Almanya’da geçtiğimiz haftasonu oynanan 1. ve 2. lig maçları ırkçılık ve şiddet karşıtlığına adandı. Böylece zenofobinin (yabancı düşmanlığı), ırkçılığın ve anti-semitik duyguların Alman futbolunda yerinin olmadığı bir kez daha vurgulandı! Fakat kaderin bir cilvesi olsa gerek, yine aynı hafta Bundesliga’da “ırkçılık” yeniden hortladı!
SEVECEN TUNÇ / TEMPO24
Davos krizinin kaldırdığı toz duman arasında, kaçımızın hatırlamaya mecali kaldı bilinmez ama Bundesliga, Nazi ölüm kampı Auschwitz’i, kapatılışının 64. yıldönümünde futbolseverlere hatırlatmayı başardı. 27 Ocak 1945’te kapatılan Auschwitz’in karanlık hatırası belleklerde yeniden canlanırken, Almanya’da geçtiğimiz haftasonu oynanan 1. ve 2. lig maçları ırkçılık ve şiddet karşıtlığına adandı.
Böylece zenofobinin, ırkçılığın ve anti-semitik duyguların Alman futbolunda yerinin olmadığı bir kez daha vurgulandı! Fakat kaderin bir cilvesi olsa gerek, yine aynı hafta Bundesliga’da “ırkçılık” yeniden hortladı! Shalke 04 takımının siyahi yıldızı Gerald Asamoah’a, Carl Zeiss Jena takımının tribünlerdeki 18 bin taraftarın hep bir ağızdan maymun sesleri çıkartarak bağırmaları Alman futbolu adına utanç vericiydi. Sadece Shalke’nin değil, Alman Milli Takımı’nın da formasını terleten Asamoah olanlardan büyük üzüntü duyduğunu belirtti. Lakin Gana asıllı yıldıza sorarsanız, bu ırkçı saldırı ilk değildi ve son olmayacaktı…
Afrika’nın taşkın ve özgür ruhu
Shalke 04’ün agresif futboluyla bilinen toraman oyuncusu Gerald Asamoah, 1978 yılında Gana’nın Mampong kentinde dünyaya gelir. Kentte gazetecilik yapan baba William Asamoah ailesini arkasında bırakarak Avrupa’ya göç ettiğinde Gerald henüz dört yaşındadır. Baba William, Almanya’nın Hannover kentindeki bir lastik fabrikasında iş bulduktan sonra önce büyük oğlu Anthony’i, ardından Gerald’ı yanına alır. Gerald, Gana’dan Almanya’ya gittiğinde 12 yaşındadır. Anthony taşıdığı futbol tutkusunu kardeşine de aşılamaya çalışır ve amatör Werder Hannover takımında abi kardeş forma giymeye başlarlar.
Yetenekli küçük kardeş Gerald’ın yıldızı abisinden önce parlar ve 4 yıl amatör olarak forma giydiği Werder Hannover’dan 3. Bundesliga’daki Hannover 96 takımına transfer olur. Attığı gollerle yeni takımını 2. Bundesliga’ya yükselten Gerald Asamoah, bir maç sırasında rahatsızlanınca, tüm yaşantısını etkileyecek bir gerçekle de tanışmış olur. Asamoah’ın kalp kaslarında doğuştan bir sorun vardır.
Asamoah, bundan sonra futbol oynamasının aslında yaşamıyla oynamak anlamına geleceğini söyleyen doktorlara rağmen futbola devam eder. Hastalığını öğrenmesinin ardından, kendisi gibi kalp rahatsızlığı olan çocuklara yardım elini uzatmak için harekete geçen Asamoah, temel hedefi Gana’da bir kalp merkezi açmak olan bir vakıf kurar. Bu çabasını bir röportajında “bir çocuğun gülümseyişi tüm emeğe değer” diyerek açıklar.
Saha kenarında kendisi için özel bir sağlık ekibinin beklediği her maça defilatör takarak çıkan siyahi yıldız, bu koşullarda futbolunu bu kadar ileriye taşıyabileceğini hayal bile edemediğini ifade eder. Fakat tahminlerinin çok ötesinde bir performans sergileyerek 1999- 2000 sezonunda Shalke 04’e transfer olan yıldız futbolcu, takımdaki ilk sezonunun ardından Gana ve Almanya milli takımlarından teklif alır.
