Dünya Hayvan Hakları Günü'nde, sokaktan evlerine aldıkları hayvanlarıyla toplanan Antalya'daki Konyaaltı Dostları Derneği üyeleri, hayvana eziyet edenlerin Kabahatlar Kanunu'na göre değil, Türk Ceza Kanunu'na (TCK) göre yargılanmasını istedi.
Türkiye Hayvan Hakları Federasyonu Batı Akdeniz Koordinatörü olan Konyaaltı Dostları Derneği Başkanı Nilsu Güleç ve bir grup hayvansever, bugün sabah saatlerinde Konyaaltı Kent Meydanı'nda buluştu. Dünya Hayvan Hakları Günü nedeniyle bir araya gelen Antalyalı hayvanseverler, bundan 4 ay önce Varsak Beldesi'nde belediye ekiplerinin öldürdüğü sokak hayvanlarının toplu mezarının ortaya çıkmasını tekrar gündeme getirdi. Toplu mezardan çıkartılan köpeklerin fotoğraflarının üzerine ‘Sizleri Koruyamadık, Özür Dileriz’ yazılı dövizleri gösteren onlarca hayvansever, sokaktan evlerine aldıkları hayvanlarını da getirdikleri protestoda, alt kademe belediyelerin yer olmadığı gerekçesiyle hayvan bakımevi yapmamalarına tepki gösterdi.
Turizm şehri Antalya'da sokak hayvanlarının ciddi tehlikede olduğunu belirten Dernek Başkanı Nilsu Güleç, hayvan sağlığının aynı zamanda insan sağlığının ihmali olduğunun altını çizdi. Hapishane, barınak gibi değil, hastaneler gibi hayvan bakımevi yapılmasını istediklerini vurgulayan Güleç, “Halkımızda bu konuda bilinçli davranıp, belediyeleri arayıp sokaktaki hayvanları istemiyoruz diyerek yerine bakım evi, kısırlaştırma, aşılatma ve yaşatma isteminde bulunmalı” dedi.
İçeriği ve yaptırım gücü yetersiz, yeterli koruma sağlanamamasını eleştirdikleri 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu'nun daha etkili bir hale getirilmesini istediklerini belirten Güleç, şunları söyledi:
“Kanunun daha etkili hale getirilmesi için hayvana tecavüz edenler, işkence edenler, gözünü oyan, üzerine kurşun yağdıran, vücudunu kesen kişilere sigara yasağını ihlal edenlere yapıldığı gibi sadece para cezası veriliyor. Yani parası olan, hayvan öldürme hakkına sahip oluyor. Bu yanlış sistemden para cezası kesmek suretiyle, devlet de para kazanma yolunu tercih etmektedir. Bu yasada öngörülen müeyyidelerin, Kabahatlar Kanunu'na göre değil Türk Ceza Kanunu (TCK) kapsamına alınmasını talep ediyoruz. Gerekli tedbirler zamanında alınmazsa hem insan sağlığı etkilenebilecek, hem çevresel etkileri olacak. Hem de hayvan popülasyonu hakkında hiçbir zaman gerçekten bilgimiz olmayacaktır.” (DHA)