Gündem

HSYK'da atama krizi büyüyor

HSYK’nın seçilmiş 5 üyesi tarafından yapılan yazılı açıklamada, "Bakanlığın böyle bir yetkisi yok" cevabı geldi.

18 Ağustos 2010 03:00

T24- Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu ile hükümet arasındaki atama krizi gittikçe büyüyor. Bakanlığın atama kararnamesi taslağının geri alındığı yönündeki açıklamasına HSYK’nın seçilmiş 5 üyesi tarafından yapılan yazılı açıklamada, "Bakanlığın böyle bir yetkisi yok" cevabı geldi.

 CİHANER VE ÖZ'ÜN ATAMASI KRİZE NEDEN OLDU

 HSYK'da 12 hakim ve savcının görevlerinin değiştirilmesi için kriz çıkmıştı. Bu krizin aslında 12 hakim ve savcının değil, 24 savcı ve hakimin görevden alınması için yaşandığı açıklandı.  HSYK'nın isteğiyle 24 hakim ve savcı görevden alınacak veya görev yerleri değiştirilecek.

 

HSYK, Kritik 12 atama dışında Özel yetkili mahkeme ve savcılıklarda görevli 24 hakim ve savcının yerinin değiştirilmesini istedi.  Toplamda 25 özel yetkili hakim ve savcı bulunuyor. Bakanlık, görev süresi dolmayan hakim-savcı atalamarına karşı çıktı. 

 

İşte görev yeri değişirilmek istenen isimler

 

İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili Turan Çolakkadı

 

Mehmet ali Pekgüzel

 

Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz

 

Cumhuriyet Savcısı Fikret Seçen

 

Metin Özçelik

 

Mesut Çakır

 

İdris Hasan

 

Ali efendi peksal

 

Erzurum Ağır Ceza mahkemesi ve Diyarbakır Başsavcıları

 

Adalet Bakanlığı, Yaz Kararnamesi taslağının karara bağlanmayan yani ünvanlı hakim ve savcı atalamalaryla ilgili kısmının geri çekildiğini açıklamıştı. Bakanlık yaptığı açıklamada HSYK’daki önerilerin görüşülen davalara doğrudan müdahale sonucunu doğuracağını ifade etti.

 

HSYK: "BAKANLIĞIN YETKİSİ YOK"

 

Bu arada HSYK tartışmalarla ilgili yeni bir yazılı açıklama yaptı. HSYK, Adalet Bakanlığı’nın taslak kararnameyi geri çekme yetkisinin bulunmadığını açıkladı.

 

HSYK'nın Yargıtay ve Danıştay'dan seçilen üyelerince yapılan yazılı açıklamada, “Adalet Bakanlığı kaynaklı bu kriz, kurulun tüm yapıcı çabalarına rağmen, son yıllarda sistemli bir biçimde yürütülen kurulu yıpratma ve çalışamaz hale getirme uğraşının ürünü ve sonucudur” ifadeleri kullanıldı.

Açıklamada ayrıca “HSYK bu kararname döneminde de her türlü ön yargıdan uzak bir şekilde yetki ve sorumluluğun bilincinde olarak hareket etmiştir” görüşü savunuldu.