AKP’nin 24 Haziran seçim beyannamesinde "Cemevlerine hukuki statü tanıyacaklarını” vaadine Halkların Demokrasi Partisi'den (HDP), farklı yaklaşımlar geldi. HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, 16 yıldır neredeydiniz diye sorduğu iktidara, “16 yıldır bu toplumu yok saydınız, seçim startı gelince Alevilerden oy almak için böyle bir konuyu gündeme getirdiniz” derken, İstanbul 3. Bölge adayı Ali Kenanoğlu, yerel mahkeme ve AİHM’in cemevlerinin ibadethane olarak kabul edilmesi kararının uygulanmadığına dikkat çekerek "Seçime dönük bu çirkin politikayı Alevilerin asla kabul etmeyeceğinin" altını çizdi.
HDP İzmir Milletvekili Müslüm Doğan ise Alevilerin verdiği mücadelenin AKP'yi zorladığını belirterek AKP'nin cemevi vaadine "Çok olumsuz yaklaşmamak lazım” değerlendirmesinde bulundu.
Vaadi "kazanım" olarak gören Doğan'ın konuya ilişkin ilişkin T24’e yaptığı değerlendirmeler şöyle:
“AİHM kararları uygulanmadı”
"Cem Vakfı’nın daha önce Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurusu vardı. O başvuru 2010- 2013 yılında tescil edildi o kararlar. Yani Türkiye hükümetinden savunma istendi, ben o zaman Pir Sultan Abdal Derneği’nin Başkanıydım. Bakanlıkla yaptığımız yazışmalarda, hukuki süreç tamamlanmadı, yazışmalar devam ediyor, bunlar tamamlandığında size haber verilecek demişti, ama haber vermedi. Tüm iç hukuk ve uluslararası hukuk anlamında süreçler tamamlandı. AİHM kararları uygulanmadı. AİHM kararları uygulanmak zorunda değil ama AİHM Sözleşmesi var ve burada kararlara uyulur deniyor. Türkiye buna imza atan ülke statüsünde bu kararlara uyması gerekiyor. Aslında Alevilerin verdiği mücadele anlamında bu AKP’yi zorlamaktır.
“Çok olumsuz yaklaşmamak lazım”
Seçim sürecine denk gelmiş ya da seçim süreci için kullanılmış olabilir ama kazanım bu. Söyledikleri çok şeyi yapmadılar daha önce irfan merkezleri şeklinde hükümet programına girdi ama yapmadılar. Fakat, caminin de hukuki bir statüsü yok. Cami Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kadro ataması falan camiinin de kilisenin de hukuki statüsü yok. Alevilerin mücadelesi nedeniyle ortaya konmuş bir zorlama bir sürecin gereğidir. Aslında biraz da buna devlet karar vermiş durumda. Tayyip Erdoğan bu devletin şu anda cumhurbaşkanıdır. Devlet o bu konuda bir karar vermiş o anlamda değerli buluyorum. Çünkü 90 yıldır, bir statüden bahsedilmiyor, kabul edilmiyor, ama bu devletin bakışı anlamında değerli ve önemsenmeli."
Buldan: 16 yıldır neredeydiniz?
HDP Eş Genel Başkanı Buldan, Aydın'ın Didim İlçesi'nde partisinin seçim bürosunun açılışında konuya ilişkin şu açıklamayı yaptı: “ Bu ülkede yaşayan tüm inançlar kendi kimlikleriyle yaşayabilmek için uzun süredir mücadele ediyor. Ancak Alevi toplumunun inancını tehdit olarak gördüler. Alevi toplumunun cemevlerini ibadethane olarak kullanmasına izin vermediler. Bu ülkede yaşayan Alevi’nin hakları kabul edilmiyorsa biz Sünniler gerekirse kendi haklarımızdan feragat ederiz. Yeter ki Alevi halkı kendi inancını yaşayabilsin.
"Bu ülkeyi yönetenler Alevi toplumunun haklarını gasp etti"
Bu ülkeyi yönetenler Alevi toplumunun haklarını gasp ettiler, görmezden geldiler. TBMM’ye girdiğimiz günden bugüne kadar her bir milletvekili arkadaşım özellikle Alevi toplumunun bütün taleplerini TBMM’de dile getirdiler. Fakat AKP Hükümeti çoğunluğa sahip olduğu için her zaman Alevi toplumunun, Kürt halkının taleplerini reddeden bir noktada durdu.
