Gündem

HDP’li Beştaş: Besime Konca'nın milletvekilliğinin düşürülmesi AKP'nin kadın düşmanlığının ilanı

Meral Danış Beştaş, Besime Konca'nın milletvekilliğinin düşürülmesinin ardından yaptığı değerlendirmede hükümetin kadın politikalarını eleştirdi

04 Ekim 2017 01:27

TBMM Genel Kurulu’nda, “Aile Bütünlüğünü Olumsuz Etkileyen Unsurlar ile Boşanma Olaylarının Araştırılması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla” kurulan komisyon rapor üzerinde konuşmalarda HDP Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş, Siirt Milletvekili Besime Konca’nın vekilliği düşürülen dördüncü kadın olduğunu hatırlatarak “Aslında, bu düşürme kararı AKP'nin kadın düşmanlığının ilanıdır, ilanlarından bir tanesidir” dedi.

İktidar partisinin kadın hak ihlalleriyle ilgili değerlendirmeler yapan ve örnekler veren Beştaş, "Mehmet Şimşek, "Kadınlar iş aradığı için işsizlik yüksek",  Melih Gökçek, "Anası tecavüze uğruyorsa neden çocuk ölsün?", Recep Akdağ, dönemin Sağlık Bakanı "Tecavüze uğrayan doğursun, gerekirse devlet bakar." demişti.

Beştaş’ın Genel Kurulda  tutanaklara yansıyan konuşması şöyle:

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; önerge hakkındaki konuşmamı iktidardaki partinin kadın hak ihlallerine yönelik karnesiyle ilgili yapmak istiyorum, zaten grubumuz adına Şırnak Milletvekilimiz Aycan İrmez bizim şerhimiz doğrultusunda rapora ilişkin düşüncelerimizi ifade edecektir.

Değerli milletvekilleri, bilmem farkında mısınız ama bugün bir kadın milletvekilimizin, Siirt Milletvekilimiz Sayın Besime Konca'nın vekilliği düşürüldü. Oradan başlayalım. Bu, vekilliği düşürülen dördüncü kadın milletvekilimiz. İlkin, Eş Genel Başkanımız Figen Yüksekdağ'la başladı, sonra Diyarbakır Milletvekilimiz Nursel Aydoğan, sonra Van Milletvekilimiz Tuğba Hezer, bugün de Siirt Milletvekilimiz Besime Konca'nın milletvekilliği düşürüldü, bir de Faysal Sarıyıldız vardı, bir erkek vekilimizin de vekilliği düşürüldü.

Aslında, bu düşürme kararı AKP'nin kadın düşmanlığının ilanıdır, ilanlarından bir tanesidir. Besime Konca'nın yargı sürecini yakından izleyen biri olarak şunu söyleyeyim: Ceza verilen dosyada ne var biliyor musunuz? Besime Konca bir cenaze töreninde tek cümle söylüyor: "Sevgili Batman halkı, hepinizi saygıyla selamlıyorum." Dosyadaki iddia bu ve bununla ilgili Besime Konca üç defa gözaltına alındı, iki defa tutuklandı.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) - Mahkeme "Ceza verin." talimatını aldığı için o kadar büyük bir hızla yargılamayı sürdürdü ki iki üç ay içinde iki yıl altı aylık bir ceza verdi "Batman halkı, sizi selamlıyorum." dediği için ve istinafta ne kadar kaldı biliyor musunuz; bir hafta. Bir hafta istinat mahkemesi tarafında, bölge adliye mahkemesi tarafından onandı çünkü emir büyük yerdendi. Daha Batman Ağır Ceza Mahkemesine karar gelmeden Anadolu Ajansı ve yandaş medya "Besime Konca'nın kararı onandı." diye haber ilettiler. Çünkü yine emir büyük yerdendi. İşte, bu, AKP'nin kadın düşmanlığının alanlarından biridir. Biz, Halkların Demokratik Partisi olarak hem Meclisteki kadın oranını hem belediye başkanlıklarındaki kadın oranını hem belediye meclis üyeliklerindeki kadın oranını yükselten bir partiyiz. Biz, demokratik siyasette hayatın her alanında olduğu gibi kadınların temsilini olmazsa olmaz bir olgu olarak ve esas olarak görüyoruz. İşte, bu, kadınlara yönelimin, HDP'ye yönelimin önemli bir parçası olarak görülmesi gereken bir olgu.
Tabii ki, kadına düşmanlık sadece bununla sınırlı değil. Daha dün Hatun ananın cenazesini gömdürmediler, Ankara'da gömdürülmedi. "Annelerin gözyaşı akmasın." diyen iktidar şimdi "Ananızı gömemezsiniz." diyor. Irkçılığı, faşizmi, ayrımcılığı öyle bir aşamaya getirdiler ki, artık annelerimizi gömemez hâle geldik. Başka bir kadın, Taybet ana -burada çok söyledik- bir hafta cenazesi Silopi'de sokakta çocukların gözü önünde bekletildi.

Yine, Cemile Çağırga, 13 yaşında bir çocuk; Cizre'de öldürüldükten sonra, annesi, "Çocuğumun cenazesi bozulmasın." diye bir hafta dipfrizde bekletti. Cemile Çağırga'nın annesi bunu anlatıyor.Selamet Menteş Nusaybin'de kendi  balkonunda kanaslarla, büyük silahlarla öldürüldü.

