Gündem

HDP'li Hüda Kaya: 'Kadının erkeğe mahkum olmasını' din diye anlatanlar din tacirleri ve yalancıdırlar

"Allah'ın gönderdiği vahyi yetersiz görürcesine dine yeni ilaveler yapmaya giriştiler"

23 Aralık 2017 01:07

Müslümanlıkta kadın ve erkeği ayrı tutan bir yaklaşımın bulunmadığını belirten HDP İstanbul Milletvekili Hüda Kaya, dinci iktidarcıların en büyük saldırılarının hep kadınlara karşı olduğunu ve "kutsal" olduğu iddia edilen erkek cinsinin tarısallaştırıldığını ifade etti. Kaya, "Erkeklere pozitif ayrımcılık yapan bir din bizim okuduğumuz Kur'an dini değildir" dedi.

Diyanet İşleri Başkanlığı'nın verdiği fetvaların referanslarının Müslümanların kutsal kitabı Kuran'da bulunmadığını iddia eden Kaya, "Muhammed Peygamber'den on yıllar veya yüzyıllar sonrasında yaşamış kişilerin o çağda kendi akli yetilerine göre yaptıkları yorumları dinin asli kaynağı gibi kabul ediyorlar ve bunları fetva olarak yayımlıyorlar. Vahim olan da tam budur. Referans Kur'an değildir ama insanlar böyle sanmaktadır" dedi. 

TBMM Genel Kurulu'nda devam eden bütçe görüşleri sırasında söz alan HDP İstanbul Milletvekili Kaya, Diyanet'in verdiği fetvaları eleştirerek, "Kadınların boşanmalarının artmasından rahatsız olup boşanmalarını zorlaştırıcı bir mekanizma ve ikna odalarını hatırlatan arabulucularla kadını razı olmadığı bir yaşama zorlarken bugünkü iktidar ve Diyanet zihniyeti diğer yandan iş erkeğe gelince SMS ile boş ol diyerek boşanmasını kolaylaştıracak fetvalara kadar ayrımcılığı bu noktaya getirmiş bulunuyor" ifadelerini kullandı.

"'Boş ol' diyerek boşanma sapkınlığının neresinden tutsak elimizde kalıyor"

Diyanet'in fetvasında yer alan "Bir kimse yüzüne karşı seni 'Seni boşadım, benden boş ol.' gibi boşamayı ifade eden sözleri şifahi olarak söylemek suretiyle, eşini boşayabileceği gibi, bu sözleri telefon, mektup, mesaj, internet ve faks yoluyla da bildirerek boşayabilir" cümlelerini kürsüde yineleyen Kaya, şöyle devam etti:

"Kudame, İbn Abidin'in "Reddü'l-muhtâr"ı gibi kaynaklar örnek veriliyor. Din adına bu boş ol diyerek boşanma cehaletinin, sapkınlığının neresinden tutsak elimizde kalıyor. Bunu ayrıca, muhakkak ki tartışmak gerekiyor ama bu dakikalarla sınırlı olan kürsü bunun yeri değil elbette" dedi. 

TIKLAYIN - Diyanet İşleri Başkanlığı: SMS, faks ve mektup ile boşanma gerçekleşebilir

"Diyanet’in fetva referanslarında Kur’an yok"

"İslam adına insanların yetki mercii olarak bildikleri Diyanet’in fetva referanslarına bakın Kur'an yok" diyen Kaya şöyle konuştu:  "Muhammed Peygamber'den on yıllar veya yüzyıllar sonrasında yaşamış kişilerin o çağda kendi akli yetilerine göre yaptıkları yorumları dinin asli kaynağı gibi kabul ediyorlar ve bunları fetva olarak yayımlıyorlar. Vahim olan da tam budur. Referans Kur'an değildir ama insanlar böyle sanmaktadır. Şunu ifade etmek istiyorum. Muhammed Peygamber'in vahiy ile kadını eşit insan olarak tanımlaması ailevi, toplumsal, ekonomik yaşamda bunu pratikleştirmesine rağmen onun vefatından sonra dini saltanatlaştıran, ırkçılaştıran Emeviler dini erkekçi bir dinciliğe dönüştürdüler. Dini bir iktidar aracı hâline getirerek kadınların kaderini de yazma hadsizliğine düştüler. Allah ve peygamber adına yalan ve iftiralarla bu sahte din anlayışının kaynaklarını ve külliyatlarını oluşturdular."