Futbolunu Alman disipliniyle geliştirdiğini fakat aynı zamanda Afrika insanına özgü “taşkın” ve “özgür” ruhu taşıdığını söyleyen Asamoah, kendisini “yarı Ganalı yarı Alman” addeder. Sadece futbolda değil gündelik hayatın her alanında ırkçı tacizlere maruz kalmış biri olarak, Alman Milli Takımı’ndan teklif almanın gururu ve tedirginliğini birarada yaşar. Zorlu bir karar sürecinin sonunda Gana’yı değil, Almanya Milli Takımı’nı tercih eder.
Asamoah bilinenin aksine, Alman Milli Takımı’nda forma giyen ilk siyahi futbolcu değildir. Almanya, Milli takıma siyahi oyuncuları dahil etme konusunda İngiltere ya da Fransa’ya nazaran daha tutucu bir tavır sergilese de 1974’te dönemin siyahi yıldızı futbolcu Erwin Kostedde ve 1979’da bir başka “nigger” Jimmy Hartwig Alman Milli Takımı’nda top koşturmuşlardı. Bu futbolcular da tıpkı bugün Asamoah’ın yaşadığı gibi ırkçı hakaret ve tacizlere uğramışlardı. Kostedde bir röportajında, Borussia Dortmund’da top koşturduğu günlerde Dortmund taraftarlarının ırkçı tutumundan dolayı sadece deplasman maçlarında oynayabildiğini belirtmişti.
Hayır, Gerald! Sen Almanya Değilsin!
Asamoah, on iki yaşında geldiği Almanya’da başından beri ırkçı tavır ve saldırılarla karşılaştığını belirtir. Yıldız oyuncu, amatör olarak top koşturduğu gençlik günlerinde, siyah olduğu için diskolara giremediğini ve bir de Cottbus’taki bir maçta muz yağmuruna tutulduğunu asla unutmaz. Bu acı deneyimlere rağmen ırkçılıkla mücadelede bilinçli bir tutum sergileyen siyahi futbolcu toplumsal kampanyalarda aktif rol alır. 2005 yılında, ‘etnik farklılıkların olduğu bir toplumda barış içinde yaşamak’ amacıyla başlatılan “Du Bist Deutschland” (Sen Almanya’sın) adlı kampanyada yer alsa da bu kampanya bir bumerang gibi Asamoah’ı vurur. Daha sonradan yasaklanan Irkçı Neo-Nazi örgütü Schutzbund- Deutschland, hazırladığı posterlerde Asamoah’ın fotoğraflarını kullanarak şu ifadeye yer verir: “Hayır, Gerald! Sen Almanya Değilsin!”
Asamoah’ın karşılaştığı çirkin saldırılar bunlarla sınırlı kalmaz. Borussia Dortmund’un file bekçisi Roman Weidenfeller’in, bir maç sırasında çarpıştığı Asamoah’a “kara domuz” demesi futbol basınında geniş yankı yaratır. Asamoah, Almanya’da futbol oynayan Afrika kökenli birçok futbolcunun, pek de ‘münferit’ addedilemeyecek bu tip olaylarla karşılaştığını ve bunların dünya kamuoyunda Alman futbolunun imajını zedelediğini sıklıkla dile getirir. Gerçekten Bundesliga’da top koşturan futbolcuların %43’ünün yabancı olduğu düşünüldüğünde, tribünlerde sıklıkla temayüz eden kafatasçı zihniyetin Alman futboluna ne kadar zarar verebileceği tahmin edilebilir.
Gerald Asamoah, yaşadığı acı deneyimlere rağmen Alman Milli Takımı’nı bırakmayı düşünmüyor. 10 yıldır top koşturduğu Shalke’de ise zaten mücadeleci oyunu, mütevazi kişiliği ve güleç yüzüyle taraftarların sevgilisi durumunda. Taraftarların “Asa”sı, ırkçı hakaretlere, çirkin saldırılara kulağını tıkayıp mücadeleci ruhuyla sahada kendini göstermeye devam ediyor. Şiddetten anlayanlara en güzel cevabı futboluyla veriyor!