-HRISTOFYAS: TÜRK LİDERLERLE GÖRÜŞMEK İSTİYORUM LEFKOŞA (A.A) - 20.03.2010 - Kıbrıs Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas, "Türk liderliğiyle doğrudan irtibata geçmeye çalışacağım, çünkü Kıbrıs sorununun çözülüp çözülmeyeceğine o karar verecek. Şu ana kadar Türk liderler (doğrudan irtibatı) ısrarla reddediyorlar, çünkü 'Kıbrıs Cumhuriyetini' tanımayı reddediyorlar. Her halükarda ısrar edeceğim" dedi. Rum radyosunun haberine göre, Hristofyas, ''Kıbrıs Türk toplumundaki değişiklik, karşımıza, Türkiye ile sıkı temas ve işbirliği içerisinde öneriler sunan ve çıkmazları ortadan kaldırmayacağı kesin tezlerde ısrar eden bir lider çıkardı'' dedi. Hristofyas, şöyle devam etti: ''Yeni bir çıkmaza sürükleneceğimizden çok korkuyorum. Uluslararası camiada ilgi gören çok yaratıcı önerimiz ne Türkiye'den, ne de (KKTC Cumhurbaşkanı Derviş) Eroğlu'ndan olumlu karşılık gördü. Türkiye yetkilileri sıklıkla Kıbrıs sorununu yıl sonuna kadar çözmeye hazır olduklarını söylüyorlar, ancak hazır olmadıklarını üzülerek gözlemliyorum. Türkiye keşke hazır olsa, bizi sınasa, o zaman şaşıracak..." Çözümün, BM Güvenlik Konseyi kararlarına ve Doruk Anlaşmalarına dayanması, ayrıca, KKTC'nin 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'la uzlaştıkları, ''tek devlet, tek egemenlik, tek vatandaşlık, tek uluslararası temsiliyet ve ekonomisi, kurumları, halkı birleşmiş bir federal devlet'' zemininde olması gerektiğini kaydeden Hristofyas, ''Maalesef, bu tür hedeflerden oldukça uzak olduğumuzu üzülerek gözlemliyorum'' dedi. -''DAHA FAZLA TOPRAK VERİLMESİNİ HEDEFLİYORUZ''- Hristofyas, Kıbrıs sorununun toprak düzenlemeleri yönünün mülkiyetle ve Türkiye kökenli KKTC vatandaşları konusuyla birleştirilmesi taleplerinin reddedildiğini de söyleyerek, şöyle devam etti: ''Aslında bu, bizi hiçbir noktaya götürmez. Muhatabınızdan, hangi toprağın Kıbrıs Rum idaresi altına gireceğini bilmeden mülkiyette iyi niyet olarak tabir ettiğiniz hareketlerde bulunmasını isteyemezsiniz. Annan Planı'ndakinden çok daha fazla toprağın geri verilmesini ve daha çok göçmenin mülküne ulaşabilmesini hedefliyoruz...'' Rum tarafının serbest dolaşım, serbest yerleşim, mülk edinme ve yatırım faaliyetinde bulunulmasından yana olduğunu da ifade eden Hristofyas, ''Kısa bir geçiş dönemi olabilir, ancak AB üyesi bir ülkede yabancılar bu özgürlükleri kullanırken, Kıbrıslıların bu hakları kullanmada kısıtlanmaları mümkün değil. Bu müzakerelerde savunduğum ana tezlerdendir'' dedi. BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun ile yapacağı görüşmeye de değinen Hrsitofyas, durumla ilgili ortak bir değerlendirme yapmaya ve daha ileri adımların neler olacağını görmeye çalışacaklarını söyledi. Hristofyas, ''Türkiye'nin bu aşamada taviz vermeye hazır olmadığını Sayın Downer’e (BM Kıbrıs Özel Danışmanı Alexander Downer) sürekli tekrarladım. Aynı şeyi Ban'a da ileteceğim. Türkiye'nin şu anda karşı karşıya bulunduğu sorunlarını aşabilmesini diliyorum. Halk oylaması sorununu aştı ancak Kürtlerle sorunları var, İsrail’le ilişkilerinde kriz var, ülkede yapılacak genel seçimlerle ilgili sorunu var'' ifadelerini kullandı. -TÜRKİYE İLE DOĞRUDAN İRTİBAT İSTEĞİ- Türkiye ile ''doğrudan irtibata geçmeye çabalayacağını'' ifade eden Hristofyas, şunları söyledi: ''Türk liderliğiyle doğrudan irtibata geçmeye çalışacağım, çünkü Kıbrıs sorununun çözülüp çözülmeyeceğine o karar verecek. Şu ana kadar Türk liderler (doğrudan irtibatı) ısrarla reddediyorlar, çünkü 'Kıbrıs Cumhuriyetini' tanımayı reddediyorlar. Her halükarda ısrar edeceğim. Yollar fazla değil. Kıbrıslı Türk liderle doğrudan müzakereler elbette devam edecek. Ancak vizyonumuzu Türk liderliğine anlatmayı çok istiyorum. Bana göre vizyonumuz, uygulanması halinde Türkiye'nin de çıkarına olacak bir vizyondur. Elbette, Kıbrıs üzerinde yayılmacılık emellerini sürdürmezse. O zaman durum çok farklı olacak.'' Hristofyas, ''Kıbrıs sorununun iç yönlerinin çözüm anahtarının Türkiye'nin elinde olduğunu'' iddia ederek, şunları ekledi: ''Sayın Eroğlu'nu asla küçümsemiyorum ama kendisiyle müzakere ederken, aslında kendisi olmadan Türkiye ile müzakere ettiğim gibi güçlü bir inancım var. Bu nedenle, Türk liderlerle görüşüp durumu görmek ve bizim tez ve görüşlerimizi onlara anlatmak istiyorum.''