T24 - Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’yla (HSYK) Adalet Bakanlığı arasında çıkan unvanlı hakimlerin atama sorunu dün de karşılıklı atışmalarla sürdü.
Tartışmalar sürerken Erdoğan'ın da miting alanlarından HSYK'ya 'ideolojik davranıyorsun' şeklinde uyarıda bulunmuştu. Bu sürece bugünkü köşesinde yer veren Fikret Bila'nın (20 Ağustos 2010) yazısı:
Özbek: Biz işportacı değiliZ
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nda (HSYK) atamalarla ilgili olarak ortaya çıkan kriz aslında sürpriz değildi. Özellikle unvanlı hâkim ve savcılar konusunda Adalet Bakanı ve müsteşarıyla Kurul’un diğer üyeleri arasında anlaşmazlık çıkacağı tahmin ediliyordu. Nitekim de öyle oldu.
Tezgâh suçlaması
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, HSYK’daki kilitlenmeyi, “Bunlar kendi tezgâhlarını kurmuşlar. Şimdi tezgâh bozulacak diye telaşa kapıldılar” biçiminde değerlendirerek, Kurul’un seçilmiş üyelerini “ideolojik davranmakla” suçladı. Adalet Bakanı Sadullah Ergin de, ismen telaffuz etmemekle birlikte Kurul’un seçilmiş üyelerini Ergenekon davasının hâkim ve savcılarını görevden almak istemekle eleştirdi. Bu nedenle de atama kararnamesini geri çektiklerini açıkladı.
'İşportacı değiliz'
HSYK’daki kilitlenmeyi ve sonrasında yaşanan tartışmayı HSYK Başkan Vekili Kadir Özbek’le konuştum. Özbek, sorularımı şöyle yanıtladı:
Başbakan Erdoğan, Kurul’un seçilmiş üyelerini ideolojik davranmakla suçladı ve “tezgâh bozuluyor” dedi. Bu eleştiriye ne diyorsunuz?
-Biz ne tezgâhçıyız ne işportacı. İdeolojik bir tutumumuz da söz konusu olamaz. HSYK, bir anayasal Kurul’dur. Ve üyeleri hâkim teminatı altında görev yaparlar. Sayın Başbakan, referandum kampanyası yürüttüğü için siyasi değerlendirmeler yapıyor. Biz siyasi kişiler değiliz. Bu nedenle de siyasi yanıt vermemiz söz konusu değildir.
Ergenekon hâkim ve savcıları
HSYK’da gündeme gelen öneri, bakan ve müsteşar dışındaki üyelerin Ergenekon hâkim ve savcılarını görevden alma girişimi olarak değerlendirildi. Söz konusu hâkim ve savcıları görevden alma veya yerlerini değiştirme girişiminiz oldu mu?
- Görevden alma söz konusu değil. Biz tek tek hâkim ve savcıların durumunu da ele almadık. Yapılan girişim haklarında soruşturma, suç duyurusu, inceleme, şikâyet başvurusu olan hâkim ve savcıların bu durumunun değerlendirilmesi önerildi. Üyelerin bu tür önerilerde bulunma hakları vardır. Bu konular Kurul’un yetki alanındadır. Bu konudaki hâkim ve savcıların durumları HSYK’da değerlendirilmeyecek de nerede değerlendirilecek? Bu değerlendirmeyi yapmak Kurul’un görevidir. Ancak biz henüz o aşamaya gelmedik. Öneri gündeme gelince Sayın Bakan ve müsteşar, “Biz bu konuyu tartışmayız bile” diyerek, toplantıyı terk etmişlerdir. Oysa henüz durum değerlendirmesi bile yapılmamıştır. Bu nedenle o aşamada görevden alma veya tayin etme gibi bir girişim olmamıştır. Sadece değerlendirme talep edilmiştir. Bizzat bizim Erzurum konusunda heyet olarak suç duyurumuz var. Bu kararın altında Bakan’ın da imzası var. Keza İstanbul Başsavcısı’nın suç duyurusu var. Bu işlemler konusunda ne yapıldı, sonuçları ne oldu, bunu bilmek bizim hakkımız.
'Kararnameyi çekemezler'
Adalet Bakanı Sadullah Ergin, atama kararnamesini geri çektiklerini açıkladı. Bundan sonra nasıl bir işlem yapılacak?
- Sayın Bakan’ın kararnameyi geri çekme yetkisi yoktur. Kararname taslağı heyetin gündemine girdikten sonra artık HSYK’nın malıdır ve yasa gereğince de bir ay içinde sonuçlandırılması gerekir. Gündeme giren bir konuyu geri çekmek söz konusu değildir. Heyetin nasıl çalışacağı ve yetkileri 2461 sayılı yasada bellidir. Bu yasanın 19. ve 24. maddeleri uyarınca atama kararnamesinin sonuçlandırılması gerekir. Ben kararnameyi geri çektim demek, ben oylamıyorum diyerek topu alıp eve giden çocuğun tavrına benzer.
Referandum sonrasına
HSYK Başkan Vekili Özbek, anayasa değişikliği çalışmalarında HSYK’nın yapısını değiştiren taslak gündeme geldiğinde, “Bu taslaktan anladığım hükümet bize bir daha atama yaptırmak istemiyor. Yaz kararnamesini bu heyete yaptırmayacakları anlaşılıyor. Büyük ihtimalle değişiklik sonrasına bırakacaklardır” değerlendirmesini yapmıştı. Özbek, bugün yaşananların o günkü öngörüsünü doğruladığını belirterek, şöyle devam etti:
“Öyle anlaşılıyor ki, Adalet Bakanlığı bu heyete atama yaptırmak istemiyor. Anayasa değişikliğinin referandumdan geçeceğini umuyor ve atamaları yeni heyete bırakmayı planlıyor. Bu iyi niyetli bir yaklaşım değildir. Eğer iyi niyetlilerse 12 Eylül’ü beklemeden çalışmalara katılır ve kararnamenin tamamlanmasına katkıda bulunurlar.”