli bir süre olduğuna inanıyorum.”