Gündem

HDP Eş Genel Başkanı Buldan: Biz barışçıl ve demokratik bir Türkiye için üzerimize düşeni yapmaya hazırız

"Çözüm Sürecini bitiren taraf AKP hükümetidir"

14 Temmuz 2021 16:16

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, "Biz barışçıl ve demokratik bir Türkiye için üzerimize düşeni yapmaya hazırız" açıklamasını yaptı. 
 

Buldan, Şanlıurfa ziyaretinde HDP Karaköprü İlçe Binası önündeki konuştu. Buldan, "Sevgili Urfalılar, hepinizi saygıyla ve sevgiyle selamlıyorum. Hun bi xêr hatine, serseran serçavan hatine. Hoş geldiniz, sefalar getirdiniz. Bugün Urfa'dayız, peygamberler kentindeyiz. Burada olmaktan onur duyuyoruz. İyi ki varsınız, hoş geldiniz sefalar getirdiniz." dedi.

Buldan şu ifadeleri kullandı: 

"Bizim mücadelemizde yani barış, demokrasi ve özgürlük mücadelesinde emeği olan ancak bugün aramızda olmayan Muhsin Meliklerden İbrahim Ayhanlara kadar bütün yoldaşlarımızı saygıyla, sevgiyle, minnetle, rahmetle anıyoruz. Ruhları şad olsun. Onların bize bıraktığı bu mirası, bu bayrağı asla yere düşürmeyeceğimizin sözünü bir kez daha veriyoruz.

 "Suruç Katliamını yapan da İzmir İl Binamıza saldıran da aynı zihniyet: Katilleri tanıyoruz"

Temmuz ayındayız, 20 Temmuz’a az bir zaman kaldı. 20 Temmuz, Suruç Katliamının yıl dönümü. Bir kez daha Suruç’ta, Ankara Gar’da ve Türkiye’nin her yerinde yapılan bu katliamlarda yaşamını yitiren bütün yoldaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyoruz. Bu katliamları işleyen zihniyeti taşıyanlar sadece Suruç’ta, Ankara Gar’da değildi. İşte çok yakın bir zamanda İzmir İl Örgütümüzde Deniz Poyraz’ın katledilmesinin ve bugün de Marmaris İlçe Örgütümüze düzenlenen saldırının aynı amaçla gerçekleştirildiğini biliyoruz. Suruç ve Ankara Gar katliamını gerçekleştirenlerin, İzmir’de Deniz Poyraz'ı öldürenlerin, bugün de Marmaris’te partimize saldıranların aynı zihniyetten ve ekipten olduklarını biliyoruz. Organize edenleri, katliamları gerçekleştirenleri tanıyoruz. Bunların hesabını yargı ve adalet önünde soracağımızı bir kez daha ifade ediyoruz. 

"Urfa’yı elektriksiz ve susuz bırakan politikaların altında Kürt düşmanlığı var"

Yaz aylarında başta Urfa olmak üzere özellikle bu bölgede yaşanan sıkıntıları da biliyoruz. DEDAŞ’ın elektrik kesintileriyle Urfa halkının elektriksiz kaldığını, susuz kaldığı biliyoruz. Böyle bir yönetimle, böyle bir anlayışla Urfa halkını yönetenlere buradan sesleniyoruz: Sizin bu politikalarınızın altında Kürt düşmanlığının yattığını hepimiz biliyoruz. Urfa halkının elektriklerini keserek, tarımla geçinen bu halkın elektrik ve suyunu keserek tarımı bitirdiğinizi biliyoruz. Urfa halkının gelecek ilk seçimde bunun hesabını sizden soracağını asla unutmayın. 

Urfa'nın bereketli toprakları vardır. Bu toprakların Urfa halkına büyük geçim kazandırmasını engelleyenler, Urfa halkının yaz aylarında mevsimlik işçi olarak Türkiye’nin batısına gitmesine neden oluyor. En fazla Urfa halkı batıya gitmek, mevsimlik işçi olarak çalışmak zorunda kalıyor. 

"Mevsimlik işçiler ya yolda can veriyor ya da ırkçı saldırılara maruz kalıyor"

Urfa toprakları sadece Urfa halkını değil dünyayı doyuracak verimlilikte olmasına rağmen bunu engelleyerek Urfa halkının başka yerlere gitmek zorunda kalmasına neden olanlar, bunun hesabını elbette sandıklarda, seçimlerde verecektir. İşçi olarak metropollere gidenler ya yolda kaza geçirip yaşamını yitiriyor ya da gittikleri yerlerde ırkçı saldırılarla karşı karşıya kalıyorlar. İşte bunun nedeni bu ülkeyi yönetenlerin, iktidar partisi AKP’nin Kürtleri, HDP’yi her gün hedef göstermesi, hakaret etmesi, Kürt düşmanlığını açıkça yapmasıdır. Biz de diyoruz ki Urfa halkı bu Kürt düşmanlığınız için sizlere en iyi cevabı sandıklarda verecektir, vermeye hazırlanıyor. 