Şimdi çıkmış Erdoğan, seçim manifestosunda cemevlerine hukuki statü vereceğini söylüyor. 16 yıldır neredeydiniz? 16 yıldır bu toplumu yok saydınız, seçim startı gelince Alevilerden oy almak için böyle bir konuyu gündeme getirdiniz. Bunu Alevi toplumu da Türkiye halkları da biliyor."
“Seçime dönük bu çirkin politikayı Aleviler kabul etmez”
HDP milletvekili adayı Ali Kenanoğlu ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıkladığı seçim bildirgesinde yer alan cemevlerine statü tanıyacaklarına ilişkin vaadin Aleviler açısından yok hükmünde olduğunu vurguladı. ANF’ye konuşan Kenanaoğlu, seçime dönük bu çirkin politikayı Alevilerin asla kabul etmeyeceğini belirtirken Cemevinin ibadethane olduğu yönündeki yerel mahkeme ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarının AKP tarafından tanınmadığını hatırlattı.
AKP seçim bildirgesinde ne demişti?
Bildirgede, eşit yurttaşlık, hak ve özgürlüklere dikkat çekilerek bulunan vaatler şöyle:
Haklar ve özgürlükler konusunda temel amacımız; yaşı, cinsiyeti, sosyo-ekonomik şartları, etnik kimliği, mezhebi ve inancı ne olursa olsun herkesi bağrına basan, onları eşit vatandaşlık ile evrensel ilke ve değerler temelinde demokratik bir ortak yaşam bilincine ulaştıran bir anlayışı daha güçlü bir şekilde hayata geçirmektir.
Haklar ve hürriyetler alanında geçmişte sağladığımız kazanımları kararlılıkla koruyacağız. Zihniyet dönüşümü ve etkin bir uygulamayla, farklılıklarımızı çatışma konusu değil zenginlik olarak gören anlayışımızı hayatın her alanında hakim kılacağız.
Kapsayıcı ve evrensel değerlere dayalı bir vatandaşlık anlayışı içerisinde, birliğimizi ve bütünlüğümüzü pekiştirmeyi sürdüreceğiz.
Milletimizin temel değerlerinin yoğrulduğu tarihi yolculuktaki birlikteliğimizi ve eşit vatandaşlık anlayışını benimsiyoruz. Bu anlayışla, devletin, bütün toplumsal kesimlerle hakkaniyet ölçüsünde, eşitlik temelinde ve demokratik bir ilişki geliştirmesini sağlayacak; toplumsal zenginliğimizin tüm unsurlarını çoğulcu bir yaklaşımla kucaklamaya devam edeceğiz.
Topluma kimlik ve yaşam tarzı dayatılmasının karşısında olmaya devam edeceğiz. Bütün vatandaşlarımızın özgür fertler olarak güven içinde yaşadığı, geleceğe umutla baktığı, birinci sınıf olarak kabul edildiği ve muamele gördüğü bir ortamı tesis etmeyi sürdüreceğiz.
Toplumdaki her bireyin yaşam tarzına gösterdiğimiz saygıyı, bundan sonra da özenle devam ettireceğiz. Cemevleri, eğitim sisteminde sağlıklı bilgilendirme, üniversitelerde araştırma ve uygulama merkezleri oluşturma gibi çeşitli konularda Alevi kanaat önderleri ile diyalog içinde demokratik uzlaşı temelinde gerekli adımları atacağız. Bu noktada, geleneksel irfan merkezleri ve cemevlerine hukuki statü tanıyacağız.
Önümüzdeki dönemde de, başta istihdam, iskân ve eğitim sorunları olmak üzere Roman vatandaşlarımızın sorunlarının çözümüne hız vererek her türlü ayrımcılık zeminini ortadan kaldıracağız.
Gayri müslim vatandaşlarımızın herhangi bir ayrımcılığa maruz bırakılmaksızın temel hak ve özgürlüklerinin güvence altına alınması ve inançlarının özgür bir şekilde yaşamalarının sağlanması hukuk devletinin güvencesi altında olmaya devam edecektir.