Gündem

"Hayatı Erdoğan'la geçmiş bir genç gelecek için iyimser olabilir mi?"

"Bu kadar mı karamsarız? Geleceği bu kadar mı karanlık görüyoruz..."

06 Ekim 2017 05:12

Salı günü İngiltere'nin başkenti Londra'da dünyanın en büyük telefon şirketlerinden biri olan Vodofone'nun geleceğe yönelik politikaları sunumuna katılan Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök, şirketin 18-25 Eylül tarihleri arasında 14 ülkede 13 bine yakın insanla yaptığı araştırmayı değerlendirdi. Araştırmaya göre İngilizlerin yüzde 32'sinin “Gelecekte yaşam standardım daha iyi olacak” düşündüğünü aktaran Özkök, Türklerin ise yüzde 56’sının 20 yıl sonra her şeyin daha iyi olacağını düşündüğünü belirtti. Kutuplaşmanın arttığı bir ülkede nasıl iyimser olunabileceğine cevap arayan Özkök, "Bugün 18 yaşında olup da hayatının 15 yılını Erdoğan rejiminde geçirmiş bir genç, geleceği hakkında ne düşünür?" diye sordu.

Ertuğrul Özkök'ün "Hayatı Erdoğan’la geçmiş bir genç gelecek için iyimser olabilir mi" başlığıyla yayımlanan (6 Ekim 2017) yazısı şöyle:

Bugünlerde kime rastlasam müthiş bir karamsarlıkla karşılaşıyorum. İnsanların bir bölümü Türkiye’den umudu kesmiş durumda.

Daha dün Atina’da ev alan Türklerin sayısı açıklandı. İspanya’da bu yıl ev alan yabancıların yüzde 30’u Türklermiş.

*

Bu kadar mı karamsarız? Geleceği bu kadar mı karanlık görüyoruz...

Salı günü Londra’da çok sayıda gazeteci ile birlikte çok ilginç bir sunuma katıldım. Dünyanın en büyük telefon şirketlerinden biri olan Vodafone, geleceğe yönelik politikalarını açıklıyordu.

Sunumu yapan kişi de bir Türk kadınıydı...

Vodafone Grubu Ticari Operasyonlar ve Strateji Dünya Başkanı Serpil Timuray...

Bir Türk için gurur verici bir sahneydi.

Dünyanın en büyük teknoloji şirketlerinden birinin en tepesinde bir Türk kadını...

Şirketin geleceğe yönelik en önemli marka yenileme stratejisini o hazırlamış ve sunuyor...

*

Bu sunumu dinlerken aklıma şu soru takıldı.

Bugün 18 yaşında olup da hayatının 15 yılını Erdoğan rejiminde geçirmiş bir genç, geleceği hakkında ne düşünür?

Etrafımızda bunca problem yaşanırken, bu kadar kutuplaşma varken, gelecek hakkında iyimser olabilir mi...

Sunumda çok ilginç bazı sonuçlar vardı.

Hayret İngiliz çok karamsar biz Türklerse çok iyimseriz

ACABA Türk gençleri de Gabriel Garcia Marquez’in “Başkan Babanın Sonbaharı”kitabındaki insanlar gibi midir?

Yani dünya hakkında, o güne kadar gördüklerinden başka bir şey bilmeyen insanlar mı...

*

Mesela “Gelecek konusunda iyimser misiniz yoksa karamsar mı?”

Sizce Türklere bu soru sorulsa alacağınız cevap ne olur?

*

“Karamsarım” cevabı beklersiniz değil mi?

Yanılıyorsunuz...

Türklerin yüzde 56’sı 20 yıl sonra her şeyin daha iyi olacağını düşünüyor.

Peki şu anda dünyanın en sağlam ekonomilerinden birine sahip olan İngilizlerin 20 yıl sonrası için düşüncesi nedir?

Herhalde “Daha iyi olacak” cevabı bekliyorsunuz...

Yine yanıldınız...

*

İngilizlerin sadece yüzde 32’si “Gelecekte yaşam standardım daha iyi olacak” diye düşünüyor.

*

Vodafone 18-25 Eylül 2017 tarihleri arasında 14 ülkede 13 bine yakın insan üzerinde bir araştırma yaptırmış.

Gelecek konusunda en iyimser insanlar Hintliler...

Yüzde 78’i gelecek hakkında iyimser.

