HDP’nin eş genel başkanları Pervin Buldan ile Sezai Temelli, Suriye’nin İdlib kenti ile ilgili "İdlib’de yaklaşan savaşın bedelini siviller ödememelidir” başlıklı bir açıklama yaptı. Açıklamada “Esad rejimi”nin İdlib çevresinde artırdığı askeri yığınağın, bölgenin son yıllardaki en şiddetli çatışmalara sahne olacağına işaret ettiği ifade edilen açıklamada "İdlib’te sivillerin güvenli bölgelere tahliye edilmesi konusunda şimdiye kadar hiçbir tarafın yeterli çabayı harcamadığı anlaşılıyor” denildi.
HDP’nin cihatçıların da bulunduğu Suriye'nin İdlib kentine yapılacak olan operasyon ile ilgili açıklaması şöyle:
Suriye’de 2011’den beri süre gelen, özellikle sivillerin büyük zarar gördüğü iç savaşa yabancı çete gruplarının ve devletlerin katılması ile toplumsal ve siyasal kırılmaların derinleştiğini görüyoruz.
Son aylarda Esad Rejimi’nin İdlib çevresinde artırdığı askeri yığınak, bölgenin son yıllardaki en şiddetli çatışmalara sahne olacağına işaret ediyor. BM raporlarına göre bugüne kadar 400 bine yakın insanın öldüğü Suriye İç Savaşı’nda en büyük zararı sivil halk görmüştür. Bu büyük kayıplar konusunda hiçbir tarafın sorumluluk üstlenmediği görülüyor. Ne yazık ki, İdlib’te de sivillerin güvenli bölgelere tahliye edilmesi konusunda şimdiye kadar hiçbir tarafın yeterli çabayı harcamadığı anlaşılıyor.
HDP olarak sivillerin güvenliğini öncelikli bir mesele olarak kabul ediyoruz ve başta BM olmak üzere tüm tarafların bu meseleye aynı hassasiyetle yaklaşmasını bekliyoruz. Uluslararası güçlerin de Suriye’de sivillerin zarar görmeyeceği bir sürecin başlaması için gerekli önlemleri almasında ısrarlıyız.
Suriye İç Savaşı, yabancı güçlerin etkisi ve baskısı olmaksızın yerel tüm tarafların katılımıyla sona erebilir. Demokratik ve çoğulcu bir Suriye’nin yeniden inşa edilmesi için başta BM olmak üzere uluslararası toplumun, barışın sürdürülebilirliği temelinde üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmesi gerekiyor. Ancak tüm tarafların İdlib üzerinden yaptıkları gerilimi yükselten açıklamalar ve bu yönde sergiledikleri tutumlar, özellikle sivillerin hayatlarını tehdit ediyor.
Bu sebeple tüm taraflardan sivil halkın güvenliğini ön planda tutan bir yaklaşımla hareket etmelerini talep ediyoruz. Sivillerin bölgeden tahliyesini yürütecek bağımsız bir gözlem gücünün devreye girmesi ve tüm tarafların diplomatik yöntemlere odaklanması son derece elzemdir. İdlib’de konuşlanan ve birçok savaş suçunun ve insanlığa karşı suçların sorumlusu olan örgütlerin daha fazla istikrarsızlığa sebep olmadan etkisizleştirilmesi için tüm tarafların işbirliğine gitmesi gerekiyor. HDP olarak,
- Suriye halklarının yeni sınırlar içerisine hapsedilmesi yerine, gerçek anlamda birleştirici, demokratik ve özerkliği esas alan bir anayasa temelinde yeniden inşa edilmesini desteklediğimizi bu vesileyle bir kez daha vurguluyoruz.
- Yerlerinden edilen Suriyelilerin evlerine güven ve barış içinde döneceği koşulların sağlanması yönünde atılacak her adımı destekliyoruz.
- Suriye’yi yeniden yaşanılabilir ve toplumsal barışı sürdürülebilir kılmak adına uluslararası güçlerin, yapıcı bir tutum içinde olması gerektiğini bir kez daha vurguluyoruz.
Türkiye de dahil olmak üzere, Suriye’nin komşularını etnik kimlik ve mezhepler üzerinden ayrıştırma ve bu temelde içişlerine müdahale etme girişimlerinden uzak durmaya çağırıyoruz. Başta AKP iktidarı olmak üzere, bütün tarafları uzak coğrafyalardan Suriye içlerine yabancı savaşçıların transferi ve lojistik destek sağlanması yoluyla yıkımı derinleştiren girişimlerden vazgeçmeye çağırıyoruz. Efrin, Bab, Azaz ve Cerablus’un da aralarında bulunduğu Suriye topraklarında AKP iktidarının sebep olduğu yerinden edilmeler, kentlerin talanı ve sivillere yönelik katliamlar gibi savaş suçlarının da vakit geçirmeden BM tarafından soruşturulmasını talep ediyoruz.