Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Türkiye'nin insan hakları konusunda duyarlı bir ülke olduğunu ve bu konuda hiçbir şekilde dünya standartlarının altında olmadığını söyledi.
Bağış, Ankara Plaza Otelde düzenlenen "Kolluk Kuvvetlerinin Güç Kullanımı" seminerinin açılışında konuştu.
Konuşmasına THY'nin Amsterdam'daki kazası nedeniyle üzüntülerini dile getirerek başlayan Bağış, dünyada ve Türkiye'deki gelişmelerin kamu hizmetinin standartlarını etkilediğini, bu gelişmelerin aynı şekilde kolluk kuvvetlerinin vatandaşlarla ilişkisini de etkilemekte olduğunu kaydetti.
Kolluk kuvvetlerinin işlerini kendi özel hayatlarından fedakarlıklarda bulunarak yaptıklarına işaret eden Bağış, kamu güvenliğinin sağlanması sırasında bireylerin hak ve özgürlüklerinin korunması, bireylerin kendi özgürlük alanını rahatça yaşaması, ama başkasınınkine de girmemesinin, devletin düzenleyeceği en önemli kavramlardan biri olduğunu belirtti.
Bağış, standartlar belirlenirken şeffaflık, hesap verilebilirlik, insan hak ve özgürlüklerine saygının çok önemli göstergeler olduğunu, Türk kolluk kuvvetlerinin dünya standartlarının çok üzerinde bir özveriyle çalıştığını ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
Avrupa’nın göbeğinde değiliz
"Biz Avrupa'nın göbeğindeki ülkeler gibi değiliz. Bizim komşularımız Fransa, Almanya, İsviçre değil. Türkiye'nin gerek komşuları, gerek coğrafi konumu, gerekse insan ve uyuşturucu kaçakçılığında birçok kötü niyetli grup tarafından geçiş ülkesi olarak görülmesi, kolluk kuvveti olarak görev yapmayı zorlaştırmaktadır."
Bütün bu zorluklara rağmen zor şartlarda görev yapan kolluk kuvvetlerinin Türkiye'ye çok önemli katkıları bulunduğunu belirten Bağış, bütün bu sıkıntılar altında görev yaparken yüz binlerce insan içinden birkaçının yapabileceği hatalar nedeniyle kurumların yıpratılmasının doğru olmadığını, ancak aynı şekilde bu kurumların kendi içlerindeki hatalı mensuplarını temizlemesinin de bu kurumların yapması gereken bir şey olduğunu kaydetti.
AB süreci hızla ilerliyor
Bakan Bağış, kolluk kuvvetlerinin bazen orantısız güç kullanmakla itham edildiklerini hatırlatarak, özellikle de silah kullanımının son çare olarak görülmesi gereğine dikkati çekti. Türkiye'nin yakın tarihine bakıldığında bu açıdan da çok önemli noktalara geldiğini söyleyen Bağış, Türkiye'nin bugün AB sürecinde hızla ilerlediğini hatırlattı.
Tatmin edici değil
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın belediye başkanlığı döneminde hapsedildiğini, ancak şimdi dünya vicdanının sesi haline geldiğini belirten Bağış, Türkiye'nin geldiği noktanın onları tatmin etmediğini, çünkü demokrasi alanında halledilmesi gereken alanların halen mevcut olduğunu bildirdi.
AB konusunda heyecan var
Egemen Bağış, sadece hükümetin değil, muhalefetin de AB tam üyelik hedefine sahip çıktığını anımsatarak, "Eğer Anadolu bir konuda heyecan duyarsa, o konuda başarıyor. Bu, cumhuriyet döneminde de böyle oldu, Osmanlı döneminde de, ondan öncesinde de böyle olmuştur. Bugün Türkiye'de AB konusunda bir heyecan vardır ve bu toplumumuzun ortak paydasıdır" diye konuştu.
Bağış, Türkiye'de bir zamanlar faili meçhullerin sayısı bilinmezken, bugün devletin bakanlarının devlet adına özür dileme erdemini gösterebilecek hale geldiğini belirtti. Terör örgütü PKK ile yıllardır mücadele verildiğini hatırlatan Bağış, "bazı ülkelerin terörle mücadele adına üç hafta gibi bir süre içinde 1500 insanın ölümüyle sonuçlanan bir harekat içine girebildiğini" belirtti. Türk polisinin ise terörle mücadelede yeni imkanlar sayesinde yaptığı operasyonlarda sivil unsurlara zarar vermediğini kaydeden Bağış, "Bu gösteriyor ki Türkiye insan hakları konusunda duyarlı bir ülkedir ve bu konuda hiçbir şekilde dünya standartlarının altında değildir, bu konuda tam bir eşgüdüm vardır" dedi.
Bağış, konuşmasını, Almanya'nın eski başbakanlarından Willy Brandt'ın "Eğer daha fazla demokrasi daha fazla risk demekse, biz o riski üstlenmeye hazırız" sözüyle bitirdi.
Orantısız güç var
AB Komisyonu Türkiye Delegasyonu Başkanı Marc Pierini de, seminerdeki konuşmasına, THY uçağının Amsterdam'daki kazası nedeniyle baş sağlığı dileklerini ileterek başladı.
Pierini, kolluk kuvvetleriyle ilgili sorunları Avrupa olarak kendilerinin de zaman zaman yaşadığını belirtti. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne göre herkesin gösteri yapma ve görüşlerini aktarma hakkına sahip olduğunu kaydeden Pierini, ancak bu hakkı barışçıl bir şekilde kullanmanın önemine vurgu yaptı.
Vatandaşlara bu açıdan kısıtlamalar getirilmemesi gereğine işaret eden Pierini, kolluk kuvvetleriyle ilgili konuların ele alınacağı iki günlük bu seminerin bir ders niteliğinde olmadığını, görüş alışverişinde bulunma amacı taşıdığını bildirdi.
Pierini, seminerin gündeminde orantısız güç kullanımı konusunun da bulunduğunu ifade ederek, bu konudaki sorunların aşılması için ve diğer bazı alanlarda pek çok reform yapıldığını, ancak Türkiye'de kolluk kuvvetlerinin orantısız güç kullanımının halen görülmekte olduğunu söyledi.
Marc Pierini, bu nedenle daha çok çaba gösterilmesi ve AB standartlarının yakalanması gerektiğini, AB Komisyonu olarak bu konuda desteklerinin devam edeceğini bildirdi.
Türk polisi gelişiyor
AB Genel Sekreteri Büyükelçi Oğuz Demiralp ise genelde çeşitli eleştirilere maruz kalan Türk polisinin iftihar edilecek pek çok yanının da bulunduğunu belirtti.
Demiralp, AB projelerine katılan Türk polislerinin büyük başarılar elde ettiğine dikkati çekti ve Türk polisinin sürekli gelişmekte olduğunu kaydetti.