Adım Doğan Akın.
Gazeteciliğe Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni bitirdiğim hafta başladım. Bir gazetenin kapısından attığım ilk adımın üzerinden 20 yıl geçmiş bulunuyor. Mesleğimin belli başlı bütün kademelerinde çalıştım.
Tempo24’ün Genel Yayın Yönetmeni olarak ilk kez karşınıza çıkarken kaleme aldığım yazıya bu kadar kişisel bir girişle başlamamın iki nedeni var.
Birincisi; çok basit, kendimi birkaç cümleyle de olsa tanıtmam gerekir diye düşündüm. Birbirimizi daha iyi tanımaya ve daha iyi dinlemeye ihtiyacımız var.
İkincisi; çok uzun bir zamana yayılmış sayılmasa da kişisel deneyimim habercilikteki tarihsel dönüşümü kapsıyor.
“Haber değeri taşıyan bir olayın meydana gelmesi ile yayımlanması arasında geçen uzun zaman”ı kum saatinden çıkarıp dünyanın her köşesine ışınlayan bir dönüşümden söz ediyoruz.
Olay yerine giden gazetecilerin yaptıkları ilk işin telefonun tuşlarına basmak değil, telefon kulübesi aramak olduğunu hatırlamak için güçlü bir hafıza gerekmiyor. O kulübe bulunduğunda ankesörlü telefona bir avuç jeton atılır, gazetenin numarası çevrilir ve merkezdeki daktilonun makineli tüfek tarakasına benzeyen tıkırtıları eşliğinde haber yazdırılırdı.
Olay bölgesinden fotoğraf bu kadar “hızlı” geçilemezdi! Genellikle otellerde kiralanan bir odanın en uygun köşesi “karanlık oda”ya çevrilir, sonra filmler yıkanırdı. Bu aşamadan itibaren tek kare fotoğrafı faks silindiri üzerinden yazı işlerine geçmek yaklaşık yarım saat sürerdi. Elbette telefon hatları müsaitse…
Çok uzak zamanlardan söz etmiyorum!
Devrim, işte bu süreçte yaşandı. Cep telefonu olarak da kullandığımız avuç içi bilgisayarlar, bütün bu haber ve görüntü geçme sürecini birkaç dakikaya indirdi. Ve gazetecileri “haberi ileten tek kaynak” olmaktan çıkardı!
İnternet; kâğıda basılı yayınlarda hayal bile edilemeyecek bir metin alanına ses, görüntü ve anında yayının eşsiz olanaklarını ekleyerek, gazetecilikte rekabet edilmesi giderek imkânsızlaşan temel mecra haline gelmiş bulunuyor.
Haber, önce “istediğiniz anda, istediğiniz kadar metin, görüntü ve ses” veren internetten izleniyor.
Peki, haberi iletmenin tek kaynağı olmaktan çıkması gazetecinin önemini azalttı mı?
Hayır, tam tersine, bu durum gazeteciliğin profesyonel standartlarına daha da büyük bir önem kazandırdı.
Türkiye’nin en geniş yelpazede içerik üreten grubu Doğan Burda’nın çatısı altında yayımlanan Tempo24, yüksek profesyonel standartlara sahip gazeteciler tarafından hazırlandı.
Basın tarihinde ilk kez tanık olacağınız sayfalarla karşınıza çıkıyoruz. Türk basınında en çok izlenen köşe yazılarının özetlerini, ilk kez ve gün başlamadan okuyabileceksiniz. Türkiye ve dünya gündemi ile gazetelerin ana sayfalarını gün başlamadan Tempo24’te bulabileceksiniz. Emekli olduğunda ne kadar aylık alacağını merak edenlerin aradıkları bilgiye birkaç saniyede ulaşabildikleri tek adres de burası olacak…
Türkiye’nin en kapsamlı internet gazetesi olarak yola koyulan Tempo24 üzerinde konuşmayı sürdüreceğiz.
Şimdilik Tempo24’ün ciddi bir meydan okuma olduğunu ve bunun için sadece gazetecilikten güç almanın bize büyük bir cesaret verdiğini belirtelim.
Modern resmin öncülerinden Paul Cezanne der ki…
“Paris’i bir elmayla hayrete düşüreceğim!..”