Anlatımlarıyla Can Dündar'ın "Abim Deniz"in kitabını hazırlamasına katkıda bulunan Deniz Gezmiş'in kardeşi Hamdi Gezmiş, Can Dündar'ın annesi Öznur Dündar'ın geçen yıl Deniz Gezmiş'in mezarını ziyaret ettiğini söyledi. Hamdi Gezmiş, Öznur Dündar'ın geçen mayısta yaptığı ziyaretle ilgili olarak Can Dündar'ın "Bir taksiye binip, Karşıyaka Mezarlığı'na gitmiş ve mezarların başında dua etmiş. Nedenini sorduğumda, 'Oğlum, çocuğun annesi yeni vefat etti, yalnız kalmasın diye ben annesinin yerine geldim' diye yanıtladı” dediğini aktardı.
Hamdi Gezmiş'in Birgün'ün bugünkü (24 Ocak 2016) nüshasında yayımlanan yazısı şöyle:
Memleketimizde geçmişten bu yana gerçek gazeteciliğin makbul karşılanmadığı, mesleği yapan insanların özgürlük veya daha da ötesi canlarını yitirerek bedel ödedikleri, bir olgudur.
Bunun son örneği ise; Gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül, tutuklanmaları dolayısıyla iki aya yakın süre özgürlüklerinden mahrum kalmışlardır. Bu kardeşlerimizin bir an önce özgürlüklerine tekrar kavuşarak, meslekleri ile aileleri ve sevdiklerine geri dönmelerini yürekten arzu ediyoruz.
Erdem Gül ile daha önce hiç karşılaşmadım. Ancak, gazete ve televizyondan kendisini ve görüşlerini izleme olanağı oluyordu. Düzgün, sempatik, tutarlı bir insan görünümündeydi… Tutuklandıktan sonra edindiğimiz bilgilerden de, sevgili Erdem’in hapse girmesinin baba mirası olduğunu öğrenmiş bulunduk…
Can Dündar ile yolumuz, 2014 yılında biyografik nitelikteki “Abim Deniz” kitabının hazırlanması sürecinde kesişti. Daha önce de kısa süreli karşılaşmalarımız olmuştu. Ancak sevgili Can hakkında ayrıntılı izlenimlere, anılan kitabın çalışmaları sırasında sahip oldum. Eserin ortaya çıkarılması için, tarihe doğru bilgilerle kayıt düşme adına, herhangi bir yanlışa yol açmamak kaygısıyla, kılı kırk yararak yaklaşık beş ay birlikte çalıştık. Bu süreç ve sonrasında kitabın tanıtımı için katıldığımız fuarlardaki etkinlikler sırasında, onun zekâ ve mesleki yeteneklerine tanık oldum.
İnsan olarak ise herkese karşı nazik ve kimseyi kırmak istemeyen bir yapısı olduğunu bu süreçte öğrendim. Kendisinden, çevresine karşı küfür veya başka bir söz içeren hiçbir hakaret duymadım.
İnsanlar gibi diğer canlılara karşı da sevgi doluydu. Ailenin, king charles türünde “Tarçın” isimli bir köpeği var. Kitap çalışmamız sırasında Tarçın’ın rahatsızlıkları olduğunda, çalışmaya ara verip, onu veterinere bizzat kendisi götürüyordu. Tarçın da bu sevgiyi karşılıksız bırakmıyor, eve gittiğinde Can’a adeta baba gibi sığınıyordu.
Can içeri girdiğinde düşündüğümüz şu oldu: Bir şekilde insanlara anlatılır ama; Can eve gelmediğinde Tarçın’a durum nasıl anlatılacaktı?
Bilindiği gibi “Abim Deniz” kitabı genel kabul gören referans niteliğinde bir eser oldu. Çok titiz davrandığımız için herhangi bir tekziple de karşılaşmadık. Böylece, bu tarihsel görevi yerine getirdiğimiz için gözümüz arkada kalmayacak. Diğer yanıyla da, kitap gelirleri, ailece kurulan Deniz Gezmiş Vakfı'nın başlangıç finansmanını oluşturdu.
Bu vesile ile, Deniz’in insani yönlerinin de aktarıldığı “Abim Deniz” kitabının meydana getirilmesindeki büyük emek ve katkılarından dolayı, Sevgili Can Dündar’a BirGün gazetesi aracılığı ile tekrar teşekkür etmek istiyorum.
Kitabın basımından sonraki dönemde, Can’ın çalıştığı gazetede idari görev üstlenmesi ve benim de 2015 yaz döneminde bir rahatsızlığım nedeniyle, fuarlar ve diğer etkinlikler dışında pek bir araya gelme olanağı bulamadık. Son olarak, kitabın tanıtımı ve imza için Kasım-2015 ayında gittiğimiz Almanya’da Türk ve Almanların katıldığı Literatürk isimli edebiyat festivalinde bir araya geldik. Etkinliğin ertesi günü Can Ankara’ya döndü. Tutuklanmadan önce kendisini son kez Tüyap Fuarı'nda imza gününde gördüm.
Tutukluluğun bir başka boyutu ise anne, baba, eş, çocuklar ve diğer aile bireylerinin de sıkıntılara ortak olmalarıdır. Bizler geçmişte büyük acılardan geçerek bunları yaşadık. Anne demişken. bir anekdot ile yazıyı tamamlayalım;
Can, geçtiğimiz Mayıs ayında Ankara’ya annesine gitmiş. Dönüşte beni telefonla aradı, “Abi sana ilginç bir şey anlatacağım” dedi.
“Annem bizim kitabı okumuş, çok beğenmiş ve duygusallaşmış” diye devam etti.
“6 Mayıs'ın yıldönümünden 1 gün önce Denizlerin mezarını ziyaret etmiş.”
“Bir taksiye binip, Karşıyaka Mezarlığı'na gitmiş ve mezarların başında dua etmiş” dedi Can. Devam ederek, “Nedenini sorduğumda, 'Oğlum, çocuğun annesi yeni vefat etti, yalnız kalmasın diye ben annesinin yerine geldim' diye yanıtladı”.
Can Dündar ve Erdem Gül’ün kısa sürede özgürlüklerine kavuşmaları temennisi ile, kendileri, aileleri ve sevenlerine sabırlar diler, sevgi ve saygılarımı sunarım.