Politika

HDP'lilere 'terör' soruşturması; savcı koca tutuklama istiyor, hâkim eşi karar veriyor!

Hâkim ve Savcılar Kanunu’nun 46. maddesi karı koca, bir mahkemenin aynı dairesinde görev yapamayacaklarını öngörüyor

04 Haziran 2016 12:03

HDP’nin 23 Haziran 2015’te düzenlediği “Öcalan tecridi” protestosuna katılanlara açılan soruşturmada tutuklama isteminde bulunan savcı ile "terör örgütü propagandası” gerekçesiyle tutuklama kararını veren hâkimin karı koca olduğu ortaya çıktı. Cumhuriyet gazetesinden Ayşe Yıldırım’ın köşesine taşıdığı durumla ilgili sanıkların avukatı Kıyasettin Kaya’nın “Yargıtay’ın içtihat kararları olmasına rağmen karı koca savcı ve hâkimin aynı davaya bakmasının da hukuksuz olduğunu” söylediği belirtildi.

Cumhuriyet gazetesinden Ayşe Yıldırım’ın bugünkü (4 Haziran 2016) yazısı şöyle:

Erzurum Horasan’da karıkoca cumhuriyet savcısı ile sulh ceza hâkimi verdikleri kararlarla skandallar dizisine yol açtı. 23 Haziran 2015’te HDP Horasan ilçesinde düzenlenen “Öcalan’a tecridi protesto” amaçlı basın açıklamasına katılan onlarca kişi hakkında bir yıl sonra yargılama furyası başladı. Erzurum Horasan Sulh Ceza Hâkimliği, Mayıs 2016 tarihinde “terör örgütü propagandası” yaptıkları gerekçesiyle onlarca kişi hakkında tutuklama kararı verdi. İşin ilginç tarafı tutuklamayı isteyen cumhuriyet savcısı Muhammed Kutluhan Şenliler’di. Tutuklayan sulh ceza hâkimi Tuğba Türker Şenliler ise savcının eşiydi.

 

Aynı davaya bakamazlar’

 

Sanıkların avukatı Kıyasettin Kaya, bir üst hâkimliğe itiraz etti. İtiraz üzerine Erzurum Sulh Ceza Hâkimliği, “delillerin toplanmış olduğu, şüphelilerin delilleri karartma ihtimalinin bulunmayışı” gerekçesiyle sanıkları tedbirli olarak serbest bıraktı.

Aradan bir ay bile geçmeden Horasan’da yeni bir yargılama dalgası başladı. Bu kez 15 Şubat 2015’te Öcalan’ın Türkiye’ye getirilişinin yıldönümü nedeniyle yapılan basın açıklamasına katılan kişiler suçlanıyordu. Suçun niteliği aynıydı; “terör örgütü propagandası”. Suçlanan kişilerin büyük bir bölümü de mayıs ayında tedbirli olarak serbest bırakılan kişilerdi. Savcı Muhammed Kutluhan Şenliler, zanlıların tutuklanmasını istedi. Karısı sulh ceza hâkimi Tuğba Türker Şenliler de önceki gün tutuklama kararı verdi.

Sanıkların avukatı Kıyasettin Kaya, sanıklar hakkında benzer bir suçlama nedeniyle soruşturma yürütülmesine rağmen aynı nitelikteki suçlama ile tutuklama kararı verilmesine itiraz edeceklerini söylüyor. Kaya, ayrıca Yargıtay’ın içtihat kararları olmasına rağmen karıkoca savcı ve hâkimin aynı davaya bakmasının da hukuksuz olduğunu vurguluyor.

 

Savcının babası BBP’li

 

2015 Haziran’ındaki HSYK kararnamesiyle Gaziantep’ten Erzurum Horasan’a atanan Şenliler ailesinin siyasi bağları da dikkat çekiyor.

Savcı Muhammed Kutluhan Şenliler, BBP Genel Başkan Yardımcısı Selahattin Şenliler’in oğlu. 2012 yılında Yozgat’ta Tuğba Türker ile evlenen Muhammed Kutluhan Şenliler’in nikâh töreni siyasilerin geçidine sahne olmuş.

BBP Genel Başkanı Mustafa Destici’nin nikâh şahitliğini yaptığı düğüne, dönemin Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Yozgat Valisi Necati Şentürk, Sivas Belediye Başkanı Doğan Ürgüp ile çok sayıda MHP ve BBP’li siyasetçi, ülkü ocakları temsilcileri de katılmış. Düğüne ilişkin haber ve fotoğraflar BBP’nin resmi internet sitesinde de haberleştirilmiş.

Yargıtay’ın içtihat kararları

 

Hâkim ve Savcılar Kanunu’nun 46. maddesi karıkoca, ikinci derece dahil kan ve sıhri hısımların bir mahkemenin aynı dairesinde görev yapamayacaklarını öngörüyor. Buna karşın iddianameyi düzenleyen savcı ile hüküm veren hâkimin karıkoca olduğu pek çok dava yaşandı. Bu davalarda verilen hükümler Yargıtay’ca bozuldu. Yargıtay’ın 8. Ceza Dairesi, 16. Ceza Dairesi ve 13. Ceza Dairesi’nin bu konuda çeşitli tarihlerde çok sayıda içtihat kararı bulunuyor.

İçtihat kararlarının hepsinde de, “İddianameyi düzenleyen c. savcısı ile asliye ceza mahkemesinde hüküm veren hâkimin karıkoca oldukları, 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu’nun 46. maddesi hükmünde; karıkoca, ikinci derece dahil kan ve sıhri hısımlar bir mahkemenin aynı dairesinde görev yapamayacaklarının öngörülmüş olması, 5271 sayılı CMK’nin 22. maddesinde de maâni bir düzenleme getirilmiş bulunması karşısında, uyulması zorunlu bir usul kuralı olduğu gözetilip davadan çekilmesi gerekirken, yargılamaya devamla 1412 sayılı CMUK’un 308/1. madde ve fıkrasına aykırı davranılması, bozmayı gerektirmiş sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeksizin hükümlerin bu sebepten dolayı BOZULMASINA” karar veriliyor.