"Allah'ın gönderdiği vahyi yetersiz görürcesine dine yeni ilaveler yapmaya giriştiler "

Dinci iktidarların en çok kadınlara saldırdığını ve dinde en büyük tahrifatın da kadın meselesinde yapıldığını söyleyen "Bu Emevi dincilik geleneğinde kadının konumu peygamberlikten önceki cahiliye dönemlerinden daha kötü bir duruma dönüştürülmüştür. Kitapların ve peygamberlerin karşı çıktığı, alaşağı ettiği ne varsa aynen din adına yeniden inşa edilmiştir. Bu zihniyette ve yine zaman içerisinde, Allah'ın gönderdiği vahyi, Peygamberin pratiğini yetersiz görürcesine dine yeni ilaveler, yeni zamlar yapmaya giriştiler ve bu hâlâ devam ediyor. Kendi sapkın anlayışlarını din yerine koyarak kadını sadece mutfak ve yatak odasına hapsettiler ve bunu da kadına "kader" diye öğrettiler. Erkekliği de kutsal bir cins diye öğrettiler, hatta erkek cinsini tanrısallaştırdılar" dedi.

İktidarın kadın  erkek eşitliğine olan yaklaşımını eleştiren Kaya şöyle devam etti: "Kadının bu dünya ve sonraki yaşamında kaderini ve cennetlik olup olmamasını bile erkeğin memnuniyetine bağladılar. Bu Kur'ani olmayan fetvaların hariç tutulduğu bazı kadınlar tarihte olmuştur elbette. Erkek ve kadın eşitsizliğinin yanında kadınlar arasında da sınıfçılık oluşturulmuş ve saray kadınları bu fetvadan hariç tutulmuşlardır. Aynen bugün şeriatla yönetildiklerini iddia eden, halkı Müslüman olan bazı ülkelerdeki saltanatçı yönetimlerde olduğu gibi, kendilerinin helvadan yaptıkları putları acıkınca yiyen müşrikler gibi. Bugünkü iktidarın kadın ve erkeğe yaklaşımı ve zihniyeti de pratik olarak tam da bu manzarayı gösteriyor. Milli Eğitim Bakanlığı müfredatındaki yazılanlar tam bu kaynaklardan alıntılanmış ifadelerdir. Ne acı ki Milli Eğitim Bakanı'nın "Kadının itaati ibadettir" sözü de işte tam bu erkekçi, saltanatçı, iktidarcı, Emevici dinciliğin bir tezahürüdür.

"Erkeğin otorite olduğunu din diye anlatanlar din tacirleri ve yalancıdırlar"

Kadın ve erkeğe ayrımcı bir yaklaşım Kur'an dininin yaklaşımı değildir. "Kadınlar ve köpekler şöyle, şöyledir" gibi hem kadını hem hayvanları tahkir eden bir dil İlah'ın dili değildir, iktidarın dilidir. Kadını erkeğe mahkum ve erkeğin otorite olduğunu din diye anlatanlar din tacirleri ve yalancıdırlar. Sadece vahyi esas alan Müslüman kadınlar Allah ve Peygamber'i istismar ederek iftira eden dinci şarlatanların kim olduğunu öğreniyorlar ve fark ediyorlar. Erkeklere pozitif ayrımcılık yapan bir din bizim okuduğumuz Kur'an dini değildir.

Biliyorsunuz bütçe görüşülüyor, milyar liralık bütçe, silah ve savunmayla ilgili bütçeler ayrılıyor. Fakat Aladağ'da yangında evlatlarını kaybeden, dağ köylerinde yaşayan aileler yolları olmadığı gibi, okulları olmadığı gibi sadece servis aracı istemelerine rağmen evlatlarını okutabilmek için, kaymakam "Kaynak yok" dediği için çocuklarını şu anda okutamayan insanlarımız var ülkemizde.