En iyimserler Erdoğan dönemi gençleri arasında

- EPEY bir süredir etrafımdaki en yaygın düşünce şu:

“Gençler bu ülkede bir gelecek göremiyor, o nedenle kaçmak istiyor...”

Oysa kendi çevremdeki çocuklarda ve kendi torunlarımda bunun tam aksini gözlüyordum.

Onlar bugün iktidarın yaptıkları konusunda bizler kadar 
endişeli değildi.

Araştırma bu gözlemlerimi doğruluyor.

Yaş küçüldükçe, gelecek hakkında umutlu olma oranı artıyor.

Yandaki tablo bunu açıkça gösteriyor.

Kim daha iyimser

- 18-24 yaş arası gençlerin yüzde 62’si.

- 25-34 yaş arasındakilerin yüzde 51’i.

- 35-44 yaş arasındakilerin yüzde 46’sı.

- 45-54 yaş arasındakilerin yüzde 45’i.

- 55 yaş üstündekilerin yüzde 44’ü

20 yıl sonra hayat standardımız daha 
iyi olacak diyor.

Gençler iyimserse niye AKP'ye oy vermiyorlar

DİYEBİLİRSİNİZ ki ortada bir çelişki var. Hayatının neredeyse tamamı AKP döneminde geçmiş bir genç, madem gelecek hakkında iyimser, o zaman “Hayatında ilk defa oy kullanan gençler arasında AKP oyları niye düşük?”

Bence hiç şaşırtıcı bir şey yok.

İyimserlik zaten buradan kaynaklanıyor.

Gençler AKP’den memnun değil, ama onunla bir şekilde baş edebileceğini düşünüyor.

Yani AKP’nin bugünkü zihniyetiyle Türkiye’nin geleceğinde yeri olmayacağını görüyor.

Durum böyleyse bir şirketin gelecek sloganı ne olmalı

SERPİL Timuray, şirketinin gelecekte hangi duygu üzerine yatırım yapacağını büyük bir heyecanla anlattı.

Vodafone gelecek açısından en verimli yatırımın “iyimserlik” olacağına karar vermiş.

Buldukları slogan da şu: “Gelecek çok heyecan verici: Siz de var mısınız?”

Tabii buradaki “Var mısınız” sorusu aslında bir daveti anlatıyor. Yani “Hadi siz de katılın” anlamına geliyor.

Keşke cumhurbaşkanı Erdoğan bu sunumu izleseydi

İLK bakışta insana çok basit gibi geliyor...

“Canım ne var bunda? Bu soruyu sormak için böyle bütün dünyada bir araştırma yapmaya ne gerek var” diyor insan...

Ama biraz düşününce, aslında hepimiz için ne kadar heyecan verici bir şeyi ifade ettiğini anlıyorsunuz.

Dinlerken, “Keşke Cumhurbaşkanı Erdoğan da bu sunumu izleseydi” diye düşündüm...

Çünkü şu günlerde Türkiye’nin en ihtiyacı olan duygu bu...

Öteki şirketler de bu duyguya yatırım yapmalı

GELECEK hakkında heyecan duymak...

Ve bu heyecanı, bugünün en moda deyişi ile “viral” yani bulaşıcı bir hale getirmek...

Bence Türkiye’deki bütün şirketler de bu basit gibi duran slogan üzerinde kafa yormalı...

Gelecek

Apartmanlarda taze gıda ürünü yetiştirilecek

Vodofone bu araştırmanın yanında tanınmış gelecekbilimcilerine bir de “iyimser gelecek tasarımı” yaptırmış.

İşte sonuçlar:

- Gökdelenlerin çatılarında dikey ormanlar kurulacak. Şehirlerin içinde, tünellerde taze gıda ürünleri yetiştirilecek.

- İnsanoğlu 100 teravatlık ucuz ve temiz enerjiye sahip olacak. Bu da bugünkünün 5 katı olacak.

- Bağışıklık sistemini hastalığa karşı koruyan “canlı ilaçlar” dönemi açılacak. Herkese uygulanan tek tip sağlık dönemi kapanacak.

- Tehlikeli, sıkıcı ve kirli işleri tamamen robotlar yapacak.

- Bireysel otomobil sahipliği yüzde 80’e varan oranda azalacak.

- Hayvansız et kavramı gelişecek. Hayvandan elde edilmeyen gerçekçi et hayatımıza girecek. Etsiz protein dönemi açılacak.