Hükümetin çocuklara karşı işlenen suçlarla cinsel istismar suçları hakkında hazırladığı tasarıya sürpriz düzenlemeler eklendiği ortaya çıktı. Yapılan çalışmaya göre yeni pakette hırsızlık suçlarında cezaların artırılması, “tehlikeli” olduğu gerekçesiyle tahliye edilmeyen hasta hükümlülere “elektronik kelepçe” ile tahliye imkanı getiriliyor.
Kemal Göktaş'ın Milliyet'teki haberine göre, tutuklamayı zorlaştıran 3. yargı paketinin yürürlüğe girmesinin ardından “organize” olmayan hırsızlık suçlarında artış ön görüldü. Özellikle ev, işyeri ve otomobillerden yapılan hırsızlıklarda cezaların caydırıcı olmaması ve cezaevlerinde aşırı kalabalığı azaltmak için getirilen “denetimle serbestlik” hükümleri de bu suçu işleyenlerin kısa sürede serbest kalmasının önünü açtı. Ayrıca hükmün açıklanmasının geri bırakılması, erteleme, paraya çevirme gibi uygulamalar da cezaların caydırıcılığını ortadan kaldırdı.
Türk Ceza Kanunu’na göre basit hırsızlık suçunu işleyenlere 1 yıldan 3 yıla kadar; kamu kurumları, kilitli yerler, toplu ulaşım araçları ve açıkta kullanılan eşyayı çalanlara 2 yıldan 5 yıla kadar; kapkaç ve yankesicilik suçları ile kilit açarak, bilişim sistemleri kullanılarak, işlenmesi halinde 3 yıldan 7 yıla kadar hapis veriliyor. Bu cezaların genelde alt sınır baz alınarak uygulanması ve tutuklu yargılama yoluna gidilmemesi eleştiri konusu yapılıyor. Hırsızlık suçlarında cezaların az olduğu eleştirileri üzerine başlatılan çalışmada hırsızlık suçunda tutuksuz yargılamanın önüne geçilmesi ve cezaların caydırıcı olması hedefleniyor.
Talepler reddediliyordu
Pakete konulacak önemli düzenlemelerden biri de daha önce de yasal değişiklikler yapılmasına rağmen çözülemeyen ve Kürt sorununun çözüm sürecinde de ciddi bir sıkıntı haline gelen hasta mahkumların tahliyesi ile ilgili olacak.
Hasta mahkumların tahliye edilmeleri konusunda yaşanan sıkıntıların aşılamaması üzerine geçen yıl yasal düzenleme yapılmıştı. Buna göre eskiden cezaevinde kalamayacak durumda olmanın belirlenmesi için aranan “hayati tehlike” kriteri yerine, “yaşamını tek başına idame ettirememe” kriteri getirildi. Ancak cumhuriyet savcılarına geniş bir takdir yetkisi tanınarak toplum güvenliği bakımından tehlikeli kabul edilecek mahkumların hastalığına rağmen tahliye edilmemesi düzenlenmesi de yasaya konuldu. Bu hüküm gerekçe gösterilerek Mardin Cezaevi’nde hükümlü olarak bulunan Ramazan Özalp, Adli Tıp Kurumu’nun cezaevinde kalamaz raporu vermesine rağmen tahliye edilmedi. Beklenen diğer tahliyeler de gerçekleşmedi.
HDP’nin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e sunduğu raporda da 619 hasta mahkumun ismi yer aldı. Raporda Adli Tıp ve sağlık kurumlarının, “sağlık nedeniyle cezaevinde kalamaz” yönündeki raporlara rağmen, savcılıkların, “dağa çıkabilir, toplum açısından güvenlik riski oluşturuyor” şeklindeki kararları yer aldı. Bu durumdaki mahkumların, “elektronik kelepçe” ile tahliye edilebilmesine olanak sağlayan bir düzenlemenin tasarıya konulacağı belirtildi.
Bu arada Adalet Bakanlığı’nın üzerinde çalıştığı sürpriz bir düzenleme ise son anda paketten çıkarıldı.
Hatip Dicle ve Mirzabeyoğlu çıkabilir
HDP’nin Gül’e sunduğu raporda İBDA-C davasında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan Salih Mirzabeyoğlu’nun psikolojik rahatsızlıkları olduğu, KCK ana davası kapsamında Diyarbakır Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski DEP Milletvekili Hatip Dicle’nin “kalp hastası” olduğu belirtiliyor. Mirzabeyoğlu’nun ismi İHD’nin daha önce açıkladığı durumu acil olan 162 kişilik hasta mahkum listesinde de yer almıştı. Tasarının yasalaşması halinde Dicle ve Mirzabeyoğlu’nun da elektronik kelepçe ile ev hapsine alınması olasılığı ortaya çıktı. Listede sol örgütler, KCK, PKK ve adli davalardan dolayı mahkum olan çok sayıda kişinin de ismi yer alıyor.
