Gündem

Haydarpaşa'daki hıristiyanlığı bölen kilise gün yüzüne çıkıyor!

'Haydarpaşa Garı’nın hemen arkasında, muhtemelen rayların altında Bizans imparatorlarının yazlık sarayının kalıntıları bulunuyor'

24 Eylül 2012 12:03

Ertan Altan

(Taraf, 24 Eylül 2012)


Hıristiyanlığı bölen kilise gün yüzüne çıkıyor

 

Haydarpaşa Garı ve Liman Dönüşüm Projesi için nihai düzenleme kararı, İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’nde kabul edildi. Böylece projenin hayata geçmesinin önünde engel kalmadı. Anıtlar Kurulu’nda onay bekleyen proje için yapılacak ihalenin ardından Haydarpaşa’ya ilk kazma vurulacak.

Belediye Meclisi’nde, AK Partili üyelerin oylarıyla kabul edilen ve CHP tarafından dava edilen planın yeniden ele alınmasının sebebi, ilk planda yer alan idari sınır ile SİT sınırı arasındaki uyumsuzluktu. Onaylanan planla birlikte Haydarpaşa’ya gökdelenler dikileceği ve garın otel yapılacağı söylentileri boşa çıkarıldı ancak Haydarpaşa Port Projesi geçen yıl Belediye Meclisi’ne geldiğinde bu köşede gündeme getirdiğim, “Bölgedeki arkeolojik kalıntıların durumunun ne olacağı” sorusuna açık bir cevap verilmemişti.

Bu sorunun cevabını Üsküdar Belediye Başkanı Mustafa Kara’dan aldım. Kara; Hıristiyan tarihi araştırmaları, Türk turizmi ve arkeoloji dünyası açısından müjde niteliğinde açıklamalar yaptı.

Haydarpaşa Garı’nın hemen arkasında, muhtemelen rayların altında Bizans imparatorlarının yazlık sarayının kalıntıları bulunuyor. 17 yaşında Doğu Roma İmparatoru olan 395–408 yılları arasında hüküm süren Arcadius döneminde yapıldığı tahmin edilen bu saray, merasim ve seferden dönen orduyu karşılama amacıyla kullanılıyordu.

Bu sarayla birlikte Haydarpaşa Port alanındaki en önemli arkeolojik kalıntılar ünlü Kadıköy Konsili’nin toplandığı Sainte Euphemie Kilisesi ile Saint Christophe Kilisesi’ne ait. Özellikle Kadıköy Konsili’nin toplandığı Sainte Euphemie Kilisesi Hıristiyan dünyası için büyük önem taşıyor. Bu kilisede, 451 yılının 8 ekiminde başlayarak 1 kasıma kadar devam eden konsilde Hıristiyanlıkla ilgili önemli kararlar alınmış bu kararlar doğrultusunda Hıristiyan dünyasında büyük bir bölünme yaşanmıştı. İsa’nın hem tanrı hem insan tabiatlı olduğuna inananlar, diofizitler İsa’nın tek bir tabiatı olduğuna inananlar ise monofizitler olarak ayrılıp kendi kiliselerini kurmuşlardı.

Haydarpaşa Port için bölgede çalışmalar başladığında, tıpkı Yenikapı tüp geçit kazılarında olduğu gibi İstanbul’un antik dönemine ait çok önemli kalıntılar gün yüzüne çıkarılacak. İdari sınır ile SİT alanı sınırı arasındaki uyumsuzluğun giderilmesi için planı yeniden ele alan Belediye Meclisi, Haydarpaşa Port’un Üsküdar ayağındaki alanda SİT alanı açısından herhangi bir problem olmadığını tesbit ederek, Kadıköy bölümündeki gar binası, limandaki silolar ve arkeolojik kalıntıların durumunu da netleştirmiş oldu.

Proje Anıtlar Kurulu’nda demiryolları Özelleştirme İdaresi’ne devredilecek. Ardından bir ihale yapılacak. Üsküdar’daki Harem Otogarı’ndan başlayarak Kadıköy’deki Ayrılık Çeşmesi’ne kadar olan alanı kapsayan Haydarpaşa Port Projesi’nde arkeolojik kalıntılar bölgenin yüzde beşlik bir bölümünde yer alıyor. Bu bölümde yapılacak kazılar Müzeler Genel Müdürlüğü tarafından yapılacak. Kalıntılar ortaya çıkarıldığında nasıl sergileneceklerine karar verilecek. Üsküdar Belediye Başkanı Mustafa Kara, kalıntıların üzerinin camla kaplanarak sergilenebileceği görüşünde.

Boğaz’daki tüp geçit çalışmaları, İstanbul’da arkeolojik kazı yapmanın zorluklarını aşmak için eşsiz fırsatlar sundu. Böylesine büyük bir proje sözkonusu olmasaydı, Aksaray’ın tam ortasında 1700 yıllık Thedosius Limanı’nı çıkarmak için kazı yapmak imkânsızdı. Haydarpaşa Garı’nın arka tarafında yer aldığı bilinen Sainte Euphemie ve Saint Christophe kiliseleriyle Arcadius Sarayı’nı gün yüzüne çıkarmak için de Haydarpaşa Port gibi büyük bir projeye ihtiyaç vardı.