Gündem

Hızlandırılmış tren kazasında zamanaşımı

Pamukova'da 22 Temmuz 2004'te meydana gelen ve 41 kişinin ölümüyle sonuçlanan hızlandırılmış tren kazasıyla ilgili dava zamanaşımından düştü.

07 Şubat 2012 02:00

T24 - Pamukova’da 2004’te 41 kişinin öldüğü hızlandırılmış tren kazasında mahkemenin iki kararında da usul hatası yapması nedeniyle dava zaman aşımına uğradı. Mahkeme kararlarında sanık ve avukat isimlerini unutmuş, gerekçeli karara da suç yerini yazmamıştı. Son duruşma da, ifade vermesi gereken 5 kişi gelmeyince ertelenmişti.


Pamukova’da 22 Temmuz 2004 tarihinde 41 kişinin yaşamını yitirdiği hızlandırılmış tren kazasıyla ilgili olarak Sakarya 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan dava bugün zaman aşımına uğradı. 2 Aralık 2011 tarihindeki son duruşmada, beş kişinin talimatla alınması gereken ifadelerinin alınmaması nedeniyle dava ertelenmişti. Davanın zaman aşımı süresinin dolmasından iki hafta sonraya, 7 Şubat 2012 tarihine ertelenen bugünkü duruşmada sanık avukatları davanın zaman aşımından düşürülmesini talep etti.


Pamukova’da 8 yıl önce meydana gelen kaza ile ilgili olarak Sakarya 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde kamu davası açılmıştı. Tren şefi Köksal Coşkun’un beraat ettiği davada, 1. makinist Fikret Karabulut 2 yıl 6 ay hapis ve 100 lira para cezasına, 2. makinist Recep Sönmez ise 1 yıl 3 ay hapis ile 333 lira para cezasına çarptırılmıştı.


Yargıtay 2. Ceza Dairesi dosyadaki tebligat eksiklikleri nedeniyle kararı bozmuştu. Yerel mahkeme eksikleri gidermiş, cezalar yinelenmişti. Yargıtay kararı tekrar bozmuştu.

Yargıtay’dan 2 bozma


Yargıtay 2. Ceza Dairesi, tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu demiryolu üzerinde kazaya neden olmak suçundan yargılandığı davada beraat eden tren şefi Köksal Coşkun hakkındaki suçlamanın zaman aşımı nedeniyle düşürülmesini istemişti.


Kazada ölen Mustafa Öztürk’ün gerekçeli karar başlığında şikayetçi olarak gösterilmesi de Yargıtay’ın davayı yerel mahkemeye geri göndermesinin nedenlerinden biri olmuştu.


Bilirkişi raporunda, eski raylarla yapılan hızlı tren denemesinin kazaya sebebiyet verdiği belirtilmişti. Raporda, birinci makinist 8’de 3, ikinci makinist 8’de 1, demiryolu ise 8’de 4 kusurlu bulunmuştu. Baş makinist Fikret Karabalut’un 5, ikinci makinist Recep Sönmez’in ise 3 ay tutuklu kaldığı davada sorumluların tespiti için gerekli soruşturma yapılmadı.


Faciada yaşamını yitirenlerin aileleri, kusurlu bulunan rayların yapımında ve kullanımında katkısı olan asıl suçluların bulunması için suç duyurusunda bulundu. Ancak, soruşturma emri Danıştay tarafından iptal edildi. İkinci girişimde de ise mahkeme, Danıştay’ı örnek göstererek yeniden bir soruşturma yapılmasına izin vermedi. Cumhuriyet Savcılığı’nın TCDD Genel Müdürü Süleyman Karaman hakkında soruşturma açılması talebi ise Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım tarafından reddedilmişti.

Eski yasaya göre zaman aşımı uygulandı


Milliyet’e konuşan mağdurların avukatı Engin Baltacı, şunları söyledi:


“AİHM’ye gitme müvekkilerimin bileceği bir iş. Bilirkişiler kusuru demiryollarına verdiler. Sorumlu var mıdır yok mudur? Olmayabilir de. Soruşturma sonucunda karar verilebilir. Böyle bir soruşturma maalesef yapılmamıştır. Makinistlere verilen kusurun geri kalanı kime ait belli değil. Bu, savcılık soruşturması gerektiren bir durum olmasına rağmen yapılamamıştır. Kamu vicdanını rahatsız eden bir sonuç var ortada. Bu saatten sonra Bakanlık yeniden soruşturma istese bile zaman aşımı dolmuştur.”

15 değil 7.5 yıl


2005 yılında yürürlüğe giren yeni TCK’nın 66. maddesinde zaman aşımı kavramına da yenilik getirdi. Ölümle sonuçlanan kazalarda zaman aşımı süresi 15 yıla kadar çıkartıldı. Ancak, kaza yeni yasanın yürürlüğe girmesinden önce gerçekleştiği için, eski yasadaki 7.5 yıl maddesi uygulandı.

Öleni şikâyetçi gösterdiler


Yargıtay 2. Ceza Dairesi, tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu demiryolu üzerinde kazaya neden olmak suçundan yargılandığı davada beraat eden tren şefi Köksal Coşkun hakkındaki suçlamanın zaman aşımı nedeniyle düşürülmesini istemişti. Yüksek mahkeme, belirlenecek kusur oranları nedeniyle aralarında menfaat çatışması oluşabilecek sanıkların aynı avukatlar tarafından temsil edilmiş olması, avukatla temsil edilen katılanların ad ve soyadlarının karara yazılmaması, suçtan doğrudan zarar görmeyen TCDD Genel Müdürlüğü’nün sanıklar hakkında açılan kamu davasına katılma hakkı bulunmadığının gözetilmeden davaya katılmaları, bazı katılanların gerekçeli karar başlığında katılan olarak gösterilmemeleri, kazada ölen Mustafa Öztürk’ün gerekçeli karar başlığında şikayetçi olarak gösterilmesi, gerekçeli karar başlığına suçun işlendiği yerin yazılmaması, yargılama giderlerinin sanıklardan ayrı ayrı alınmasına karar verilmesi gerekirken müştereken tahsiline karar verilmesi, sanık Recep Sönmez hakkında verilen cezaların tür ve süresine göre sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağı hususunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunduğu gerekçesiyle davayı yerel mahkemeye geri göndermişti.