Kültür-Sanat

Haftanın Sanat Rotası: Bu hafta, üç büyük şehirde hangi sanat etkinlikleri var?

Her hafta cuma günü yayımlanan bu ajandada, o hafta İstanbul, Ankara ve İzmir’de yapılacak sanat etkinlikleri derleniyor

25 Nisan 2025 07:00

Güncelleme: 25 Nisan 2025 06:16

Türkiye’nin sanatla dolup taşan şehirlerinden İstanbul, Ankara ve İzmir’de bulunan tiyatro, sergi, atölye gibi etkinlikleri derleyen Haftanın Sanat Rotası, bu hafta otuz birinci sayısıyla sizlerle. Bu haftanın derlemesinde birbirinden farklı sergiler ve tiyatro oyunları yer alıyor.

Her hafta cuma günü yayımlanan Haftanın Sanat Rotası'nda bu hafta 26 Nisan-2 Mayıs tarihlerindeki etkinliklerine yer veriliyor.

İşte İstanbul, Ankara ve İzmir’de sizler için derlediğimiz kültür sanat etkinlikleri:

İstanbul'da bu hafta

-Sezgiler ve İzler / Temür Köran

Son dönemde hafızasındaki tortuların izinden giderek sezgisel bir yaratım sürecini benimseyen ve geçmiş pratikleriyle sanat tarihinden onu etkileyen unsurları yeni biçimlerle ele aldığı yapıtlar üreten sanatçı, görmenin yalnızca pasif bir algı olmadığını, aksine düşünsel bir eylem olduğunu vurgulayarak görünen ile hatırlanan, somut ile soyut, bireysel ile kolektif hafıza arasındaki etkileşimi konu ediniyor.

Sergideki yapıtlar çok katmanlı ve dışavurumcu bir yaratım sürecinin içsel dinamiklerini yansıtıyor. Sezgiler ve İzler adlı sergi 26 Nisan'dan 21 Haziran'a kadar Evin'de sanatseverlerin ziyaretine açık olacak. 

-Can’t Come, Still Emerging / Melih Çebi

Sergi, sanatçının hem pratiğinde hem de kişisel yaşamında deneyimlediği bir geçiş hâlini yansıtıyor. Başlık, hem sanatçı olarak yerini arayan kişiyi, hem  de çocukluk ve ergenliğini geride bırakılıp belirsiz bir yetişkinliğe doğru ilerleyen kişinin daha derin bir kişisel dönüşüm sürecine işaret ediyor. Bu durum, “still emerging” (hâlâ ortaya çıkmakta) ifadesinde somutlaşıyor. Geçmiş, şimdi ve gelecek arasında salınan imgelerle örülü bu sergi; zamanlar arası bir geçişin görsel anlatımına dönüşüyor. 

Çebi’nin yeni işleri, geçmişin, şimdinin ve muhtemel bir geleceğin bulanık sınırlarında dolaşan, zamansız ve rüya gibi sahneler sunuyor. Eserlerdeki figürler yalnızlık, içe dönüş ve kimlik arayışı gibi temalar etrafında şekilleniyor. 26 Nisan'da ziyarete açılacak sergi, 4 Haziran'a kadar açık olacak. 

-Microswitch / Eser Gündüz

Sergi, sanatçının yetişkin dünyasına taşıdığı oyuncaklar aracılığıyla oyun, hafıza ve kimlik üzerine düşündüğü bir alan açıyor.

Foucault’nun heterotopya kavramından ilhamla, çocukluk ve yetişkinlik arasında gidip gelen bu üretimler, bireyin kendini keşfetme sürecinde oyunun nasıl bir direnç alanı sunduğunu araştırıyor. Eser Gündüz'ün Microswitch adlı sergisi 31 Mayıs'a kadar sanatseverlerin ziyaretine açık olacak

-Babamı Kim Öldürdü

Babamı Kim Öldürdü oyunu, Fransa’nın genç yazarlarından olan Edouard Louis’in roman üçlemesinin son romanından oyunlaştırıldı. İşçi sınıfı ailesinde yaşadıklarından yola çıkarak romanlarında ırkçılık, sömürü, cinsiyetçilik, ekonomik bunalım, nefret suçu, ayrımcılık temalarını işleyen yazar bu son romanında da benzer temalar üzerinden babasıyla ilişkisi üzerine yoğunlaşıyor. Bir işçi olan babasının erkeklik, işçilik, aile gibi olgulara yaklaşımını ve bu yaklaşımındaki açmazların fark edilmesini sağlıyor. İşçiliği değişmez bir kader gibi giyinen babası, geçirdiği iş kazası sonucunda yatalak kalır. Edouard bunun sorumlusu olarak devleti görür ve babasının başına gelen felaketten devleti sorumlu tutar. Babamı Kim Öldürdü oyunu, 26 Nisan Cumartesi günü Moda Sahnesi Büyük Salon'da olacak. 