"Şenyaşar ailesine yapılan ahlaksızlığı ve vicdansızlığı şiddetle ve nefretle kınıyoruz"

Biz dün Antep’teydik. Bugün buraya geleceğimiz biliniyordu. Sabah Urfa Adliyesi önünde 128 gündür adalet nöbeti tutan Şenyaşar ailesini bir kez daha gözaltına aldıklarını duyduk. Niye gözaltına aldılar? Biz buraya geliyoruz, onları ziyaret ederiz diye gözaltına aldılar. Bu ahlaksızlığı, vicdansızlığı, bu hukuksuzluğu bugün bir kez daha şiddetle ve nefretle kınıyoruz. Şenyaşar ailesini gözaltına almak değil onların adalet talebine, çığlığına kulak vermektir yapılması gereken. Ama AKP hükümeti bir kez daha vicdansızlığını ortaya koydu ve Şenyaşar Ailesinin adalet çağrılarına karşılık onları bir kez daha gözaltına aldı. 

Şunu bilsinler ki, Türkiye’deki milyonlar, bütün Kürtler Şenyaşar ailesiyle birlikteyiz. Onların adalet çağrısı bizim adalet çağrımızdır; onların yaşadığı bu hukuksuzluk ve haksızlık elbette HDP’nin gündemindedir. Onlar bu adalet arayışını ancak ve ancak adalet yerine geldiği anda bitirecekler. Bu hukuksuzluk sona erdiği anda bitirecekler. Böyle gözaltına alarak, HDP’lilerin onları ziyaret etmesini engelleyerek bu haksızlığı ve hukuksuzluğu ortadan kaldıramazsınız. Emine Şenyaşar annemize, Şenyaşar ailemize buradan sevgilerimizi ve saygılarımızı gönderiyoruz. 

"AKP’nin Kürtlere yönelik saldırıları karşısında AKP ile oturacak tek bir Kürt yoktur"

Bugün AKP’nin Kürtlere zulmü, AKP’nin Kürtlere baskısı ortadadır, açıktır. Bu ülkeyi öyle bir zorbalıkla yönetiyorlar ki, tek dertleri seçimlerde bir kez daha iktidara gelmek. Ancak artık Türkiye halklarının ve Kürtlerin, AKP’nin yalanlarına karnının tok olduğunu bir kez daha göstermesinin zamanı gelmiştir. Dün Antep’te Çözüm Sürecinden bahsettim. Bu ülkenin Çözüm Sürecindeki o kıymetli zamanından bahsettim. Ancak bu açıklamamı çarpıtanlar ve bir kez daha “AKP ile masaya oturmak istiyorlar” diyenler şunu iyi bilsinler; bugün AKP’nin yaptığı zulümler karşısında, belediyelerimize atanan kayyımların, cezaevlerinde olan milletvekillerimizin, belediye eşbaşkanlarımızın, her gün operasyonlarla gözaltına alınıp tutuklanan yöneticilerimizin, hakkımızda açılan davaların ve fezlekelerin ve yine bu ülkede yapılan bütün hukuksuzlukların karşısında AKP’yle masaya oturacak tek bir Kürt yoktur, olamaz. 

"Son demlerini yaşadıkları için Diyarbakır’a gidip Kürtlere göz kırpıyorlar"

Ülkeyi anti-demokratik uygulamalarla yönetenler, başta Kürt halkı olmak üzere halkların yürüttüğü siyasetin önünü kapatanlar, Kürtlerin dilini yasaklayanlar, Kürtlerin seçilmişlerine baskı uygulayanlar, Kürtlere seçme ve seçilme hakkını çok görenler, Kürtlere adaleti ve hukuku yok sayanlar, Kürt halkına zulüm yapanlar şunu iyi bilsin ki artık son demlerini yaşıyorlar. Onlar da görüyor ve biliyorlar ki anketlerde baş aşağı gidiyorlar, oy kaybediyorlar. Bunun için Diyarbakır’a gidip Kürtlere göz kırpıyorlar. Sizin Diyarbakır’a, Hakkari’ye, Van’a gitmeniz Van, Diyarbakır, Hakkari halkını barış, özgürlük ve demokrasi mücadelesinden vazgeçirmez. Aynı zamanda sizin bize uyguladığınız bu haksızlıkların unutulmasına da izin vermeyeceğiz. Kürtler, sonuna kadar sizin bu zulümlerinizi, Selahattin Demirtaş’ı cezaevinde tuttuğunuzu, Figen Yüksekdağ’ları cezaevinde tuttuğunuzu, halkın her türlü iradesini gasp ettiğinizi asla ve asla unutmayacaktır. Buradan bir kez daha bunun sözünü veriyoruz ve AKP’ye bir kez daha hatırlatıyoruz. 

