Gündem

Hasan Cemal: Kürtler artık savaş istemiyor

Hasan Cemal, Hakkari'deki terör saldırısını değerlendirdiği yazısında "PKK şunu iyi bilmeli: Kürtler artık savaş istemiyor! Kürtler daha fazla acı çekmek istemiyor,

20 Ekim 2011 03:00

T24 - Hasan Cemal, Hakkari'deki terör saldırısını değerlendirdiği yazısında "PKK şunu iyi bilmeli: Kürtler artık savaş istemiyor! Kürtler daha fazla acı çekmek istemiyor, daha çok kan ve gözyaşı görmek istemiyor. Yeterince acı çekti Kürtler de, Türkler de... Tek çare, her şeye rağmen barışı zorlamaktır" dedi.


Milliyet gazetesi yazarı Hasan Cemal'in Milliyet'te "PKK saldırılarını şiddetle kınıyorum; savaşın değil barışın yanındayım!" başlığıyla yayımlanan (20 Ekim 2011) yazısı şöyle:


PKK saldırılarını şiddetle kınıyorum; savaşın değil barışın yanındayım!


Yaşanmakta olan tüm acılara rağmen ben yine savaşı değil barışı konuşmak istiyorum.

Savaşın değil barışın diline sığınmak istiyorum.

Diyorum ki:

Barışı konuşmanın zamanıdır.

Savaş tamtamlarının tüyler ürpertici, irkiltici sesleri ortalığı kaplarken, barış diye haykırmak geliyor içimden.

Acılar elbette yüreğimi dağlıyor.

Hakkâri’deki, Bitlis’teki PKK saldırılarını şiddetle kınıyorum, protesto ediyorum.

Şehitlere Allah’tan rahmet dilerken, ailelerine başsağlığı diliyorum, onların derin acılarını paylaşıyorum.

Ve ekliyorum:

PKK’nın seçtiği bu şiddet ve terör yolu barışa darbedir.

Bu yol, Kürt sorununu barışçı bir raya götürmez, tersine savaşın yollarına yeni taşlar döşer.

Bu yol, içte ve dışta savaşın devamını isteyen ‘şahinler’in elini güçlendirir.

Bu yol, Türkiye’de öteden beri demokrasi ve hukuk düzeni görmek istemeyen bazı odakların değirmenine su taşır.

Bu yol, Türkiye’ye barış ve huzuru çok gören, Türkiye’nin istikrarsızlık içinde çalkalanmasını arzulayan birtakım hortlakların işine geliyor.

Evet, PKK’nın bu yolu barış değil savaş yoludur.

Ne yazık ki öyle.

PKK şunu bilmeli:

Kürtler artık savaş istemiyor!

Kürtler daha fazla acı çekmek istemiyor.

Kürtler daha çok kan ve gözyaşı görmek istemiyor.

Yeterince acı çekti Kürtler!

PKK eğer bu gerçeği gözardı etmeye devam ederse Kürtleri kaybeder, marjinalleşir.

Bunun izleri gitgide kalınlaşıyor.

PKK’da da, BDP’de de, Kürt siyasal hareketiyle Kürt aydınları arasında da bu gerçeğin farkında olanlar çoğalıyor.

“Silah ve şiddetle buraya kadar, bundan sonrası çıkmaz yoldur” diyenlerin sesi Kürtlerin arasında da her geçen gün daha gür çıkıyor. 

Eğer PKK’ya dağ ve silahı hayat tarzı olarak gören, kör terör zihniyetini benimseyen kadrolar damgasını vuracaksa, barış değil savaş kazanır.

Hep birlikte 1990’lı yıllardan daha beter bir ‘cehennem çukuru’na yuvarlanır gideriz.

Bu yolda ilk adımlar atılmış durumda.

Bunu mu istiyor PKK?..

Biliyorum, devlet politikalarının eksiği gediği çok fazla. Hükümetin barış adına atmadığı adımlar var.

Evet, bunlar var.

Bunlar eleştiriliyor da...

Ama bundan yola çıkarak PKK’nın şiddet eylemleri, PKK’nın silahlı saldırıları mazur gösterilemez, haklı gösterilemez.

12 Haziran seçimlerinden beri hep aynı noktadayım. Bugün de doğru olan, PKK’nın ‘ama’sız, önkoşulsuz ateşkes ilan etmesidir, kendi deyişiyle eylemsizlik ilan etmesidir.

Başka çare yok.

Barışı zorlamaktır tek çare...

Elbette biliyorum.

Bir devlet, askerini, polisini, vatandaşını öldüren bir örgütün terör ve şiddet eylemleri karşısında hareketsiz kalamaz. Bu saldırılara hiç kuşkusuz karşılık verecektir, veriyor da...

Sonuç, şiddetin şiddeti getirmesidir.

Daha fazla kan ve gözyaşıdır.

Anaların daha çok gözyaşı dökmesidir.

Yetmedi mi?..

“Biz barışa susamışız” diyen Hızu Teyze’lerin sesleri, tüylerimizi diken diken eden savaş çığlıkları içinde, bir dipsiz kuyuda yitip gidecek mi?

Yazık değil mi?

Günah değil mi?

Bir kez daha soruyorum:

İlle de şiddet mi?

İlle de savaş mı?

Şiddet ve savaşın mantığına teslim olmaktan başka bir yol yok mu?