-Yoldan Çıkan Oyun

Bol ödüllü komedi oyunu Yoldan Çıkan Oyun, tiyatro sahnesinde yaşanabilecek en büyük aksilikleri, bol kahkaha ve sürprizlerle seyirciye sunuyor! Amatör bir tiyatro topluluğu, büyük bir hevesle klasik bir cinayet oyununu sahnelemeye hazırlanır. Ancak daha perde açıldığı anda yanlış giden olaylar zinciri durdurulamaz hale gelir. Dekor çöker, aksesuarlar kaybolur, oyuncular repliklerini unutunca doğaçlamaya başlar… Ama ne olursa olsun, oyun devam etmelidir!

Londra’dan Broadway’e uzanan bu muhteşem yapım, fiziksel komediyle absürd mizahı ustalıkla harmanlıyor. Tiyatro sanatıyla ilgili tüm klişeleri ters yüz eden Yoldan Çıkan Oyun, seyirciye kahkahaya boğmaya hazırlanıyor. Yoldan Çıkan Oyun'da, her şeyin ters gitmesinden dolayı çok memnun olacaksınız. "Yoldan Çıkann Oyun" oyunu 26 nisan Cumartesi günü Üsküdar Müsahipzade Celal Sahnesi'nde olacak

-Sevgili Arsız Ölüm Dirmit

Köyden şehre göç eden kalabalık bir ailenin şehirle mücadelesini ailenin en küçük kızı Dirmit'in gözünden dinliyoruz. Sıkıştıkları tek odalı evde, şehre tutunma mücadelesinde hepsi kendilerince bir yol tutturuyor. Dirmit kız ise durmak bilmeyen merakı ve direnme gücü sayesinde karşısına çıkan zorluklarla baş etmenin türlü yollarını buluyor. Onu şehirden korumaya çalışan annesi Atiye, babası Huvat ve abileri Dirmit'in türlü yollarından huylanıyor, ona adet ve geleneklerin rehberliğinde türlü engeller koyuyorlar. Ama Dirmit durur mu, durmuyor! Latife Tekin'in aynı isimdeki romanından uyarlanan oyun 26 Nisan Cumartesi Maximum Uniq Hall'de olacak. 

Ankara'da bu hafta

-DUEL / Kirkor Sahakoğlu

Sergi, Ursula K. Leguin’in Mülksüzler adlı romanındaki “Bütün duvarlar gibi iki anlamlı, iki yüzlüydü. Neyin içeride, neyin dışarıda olduğu, duvarın hangi yanından baktığınıza bağlıydı” sözünden etkilenerek yola çıkıyor. Felsefi açıdan adeta bir retrospektifi tanımlarcasına yine varoluşçu anlayışla ortaya çıkan sergi, özellikle kişinin kendine dönük bir meydan okuma sürecini ele alıyor.

Siyah Beyaz Galeri,10 Mayıs'a kadar Kirkor Sahakoğlu'nun "DUEL" isimli solo sergisine ev sahipliği yapacak. 

-Abzu

Susuzluğun ağaçları kuruttuğu, denizlerden çok uzaktaki küçük bir kasabada yaşayan Ayşe Zuhal, çiçeklerden ziyade böcekleri merak eden, bunun çevresindekiler tarafından neden ‘saçma’ bulunduğunu bir türlü anlayamayan ve bu yüzden de pek çok şeye kulaklarını tıkamış bir kız çocuğudur. Günlerden bir gün, evinin banyosundaki giderden sızan bir şarkı duyar. Ona bir yerlerden tanıdık gelen bu şarkının peşinden lavaboya eğildiğinde ne olduğunu anlayamadan, hop! Tavşan deliğinden düşen Alice gibi su borularından aşağıya yuvarlanıverir. Ayşe Zuhal, bu karanlık ve pek çokları için ürkütücü yerde eve geri dönmenin yollarını ararken sayısız yaratığın yaşadığı gizemli bir dünyayla karşılaşacak, evinin altındaki borulardan uzak okyanuslardaki balinalara kadar uzanan görünmez bağları keşfedecek, çıktığı yolda hem kendisini hem de çevresini yeniden tanıyacaktır. Arzu, 26 Nisan'da Kült Sahne'de olacak. 