"Çözüm Sürecini bitiren taraf AKP hükümetidir"

Dün Antep’te söylediğim bir şey de çarpıtıldı. Çözüm Sürecinde masayı kimin devirdiğine dair söylentiler çıktı. Cumhurbaşkanı Diyarbakır’da Çözüm Sürecinde masayı HDP’nin devirdiğini söylüyor. Buradan o sürecin içerisinde olan biri olarak söylüyorum: "Dolmabahçe Mutabakatını tanımıyoruz" diyenler, HDP’nin 7 Haziran başarısını hazmedemeyenler, bu ülkeye barışın gelmesini çok görenler, bu ülkede demokrasi rüzgarının esmesine engel olmak isteyenler Çözüm Sürecini bitirdi. Bitiren taraf da açık ve net söylüyorum, bugünün iktidarı AKP hükümetidir.

Biz elbette Çözüm Sürecini önemseriz. Dün şunu da söyledim keşke Çözüm Süreci bir kez daha olsa, Sayın Öcalan ile görüşmeler başlasa, tecrit ortadan kalksa, Kürt sorunu demokratik yöntemlerle çözülse. Ama bunu çözecek olanın elbette AKP hükümeti olmadığını biliyoruz. AKP bu anlayış ve zihniyetle bu sorunu çözmek yerine daha da derinleştirmenin, katmerleştirmenin yol ve yöntemlerini arıyor. Ne yapıyor siyasetçiyi tutukluyor, İmralı’da tecridi uyguluyor. Her gün operasyon gerçekleştiriyor. İl ve ilçe binalarımıza yapılan saldırılarda bile bu ülkeyi yönetenlerin parmağının olduğunu çok iyi biliyoruz. 

"Biz barışçıl ve demokratik bir Türkiye için üzerimize düşeni yapmaya hazırız"

Bunun için diyoruz ki; Türkiye halkları, Türküyle Kürdüyle, Lazıyla Çerkesiyle, Arabıyla, Sünnisiyle Alevisiyle bir bütün olarak kadınıyla genciyle bu dönem seçimlerde bu ülkenin demokratik bir yönetime kavuşması güç birliği oluşturacaktır. Ama oluşturulacak olan bu güç birlikleri Kürdü inkar eden bir anlayışa sahip olmamalıdır. Kürdün sorununu net olarak ifade etmek zorundadır. Sorun nasıl çözülür diye muhataplarıyla oturup konuşmak zorundadır. İşte biz böyle bir Türkiye’nin, barışçıl demokratik bir Türkiye’nin oluşması için sorumluluğumuzu yerine getirmeye hazırız. Bu ülkeyi yönetmeye de talibiz. Şimdi önlerinde en büyük engel olarak HDP’yi gördüklerini biliyoruz. Evet önlerindeki en büyük engel biziz, HDP’dir. Çünkü biz Türkiye’nin her yerindeyiz. Çünkü biz Türk’üz, Kürt’üz, Ermeni’yiz, Süryani’yiz, Alevi’yiz, Sünni’yiz, kadınız, genciz. Çünkü biz işçiyiz, emekçiyiz, esnafız. 

"HDP’yi asla kapattırmayacağız"

Kimin derdi varsa, kimin sorunu varsa biz oradayız ve onun yanındayız. HDP bugün Türkiye’de siyaset arenasında önemli bir yere sahiptir. Bu bir fikriyattır elbette. Şimdi bir kapatma davası açmışlar hakkımızda. Zannediyorlar ki HDP kapatılırsa HDP biter, kül olup uçar. Gelip görsünler HDP’nin bütün binalarında, bütün il ve ilçe örgütlerinde her kesimden, farklı inançlardan, farklı dinlerden, mezheplerden kim varsa kapının anahtarı onların elindedir. Herkesin elinde HDP’nin anahtarı vardır. O yüzden hiç kimse HDP’nin kapatılacağını düşünmesin. HDP’yi asla ve asla kapattırmayacağız!


Bizler çalışmalarımızı kapatma gündemine göre değil, halkımızın gündemine göre yapıyoruz. Her gün alanlarda, meydanlarda, sokaklardayız. Kim bir mağduriyet yaşıyorsa biz oradayız, kim sıkıntı yaşıyorsa onun sesini Meclis'e taşıyoruz. İşte bunun için bizimle bu kadar uğraşıyorlar ama uğraşsınlar çabaları boşunadır, nafiledir. HDP gümbür gümbür geliyor, bu ülkede barışı da adaleti de demokrasiyi de yerleştirmeye geliyor. Bu sıcak karşılamanızdan dolayı hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Hepinizi sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum.