T24 yazarı Hasan Cemal, “Her şey çok güzel olacak” sloganının yasaklandığı iddiasının ardından başlayan tartışma üzerine 12 Eylül dönemindeki anayasa referandumu öncesinde de oy pusulalarında ret seçeceğini işaret ettiği gerekçesiyle ‘mavi rengin yasaklandığını’ hatırlattı.
Twitter hesabından yaptığı paylaşımda Hasan Cemal, “12 Eylül'de darbe anayasası için referandumuna gidilirken, HAYIR oyunun rengi olan MAVİ renk bile darbe yönetimi tarafından yasaklanmıştı; bugün de HER ŞEY ÇOK GÜZEL OLACAK sloganı yasaklanıyor. Sivil darbeciler, asker darbecileri geride bıraktı” dedi.
Hasan Cemal, ‘12 Eylül Günlüğü’nün ikinci cildi olan Demokrasi Korkusu isimli kitabının giriş bölümünde 7 Kasım 1982 günü yapılan anayasa referandumu öncesindeki ‘mavi yasağını’ şöyle anlatmıştı:
İki sevgili, bir divanda el ele, diz dize oturuyorlar.
Erkek:
“Sevgilim, gözlerin ne kadar şey... Yani şey...”
Kız, kocaman gözlerini dikmiş mutlu bir bekleyiş içinde.
Ama ‘şey’ nedir, erkeğin ağzından bir türlü çıkmıyor.
Erkek huzursuz.
Çevresini süzüyor, ayağa kalkıyor, ayak parmaklarının ucuna basa basa sessizce kapıya gidiyor önce, açıp dışarıya bakınıyor.
Sonra pencereden dürbünle sağı solu, havayı kolaçan ediyor telaşla.
Halının, masanın, divanın altına bakarken tedirginlik içinde.
Kız, şaşkınlıkla izliyor erkeği.
Son olarak divanın üzerinde asılı duran tablonun arkasına bakıp kızın yanına oturuyor, ellerini avucuna alıyor ve nihayet ağzındaki baklayı çıkarıyor:
“MAVİ!”
Bir kadınla bir erkek deniz kenarında yürüyüşe çıkmışlar.
Kadın:
“Denize bak! Bugün rengi her zamankinden...”
“Evet, her zamankinden daha ma... Yani ŞEY...”
Kadın:
“Gökyüzünün rengi de ŞEY...”
Erkek:
“Evet, evet ŞEPŞEY...”
1982 yılı sonbaharıydı.
Cumhuriyet’te Behiç Ak’la İsmail Gülgeç bu minval üzere çizip gidiyorlardı.
Bir gün Başyazarımız Nadir Nadi sordu:
“Hasan Cemal, bizim karikatürcüler nedir öyle mavi renge takmışlar, çizip duruyorlar?”
“Vallahi Nadir Bey, ben de bilmiyorum, öğrenip size sorayım.”
Ertesi sabah haber toplantısında, bu MAVİ nerden çıktı diye sorunca, alaylı gülüşmeler arasında ben de gerçeği öğrenmiş oldum.
7 Kasım 1982 günü yapılacak ‘anayasa referandumu’nda kabul oy pusulaları beyaz, retler mavi renkte olacakmış.
Bunu öğrendikten sonra gazetedeki mavi renkli haber ve yorumları yakın takibe aldım.
Henüz mavi renge yasak yoktu ama, ‘hayır’ın propagandası bir yana, telkin edilmesi bile askeri yönetimce belirlenen suçlar arasında ilan edilmişti.
Bizimkiler de, hayır diyemedikleri için ‘MAVİ’ye gaz veriyorlardı.
Bir gün telefonum çaldı.
Karşımda Birinci Ordu Kurmay Başkanı Tümgeneral Ekrem Dinç.
Boğuk sesi ve benden yavaş konuşmasıyla:
“Anayasa konusunda en küçük bir ima, telkin, telmih yoluyla dahi olsa en ufak bir şey istemiyoruz. Yoksa derhal kapatacağız.”
Ve ekliyor:
“Bir de mavi konusu var. Habire mavi mavi diye çizip duruyorlar. Bundan sonra mavi de olmayacak.”
Böylece, darbe anayasası için yapılacak referandumdan önce basına dönük yasaklar arasına mavi renk de girmiş oldu.
Ne olmuştu?
İstanbul Kadıköy’de Soma Katliamı'nda ölen 301 madenciyi anmak için pazartesi günü toplanan grup, polis tarafından engellenmişti. Sosyal medyaya yansıyan videoda polis müdürünün grubun taşıdığı "Her şey çok güzel olacak" pankartını kaldırarak yürümelerini istediği görülmüştü. Polis müdürü, vatandaşların sorularının ardından "Her şey güzel olacak" pankartının ve sloganının valilik kararıyla yasaklandığını söylemişti.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ise konuya dair açıklamasında, “Mülki idare amirlerinin birtakım sorumlulukları söz konusu. Bu sorumlulukların içinde de siyasi partilerin yapacağı açık hava kapalı alan toplantıları yapacakları propaganda çalışmalarının bir çerçevesi söz konusu. Burada x pankartın y pankartın yasaklanması söz konusu değildir yani bir kelime bütünlüğüne cümle bütünlüğüne yönelik bir yasaklama da söz konusu değildir" ifadelerini kullanmıştı.