Gündem

Hasan Cemal: Başbakan'ı rahatsız edecek haberler saklanıyor!

Hasan Cemal, CNN Türk'te Ayşenur Arslan'ın sunduğu Medya Mahallesi adlı programda siyasi iktidarın medya üzerindeki baskısını anlattı

19 Mart 2012 14:05

 

T24 - Milliyet gazetesi yazarı Hasan Cemal, medyada "Başbakan'ı rahatsız edecek haberlerin saklandığını" söyledi. Cemal, "Nuray Mert'in de iktidarı rahatsız ettiği için" Milliyet gazetesindeki köşesinden olduğunu söyledi.
 
Hasan Cemal, CNN Türk'te yayınlanan Medya Mahallesi programında Ayşenur Arslan'ın konuğu oldu. Arslan'ın, Alevilerin dün Almanya'da Başbakan Tayyip Erdoğan'ı hedef alan protestolarının gazetelerin birinci sayfalarına yansımamasını sorgularken Cemal'e görüşünü sordu. Cemal, özetle şunları söyledi:
 
"Başbakan'ı rahatsız edecek haberler saklanıyor maalesef. Bu, Türkiye'de ifade özgürlüğü ve demokrasi konusunda hoş bir şey değil. Bu, Başbakan'a iyilik de değil. Bu, medyayı kendi fonksiyonundan uzaklaştıran bir şeydir. Bunu yaptığınız vakit hiç kimseye iyilik yapmış olmuyorsunuz."
 
Ayşenur Arslan'ın "Hükümete yakın gazetelerde bazı haberleri hiç göremiyoruz. Başbakan doğrudan mı müdahale ediyor sence? Yoksa bir defa parmak salladı, bir daha parmak sallamaya gerek kalmadı mı" sorusu üzerine Hasan Cemal özetle şunları söyledi: 
 
"Ben uzun yıllardır yönetici değilim. Ama durumdan vazife çıkarıldığını sanıyorum. Başbakan'ın gücünden kaynaklanıyor. Çok uzun yıllardır en güçlü iktidar işbaşında. Balyoz davası, Ergenekon davası elbette önemli, ama sapmalar var. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Türkiye'yi mahkûmiyet kararları var. Bunlar Türkiye'nin demokrasi karnesini gösteriyor.
 
Gazeteciler, gazetelerin sahipleri, ki çoğunu kişisel olarak tanıyorum, siyasi iktidarın gölgesini bence hissediyorlar. Oysa siyasi iktidar eleştirilerek bir yerde siyasi iktidar dengelenir, diğer yandan medya kendi işlevini görür. Bu olmadığı vakit, gazeteciler hem kendi mesleklerine kötülük yapmış olur, hem siyasi istikrara, hem de siyasi iktidara kötülük yapmış olur.
 
Siyasi iktidarların basını sınırlama isteği her zaman oldu. Özal'da oldu, Demirel'de oldu, Çiller'de oldu, Yılmaz'da oldu. Ama o zamanlar dengeleyecek mekanizmalar olurdu. Şu andaki durum kimseye iyilik değil."
 
Cemal, Ayşenur Arslan'ın "Nuray Mert bir süredir yazamıyor. Sence böyle bir anlayışın sonunda mı köşesiz kaldı" sorusu üzerine, özetle şunları söyledi:
 
"Bence öyle. Nuray Mert, iktidarı rahatsız ettiği için bu durumda. Bunu herkes biliyor, bu bir sır değil. Ben bunu kendi köşemde yazdım, çok sert yazmadığım için de eleştirildim. Bu durumdaki yazar sayısı az değil. Böyle giderse çok daha büyük tepkilere yol açacak.
 
Benim dikkatim hapisteki gazeteciler üzerinde, onların özgürlüklerine kavuşmasını istiyorum. Ama asıl sorun gözükmeyen baskı mekanizmasında. Türkiye'nin bölgesel olarak elinin daha güçlü olmasını istiyorsak, daha iyi bir demokrasi ve barışa katkı istiyorsak özgürlükler üzerindeki baskıların kalkması lazım."
 
Ayşenur Arslan, "gazetecilerin teröristlikle suçlanarak tutuklanmalarını" gündeme getirince, Hasan Cemal özetle şu görüşleri dile getirdi:
 
"Terörist gazeteci vardır, olabilir, ama çoğu öyle değil. Geçmişte de Türk Ceza Kanunu'nun 141, 142 ve 163. maddeleri vardı. İnsanlar 'sen şeriatçısın', 'sen komünistsin' diye içeri atılırdı. Ben o zaman Cumhuriyet'in Genel Yayın Yönetmeni olarak, Uluslararası Basın Enstitüsü'nün üyesi olarak sorardım 'bu insanlar şiddeti savunmuş mu, eline silah almış mı? Neden atılıyor bunlar içeri?' Şimdi bu 'şeriatçısın, komünistsin'in yerini 'sen bölücüsün' aldı."
 
Hasan Cemal, bazı gazetecilere yapılan "terörist" suçlamasına sarı basın kartı taşımamalarının da gerekçe gösterilmesini eleştirdi. Cemal, "Devletin kimin gazeteci olduğuna karar vermesi otoriter rejimlerde olur. Devlet bana karışamaz. Sarı basın kartı geçmişte kalmış bir şeydir. Sarı basın kartlı ya da kartsız tarifi son derece ayıptır" dedi.