-Chicago

John Kander’ın müzikleri, Fred Ebb’in şarkı sözleri ve Fred Ebb ile Bob Fosse’un yazdığı metniyle Broadway’in şu anda en uzun süre sahnelenen müzikali sizlerle!

Bu Avrupa turnesi kapsamında, izleyiciler orijinal Broadway prodüksiyonunu, West End ve Broadway’in en seçkin isimlerinden oluşan olağanüstü bir kadroyla izleme şansı bulacak. Her bir oyuncu, eşsiz yetenekleri ve büyüleyici sahne enerjisiyle Roxie Hart, Velma Kelly, Billy Flynn ve “Chicago” dünyasını oluşturan diğer unutulmaz karakterlere kendi benzersiz yorumlarını katacak.

1920’lerin ışıltılı ve büyüleyici ihtişamına bir yolculuk yapın ve “Chicago”nun uzun zamandır beklenen Avrupa turnesinde suç, tutku ve şöhret dolu büyüleyici bir hikâyeye tanıklık edin. Broadway tarihinin en ikonik prodüksiyonlarından biri olan ve sayısız ödül kazanmış bu müzikal, unutulmaz bir tiyatro deneyimi vaat ediyor. “Chicago”, kendisini terk etmekle tehdit eden sevgilisini öldüren ev hanımı ve gece kulübü dansçısı Roxie Hart’ın hikâyesini anlatıyor. Mahkumiyetten kurtulmak için halkı, medyayı ve hücre arkadaşı Velma Kelly’yi kandıran Roxie, Chicago’nun en kurnaz ceza avukatını tutarak işlediği bu acımasız suçu bugünün magazin manşetlerinden fırlamış gibi duran sansasyonel haberlere dönüştürür.

John Kander, Fred Ebb ve efsanevi koreograf Bob Fosse’un yarattığı “Chicago”, içinde “Razzle Dazzle”, “Cell Block Tango” ve “All That Jazz” gibi unutulmaz şarkıların bulunduğu seksi ve cesur bir müzikale imza atıyor. Altı Tony Ödülü, iki Olivier Ödülü ve bir Grammy kazanan "Chicago", Broadway ve West End tarihindeki en uzun soluklu Amerikan müzikali unvanına sahip.

Ankara’yı kasıp kavuracak olan Chicago’yu canlı izleme deneyimini kaçırmayın! Chicago, 25 ve 26 Nisan tarihlerinde ATO - Congresium Kongre ve Sergi Merkezi

-Othello

“Kıskançlık kendini doğuran, kendisine yem olanlarla oyun oynayan yeşil gözlü bir canavardır."
Othello’nun tragedyası, tarihin karanlık çağlarının ardından yazılmış. Nasıldı, neydi, kimindi bilinmez. Ama Shakespeare'in de kaleminden geçmistir bu hikaye. Tutkuların, arzuların en karanlık yanını göz önüne serer. Dört yüz yıl sonra, gecenin karanlığı bir canavar doğuracak yine dünyanın aydınlığına... Othello, 26 Nisan Cumartesi günü Çankaya Sahnesi'nde olacak. 

-Dönüşüm

Franz Kafka’nın kült eseri Dönüşüm, bu kez sahnede kelimelerle sınırlı kalmıyor; anlatı, kaslara, nefese, ağırlığa bürünüyor. Yalnızlık, yabancılaşma ve kimlik çatışması; çağdaş dansla tiyatronun iç içe geçtiği bir düzlemde yeniden şekilleniyor.

Gregor’un iç dünyasına açılan kapı, iki savaşçının arasındaki kadim hesaplaşmayla aralanırken, ev içi huzursuzluk yerini ritüellere, sessizlik yerini çarpışmalara bırakıyor.

Bu sıradışı uyarlamada seyirci yalnızca izleyen değil, olayları bedeninde hisseden ve değişimiyle yüzleşen bir tanığa dönüşüyor. Rollerin eridiği, kimliğin dalgalandığı bir evrende; dönüşüm artık yalnızca bir iç savaşın adı değil, kolektif bir kırılma.

Dönüşüm 26 Nisan Cumartesi günü Tatbikat Sahnesi Ankara'da olacak. 

