HDP, Gülen Cemaati ‘ne yakınlığı ile bilinen medya kuruluşlarına yönelik olarak yapılan 14 Aralık operasyonuna ilişkin açıklama yaptı. “Paralel yapıya yönelik yapıldığı duyurulan gözaltı ve baskınların Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın açık talimat vererek yönettikleri bir süreç olduğu aşikarken, operasyonun adli değil siyasi olduğu da tartışmasızdır” ifadelerinin yer aldığı açıklamada “HDP olarak hiçbir meseleye intikamcı perspektifle bakmadık ve bundan sonra da bakmayacağız. Hukukun evrensel ve demokratik ilkelerini benimsemiş, hukukun üstünlüğüne inanmış, hukuk kurallarının herkese eşit uygulanması gerektiği anlayışıyla hukuksuzluğun karşısında durmaya devam edeceğiz” denildi.
HDP’nin açıklaması şöyle:
14 Aralık 2014 sabahına Türkiye, merkezinde Zaman gazetesi, Samanyolu TV’nin ve bir kısım illerde de emniyet mensuplarının gözaltı kararları ile uyanmıştır. Operasyonun hedefinde basın yayın kuruluşlarının da yer alması sebebiyle, halkın haber alma hakkı risk altındadır. Başta basın özgürlüğü olmak üzere, düşünce ve ifade özgürlüğü ile halkın haber alma haklarına evrensel hukuk normları çerçevesinde hassasiyet gösterilmesinin zorunluluğu konusunda ilgilileri uyarıyoruz.
Paralel yapıya yönelik yapıldığı duyurulan gözaltı ve baskınların Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın açık talimat vererek yönettikleri bir süreç olduğu aşikarken, operasyonun adli değil siyasi olduğu da tartışmasızdır. Bu operasyonların, paralel yapının, KCK, Ergenekon, Balyoz süreçlerinde işlediği suçlara dair tek bir soru sorulmadan, geçmişteki AKP-Cemaat Ortaklığı'na vurgu yapılmadan sonlandırılacağını önceki deneyimlerden biliyoruz. Süreçleri böyle işleten AKP ve Cemaat de biliyor.
HDP olarak hiçbir meseleye intikamcı perspektifle bakmadık ve bundan sonra da bakmayacağız. Hukukun evrensel ve demokratik ilkelerini benimsemiş, hukukun üstünlüğüne inanmış, hukuk kurallarının herkese eşit uygulanması gerektiği anlayışıyla hukuksuzluğun karşısında durmaya devam edeceğiz. Adalet yerine siyasi intikamcı ve hukuka uygun olmayan tutumların sorunları daha da çözümsüz bir hale getireceği unutulmamalıdır.
Hukuk gözetilmeksizin, siyasal hedeflerle gerçekleştirilen operasyonların toplumsal barışa hizmet etmediği gibi, son birkaç yılda, operasyon yapanların da operasyona uğrayabileceğinin açık örnekleri ile karşı karşıyayız. Yetkilileri, soruşturmaların hukuk çerçevesinde adil yargılama ilkelerinden ayrılmaksızın yürütülmesi konusunda uyarıyor, mevcut operasyonların hukuka olan güveni tümden ortadan kaldıran zincire yeni bir halka eklememesi konusuna dikkat çekiyoruz.
Basın özgürlüğü demokrasinin olmazsa olmaz şartıdır. Demokrasi ise, sizin gibi düşünmeyenlerin de söz söyleme hakkını kabullenmektir. Basın özgürlüğü, ifade etme özgürlüğüdür. Her türlü görüşten medya organının, kendini iktidara ya da egemen anlayışlara eklemlemek zorunda hissetmeden varlığını sürdürebileceği bir demokrasi atmosferi Türkiye’nin hakkı ve ihtiyacıdır.
Her zaman dediğimiz gibi, hukuk herkese lazımdır. Mevcut operasyonlar yolsuzlukları örtmeyeceği gibi, halkların barış, demokrasi ve hukuk arayışlarının da önüne geçemez.