Gündem

Hem sanık, hem tanık, hem gizli tanık

Danıştay saldırısı ve Cumhuriyet'in bombalanmasına karışan Yıldırım, Ergenekon'da hem sanık, hem tanık, hem gizli tanık

27 Aralık 2008 02:00

Yargıtay’ın Danıştay saldırısı ile Ergenekon davalarının birleştirilmesi kararı, ortaya benzerine az rastlanır hukuki bir durum çıkardı. Danıştay saldırısı ve Cumhuriyet Gazetesi’nin bombalanması olaylarına karışan Osman Yıldırım, Ergenekon davasının hem sanığı, hem tanığı hem de gizli tanığı durumuna geldi.

Yargıtay 9’uncu Dairesi’nin, Ankara 11’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararını bozarak Ergenekon Davası ile Danıştay saldırısı ve Cumhuriyet Gazetesi’nin bombalanması olaylarına ilişkin davaları birleştirme kararıyla, Danıştay saldırısı ile Cumhuriyet Gazetesi’ne bombalı saldırı olaylarında ’sanık’ olarak ifade veren Osman Yıldırım’ın ’hukuki sıfatları’na yenileri eklendi. Yıldırım, cezaevinden yazdığı itiraf mektupları ile Ergenekon Davası’nın ’tanığı’ haline geldi. Savcı Zekeriya Öz’ün ifadesini aldığı Yıldırım, böylece Ergenekon Davası’nın en kilit tanıklarından biri oldu. İddianameye daha sonra giren 9 numaralı gizli tanığın ifadelerindeki benzerlikler ise, Yıldırım’ın aynı zamanda gizli tanık olduğunu da gösteriyordu. İşte, Yıldırım’ı sanık, tanık ve gizli tanık haline getiren dava ve olaylar zinciri:

Sanık ifadesinden: Domuz karikatürüne sinirlendik

Danıştay saldırısı sonrası yakalanan Osman Yıldırım, dava iddianamesine giren ifadesinde şunları söylüyordu: "1 - 2 ay kadar önce Cumhuriyet Gazetesi’nde domuza başörtüsü giydirilmiş şekilde karikatür yayınlanmıştı. Karikatürü gördüm. Eimin, annemin ve kız kardeşlerimin başı kapalı olduğu için bu karikatüre çok sinirlendim. İnançlı insanları domuza benzetmelerini hazmedemedim. Birkaç gün sonra kafede otururken Alparslan (Arslan), ’Anamızı, bacımızı, domuz şeklinde göstermişler, bunlara cevap vermek gerekiyor’ dedi. Ben de ’Haklısın bunlara mutlaka cevap verilmesi gerekir’ dedim. (...) 3 Mayıs 2006’da eylemi el bombası ile yapmaya karar verdik. Alparslan, el bombası olduğunu söyledi. Bombaları başörtüsü ile attık."

Mektubu: Mensubu olduğum Ergenekon terör örgütü

Ankara 11’inci Ağır Ceza Mahkemesi, Danıştay üyesi Mustafa Yücel Özbilgin’in ölümü ile sonuçlanan saldırı ve Cumhuriyet Gazetesi’ne bombalı saldırı olaylarıyla ilgili Yıldırım’ı ömür boyu hapis, ayrı ayrı 4 kez 43’er yıl 11’er ay 15’er gün hapse mahkûm etti. Yıldırım, salondan çıkarılırken de mahkeme heyetini tehdit emekten 3 yıl 9 ay daha aldı. Yıldırım, cezaların ardından önce Ankara 12’nci Asliye Ceza Mahkemesi hákimi Ahmet Zeki Durmuş’a bir mektup yazdı. Mektubunda, şunları yazdı: "Tarihi Danıştay suikastını aydınlattım ve mensubu olduğum Ergenekon terör örgütünü çökertmiş bulunuyorum. Mensubu olduğum Ergenekon örgütü, rejim karşıtı radikal kökten dinci azmettirici rolü oynamamı istemiş ve bu kararını da uygulatmıştır. Bu kararı kişiliğimle, fikir ve düşüncelerimle bağdaşmadığı için kabul etmedim."

Gizli tanık ifadesinden: İki bomba attık, patlamadı

Çok geçmeden Osman Yıldırım, Ergenekon Soruşturması yürüten savcı Zekeriya Öz’e Ankara Sincan Kapalı Cezaevi’nde ifade veriyordu. Çelişkili ifadeler Ergenekon İddianamesi’nde yer buldu. Yıldırım’ın ifadeleri bununla sınırlı kalmadı. Daha önce Hürriyet’in ortaya çıkardığı ’9 numaralı gizli tanık’ için soruşturmacılar ’Osmanım’ diye hitap ediyor, "gizli tanık 9" için bir çok yerde ’Osman’ diye bahsediyordu. Benzerlikler bununla da sınırlı kalmıyordu. Yıldırım’ın savcı Öz’e tanık olarak verdiği ifadelerle ’9 numaralı gizli tanık’ ifadeleri de parallelik gösteriyordu. İşte ’9 numaralı gizli tanık’ sıfatıyla Osman Yıldırım’ın ifadelerinden bir bölüm:

"İki bomba pimi çekilmediği için patlamadı. Bombaları başörtüsü içinde attık. Cumhuriyet’e yönelik 2 bombalama olayı gece yapıldı. Alparslan Arslan’ın 3’üncü bombada da ısrar etmesi sonucu uzak durdum. 3’üncü bombayı Alparslan gündüz attı."

"Danıştay saldırısına katılmadım. Vaat edilen 500 bin doları almak için Ankara’ya gittim. Alparslan Arslan, ’Ankara’ya gideceğim, Danıştay’da bir meselem var. Orada paranızı veririm’ dedi. Ailemi görmek ve paramı almak için Ankara’ya gittim."

Hukuki prosedür nasıl işleyecek?

Ankara 11’inci Ağır Ceza Mahkemesi, Yargıtay 9’uncu Dairesi’nin davaları birleştirme kararına ya uyacak ya da itiraz hakkını kullanacak. (Genel eğilim Yargıtay kararlarına uyulması) İtiraz etmezse her 2 dava birleşecek. Ancak bu durumda Ergenekon davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza ile Danıştay davasına bakan Ankara 11. Ağır Ceza’nın, yetki iddiasıyla birleştirilen dava dosyalarının kendi mahkemelerinde görülmesini istemeleri söz konusu. Bu durumda devreye uyuşmazlık mahkemeleri girecek. Kararı, "uyuşmazlık mahkemesi" olarak tayin edilen Yargıtay 5’inci Ağır Ceza Dairesi verecek.