İzmir'de bu hafta

-İntiharın Genel Provası

Parçalanan Yugoslavya topraklarında, hayatı tıpkı Yugoslavya gibi parçalanmış bir adam. Bu dağılıştan kurtulmanın tek yolunu intiharda bulan adamı kararından vazgeçirmeye çalışan bir Balıkçı, bir Kadın ve Kaptan. Peki İş Adamı nereden çıktı? Psikiyatr’ın rolü ne? Avukat’ın köprüde ne işi var? Bir bütün olarak ölmesine izin verilmeyen Yugoslavya’nın parça parça edilişinin trajikomik öyküsü. Oyun 25 ve 26 Nisan tarihlerinde Sevda Şener Sahnesi'nde olacak. 

-Notre Dame'ın Kamburu

Fransız ve Dünya edebiyatının en ünlü yazarlarindan biri olan Victor Hugo'nun Notre Dame de Paris kitabından esinlenilerek yazılan Notre Dame'ın Kamburu; Fransa'da imparatorluk döneminin ihtilal sonrası karanlık günlerinden kesitler sunarak, kaderin insan hayatındaki yerini ve yoksulluk ile mücadeleyi anlatıyor. Oyunda birden fazla karakterleri canlandıran Ferhat Özkalaycıoğlu muhteşem performansıyla izleyiciyi büyülüyor. Notre Dame'ın Kamburu oyunu 27 Nisan Pazar günü İzmir Konak Ege Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezi'nde olacak. 

-Grönholm Metodu

Bir iş toplantısı, sınırlarınızı ne kadar zorlayabilir?

Bir şirketin toplantı odasında iş görüşmesine gelen dört kişi, tüm hünerlerini ortaya koyup işi kapmak için gizem dolu çeşitli sınavlardan geçecekler. İspanyol Jordi Galceran'ın 2003 yılında kaleme aldığı ve günümüz iş dünyasın vahşi düzeninin oraya konduğu bu psikolojik gerilimi, nefeslerinizi tutarak izleyeceksiniz. Oyun 30 Nisan Çarşamba günü Sahne Tozu Tiyatrosu Fehmi İşgören Sahnesi'nde olacak. 

-Rezervuar Kanişleri

Ülkeyi kaosa sürükleyecek bir planın hazırlığını yapan üç kafadar... Hayatının son demlerinde yeni heyecanlar arayan yaşlı, dul, hamurişi fantezisi olan bir teyze… Normal bir hayat kadınından en az iki üç kat fazla kazanan bir üst komşu...Ajan olduğuna dair en ufak bir ipucu vermeyen bir ajan ve iki sokak ötedeki ajan ordusu. Ebu Garip Cezaevinde stajını yapmış işkenceciler…

İşleri sigortasız bir şekilde sistemi beğenmemek olan basit bir apartman dairesinin içinde kapana kısılmış bir şekilde planlarını uygulamaya çalışan üç beceriksiz kafadarın macerasının anlatıldığı kara komedi türündeki bu oyun 30 Nisan Çarşamba günü Aylak Sahne Alsancak'ta!

-Dolu Düşün Boş Konuş

İlk insandan bu yana filtresiz konuşmayı beceremedik. Uyum sağlayabilmek adına düşüncelerimizi alladık pulladık, süzgeçlerden geçirdik ve sonunda gerçekleri hep zihnimizin tozlu rafına kaldırdık. Aileye, patrona, arkadaşlara hep bahaneler, süslü laflar sunduk. İtiraf edelim hepimiz zaman zaman gerçeği yüzlerine haykırmak istedik. Peki bu böyle ne kadar sürecek? Ya bastırdığımız sesler birden duyulmaya başlarsa? Maskeler ardından duyulanla gerçekleri aynı sofraya oturtsak ne olurdu?

“Dolu Düşün Boş Konuş” iç ses ve dış sesin aynı sahneyi paylaştığı, gerçeklerin seyirciye açıldığı iki perdelik bir komedi. Arkadaşlık, evlilik, iş... Kısacası hayat yalanlarla güzel (!) Gündelik yalanları ortadan kaldırmaya var mısınız? Sizi yalanların ortadan kalktığı, trajik bir deneyime davet ediyoruz. Belki de ifşa edici ve komik bir şekilde endişe verici olacak bu oyunda her biriniz karakterlerde kendinizi bulacaksınız. “Asla yalan söylemem” diyenler kendinizle yüzleşmeye hazır mısınız?

Dolu Düşün Boş Konuş 26 ve 30 Nisan tarihlerinde Tiyatrolog Akademi - Alsancak Sahnesi'nde olacak.