Yine, Erciş'te Hediye Ataman güvenlik güçlerince kendi evinin içindeyken yakıldı, yakılarak öldürüldü. Bu Meclis gündeminde defalarca söylenmesine rağmen hiç kimse, iktidar bunu dikkate almadı.

Peki, başka neler var? O kadar uzun ki… Şu anda Ayşe öğretmen gündemde. Ayşe öğretmen "Çocuklar ölmesin." dediği için bir yıl üç ay hapis cezası aldı. Ve şu anda hamile, çocuğunu cezaevinde doğuracak. Yine kadına düşmanlık, yine faşizm her yerde kol geziyor.

Bizim Muş Milletvekilimiz Burcu Çelik. 3 yaşında Asmin isminde bir çocuğu var. Bir milletvekili ve şu anda çocuğundan ayrı yaşıyor, çocuğuna annesi bakıyor ve Asmin, bir hafta cezaevinde kaldıktan sonra psikolojisi bozuldu, artık kapalı yerlere girmek istemiyor. İşte, bu politikanın dışa yansıması bu şekilde oluyor değerli arkadaşlar. Kadına yönelik şiddet yüzde 1.400 artarken, bu, şiddete dâhil edilmiyor. Hâlbuki hayatın her alanında kadına yönelik şiddet, kesinlikle AKP'nin kadına yaklaşımıyla doğrudan bağlantılı tesis ediliyor.
Yine, belediye eş başkanlarına kayyum atanması ve kadın belediye eş başkanlarının tutuklu olması da kadın düşmanlığının başka bir göstergesidir. Yüzlerce kadın merkezi, belediyelerimize bağlı olan kadın merkezi, yine AKP iktidarı tarafından kapılarına kilit vuruldu, sığınaklar kapatıldı.
Şimdi, gelmişler, diyorlar ki…

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) - Peki, nedir? Yani bunun temelinde yatan ne? Aslında, bunu, iktidardaki partinin yetkilileri her fırsatta söylüyorlar.
Sadece birkaç örnek: Mehmet Şimşek, "Kadınlar iş aradığı için işsizlik yüksek." demişti.

Yine, Fatma Şahin, "Medya olayları abartıyor, kadına yönelik şiddet algıda seçicilik." demişti.
Melih Gökçek, "Anası tecavüze uğruyorsa neden çocuk ölsün?" demişti.

AKP'nin Genel Başkanı, Münevver Karabulut cinayetinde tarihe kara bir not düşmüştü, "Yalnız bırakılan ya davulcuya ya zurnacıya…" demişti

Vecdi Gönül, "Türk kadını evinin süsüdür." demişti.
Yine, "Kadınsa o da iffetli olacak, mahrem, namahrem bilecek, herkesin içerisinde kahkaha atmayacak, bütün hareketlerinde cazibedar olmayacak." demişti.

Recep Akdağ, dönemin Sağlık Bakanı "Tecavüze uğrayan doğursun, gerekirse devlet bakar." demişti. Ne tesadüf, bugün kadına yönelik şiddeti, istismarı meşrulaştıran bir yasa tasarısı İçişleri Komisyonunda görüşülürken bir kadın vekilimizin vekilliği talimatla düşürüldü hem de Meclisin ilk iş gününde. Bu da şu mesajı veriyor: "Biz bu politikalarımızda devam edeceğiz." Kadınlar ölmeye devam edecek, kadınlar siyasetten dışlanmaya devam edecek, kadınlar işsizlikle boğuşmaya devam edecek, kadınlar şiddet görmeye devam edecek. Bir yandan da "Boşanmayı önleyelim." adı altında, tıpkı müftülüklere nikâh kıyma yetkisi verilmesi gibi, alttan alta da asıl ideolojik yaklaşımı sergilediklerini görüyoruz, biliyoruz, bunu yaşıyoruz ama buna karşı biz tabii ki susmayacağız, bizi bu alanlardan asla dışlayamayacaklar. Biz sadece Mecliste temsiliyet yapan bir partinin mensupları değiliz. Bizler evden, işten, tarladan, fabrikadan geliyoruz; yalnızca Mecliste değiliz, her yerdeyiz. Bizi Millet Meclisinden atabilirsiniz ama Besime Konca'nın vekilliğini düşüremezsiniz. Şu anda internete bir göz atın, yüz binlerce insan "Besime Konca bizim vekilimizdir." diyor. Evet, bizim vekilimizdir, diğer vekillerin düşürülmesinde olduğu gibi. AKP iktidarı tarihe, aynı zamanda, en çok vekil düşüren, faşizmi tahkim ederken bir partiyi tasfiyeye yönelen, kadın düşmanlığını ayyuka çıkaran ve inanç ayrımını yok sayan, ayrımcılığı körükleyen bir parti olarak geçecek.

Peki, gerçekten buna karşın kadınlar susuyor mu? Bizler susacak mıyız? Hayır. Halkların Demokratik Partisi olarak kadın politikamız hayatın her alanında devam edecek ve biz kadın oranlarını, kadın temsiliyetini, kadın-erkek eşitliğini, toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak için bütün gücümüzle, bütün inancımızla bu alanda mücadele etmeye devam edeceğiz. Bu konuda susanların, burada vekillikler düşürülürken bu konuda tek söz etmeyenlerin de tarih karşısında vebali çok ağır olacak. "Biz oy verdik, oy vermedik." tartışmasını tarih dinlemeyecek, tıpkı Deniz Gezmiş idamında oy verenlerin hâlâ hesabını veremediği gibi.

Teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)