Gündem

'Hepimiz tırtılız hepimiz sürünüyoruz'

Yargıtay’da bir yılda elde ettiği tecrübenin ‘paketleme işinde kazandığı ivme’ olduğunu belirten üye Abdullah Yaman, “Hepimiz tırtılız... Hepimiz sürünüyoruz...” dedi

21 Mart 2012 08:41

T24 - Yargıtay’da bir yılda elde ettiği en büyük tecrübenin ‘paketleme işinde kazandığı ivme’ olduğunu belirten üye Abdullah Yaman, “Dosyalar yeterince incelenmiyor. Hepimiz tırtılız... Hepimiz sürünüyoruz...” dedi.

Milliyet'ten Erdal Kılınç'ın haberine göre, Anayasa değişikliğiyle birlikte Yargıtay ve Danıştay’ın daire ve üye sayısının artırılmasının ardından Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun (HSYK) Yargıtay üyeliğine seçtiği hâkim Abdullah Yaman, adalet.org sitesinden isyan etti. Yargıtay’da dosyaların yeterince incelenmediğini söyleyen Yaman, “‘Bu bir yıllık sürede edindiğin en büyük tecrübe nedir’ diye soracak olursanız hiç düşünmeden ‘paketleme işinde kazandığım ivme’ derim” diye yazdı. Hâkim Yaman, yazısını şöyle bitirdi: “Hepimiz tırtılız... Hepimiz sürünüyoruz...”

Adalet.org’da “Dininizin kıymetini bilin” başlıklı bir yazı kaleme alan hâkim Abdullah Yaman, bir yıldır görev yaptığı Yargıtay’la ilgili sorunları şöyle dile getirdi:
“...Bir kere erkek türünün egemen olduğu her ortamda (askerlik, yatılı okul vs) olduğu gibi kıdemin ne anlama geldiğini durumu az ya da çok yaşayan herkes bilir. Burada da aynı anlayışın geçerli olduğunu, hatta öyle ki bir gün önce bile işe başlamanın kıdem kazanmada ne kadar önem arzettiğini acı bir şekilde de olsa öğrenmiş olduk... Yargıtay üye seçimiyle ilgili HSYK kararının açıklanacağı günlerde, durumun bilincinde olan birçok arkadaş; arabalarını sürekli çalışır vaziyette bırakıp geceleri takım elbise ile uyuyarak (böylelikle giyinme ve motor ısıtma gibi zaman kayıplarının önüne geçerek) seçildiklerini duyar duymaz, uzak yakın demeden Ankara’nın yoluna düşmüşler ve bu şekilde Ankara’dakilerden bile daha önce Yargıtay’a gelip kıdem basmışlar da bizim haberimiz bile olmamış.

‘İple paketleme cabası’

Girdiğim ilk müzakerede ‘Abdullah, sen kıdemsiz üye olarak müzakeresi biten dosyayı tekrar çıkarıldığı zarfa (ya da çuvala) koyup üzerine rapor kâğıdını toplu iğneyle tutturacaksın’ komutunu aldığımda işin şakası olmadığını anladım. Yaklaşık 5-10 sayfayı bulan rapor kâğıtlarını toplu iğneyle bazen çimento torbasından bile daha sert ve kalın olan zarfın üzerine tutturup yan tarafa istifliyorum. Zarfların çoğu modaya uygun olsun diye ‘dar kesim’ olduğundan içine dosya koymaya çalışırken yırtılması sonucunda çoğu kez iple paketleme yapma zorunda kalmak da için cabası... Tabii ki; siz bir yandan paketlemeyle uğraşıp ardından karar sonucunu listeye yazmakla meşgul olurken, tetkik hâkimi çoktan diğer dosyanın anlatımına geçmiş oluyor... Eliniz işte, gözünüz oynaşta dualitesiyle ilgili tecrübe sahibi değilseniz, müteakip dosya anlatımına ancak yarısından itibaren kulak kesilebiliyorsunuz... Pek tabii fazla bir şey anlamadan oybirliyorsunuz. Kısacası bu bir yıllık sürede edindiğin en büyük tecrübe nedir diye soracak olursanız, hiç düşünmeden paketleme işinde kazandığım ivme derim.”

‘Kürsünüzün kıymetini bilin’

“Böyle bir çalışma temposuyla devam edildiği müddetçe ‘Yargıtay bir içtihat merciidir. Her dosya enine boyuna tartışılır ve en doğru karara ulaşılır’ tezi şimdilik bir ütopya olmaktan öte anlam ifade etmiyor” diyen Yaman, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sözü, bu aralar herkesin kendi meşrebince uyarladığı bir slogandan esinlenerek bitiriyorum: ‘Hepimiz tırtılız... Hepimiz sürünüyoruz...” İyi, güzel her şeyi anladık da, konu başlığının meseleyle ne ilgisi vardı? diye sormayacaksınızdır umuyorum. Ancak yine de duymamış olanlar için fıkrayı tekrarlayayım; Ramazan’da bir İngiliz turist grubu, Karadeniz kıyısındaki kahveye gelmiş. Çaylarını içerken sigaralarını tüttürmeye başlamışlar. Sigarasızlıktan ve çaysızlıktan başı dönen oruçlu Temel bunların yanına gitmiş, ‘Dininizin kıymetini bilin’ demiş. Evet... Kürsünüzün kıymetini bilin.”