CHP Kocaeli İl Gençlik Kolları Başkanlığı tarafından davet edilen CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin'in, Kocaeli'nin Körfez İlçesi'ne gelerek Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu arasındaki 'Bahtsız bedevi' tartışmasıyla ilgili değerlendirmelerde bulunduğu açıklandı.
Tekin'in, eski siyasi uslübü aradığını, üslubun muhatabının Başbakan Erdoğan'ın kendisi olduğunu ve bu üslübdan da rahatsız olduğunu söylediği bildirildi.
Körfez Öğretmenevi tarafından gerçekleştirilen kahvaltıya CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin , CHP İl Başkanı Yalçın Kuşkan, CHP İl Gençlik Kolları Başkanı Ozan Aksu ile partililerin katıldığı duyuruldu.
Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Tekin, "Bahtsız bedevi" tarzındandaki üslub sorusuyla ilgili siyasi üslübun herkesi rahatsız ettiğini söyleyerek konuşmasına şu şekilde devam etti:
"Siyasi üslup hepimizi rahatsız eden bir üsluptur. Eski siyasi üslubu arıyorum. Sayın Demirel, Sayın Ecevit, Sayın Erbakan, Sayın İnönü hatırlarsanız televizyonların karşısında, nasıl ki bugün Amerika'daki seçimler gibi siyasi parti liderleri çıkar ve herkes, hepimiz izlerdik, ona göre de bir kanaat getirirdik. Şimdi tek kale maç yapıyoruz. Sayın Başbakan kendisi çıkmadığı gibi takımını da çıkartmıyor. Durum böyle olunca, bu üslubun muhatabı sayın Başbakanın kendisidir.
Ben ilk kez siyasi üslupta, tüm bu 50 yıllık sürece baktığımızda bir başbakanın, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanının anamuhalefet, muhalefet liderine 'şerefsiz' olarak hitap ettiğini gördüm. Bundan daha ağır bir üslup da her halde olmaz diye düşünüyorum. Yani üslubun muhatabı sayın Başbakanın kendisidir. Elbette biz de bu üslubundan rahatsızız."
'Bin tane polisle sayın başbakan korunmak istiyor'
Türkiye'nin yasaklı bir ülke olduğunu ifade eden Gürsel Tekin, "Başbakanın en büyük iddiası, yasaksız bir Türkiye yaratacaktı. Üç Y ile çıkmıştı. Bu kadar yasaklı bir ülke olabilir mi? O kadar yasakladılar ki. Sayın başbakan, hatırlayın sayın Ecevit'e o ekonomik kriz döneminde vatandaşın biri kasa atmıştı. O yüzden sayın başbakan 'başbakanlığı halka açacağız' demişti. Şimdi ne boyuttayız? Bin tane polisle sayın başbakan korunmak istiyor. Ama bütün bunlara rağmen korunamıyorsunuz.
Başbakan binanın içersinde 3 tane kuru sıkı mı neyse sıkabilenecek duruma geliniyor. Yani kısacası 'yasaksız bir ülke yaratacağım' diyenler ülkeyi yasaklı bir Türkiye haline getirdi." dedi.
'Çankaya yokuşu diktir öyle kolay çıkılmaz'
Konuşmasında Çankaya yokuşunun dik olduğunu ve kolay çıkılmayacağını da belirten Tekin şunları kaydetti: "Son bir yıldır bir tartışma var. Sayın başbakanı nasıl köşke çıkartabiliriz. Bu Çankaya yokuşu diktir bilirsiniz. Bir türlü öyle çok kolay çıkılmaz. Birincisi önce kardeşim dediği sayın Gül'e bir operasyon yapmak istediler. Anayasa değişikliği değil bir kanun değişikliğiyle sayın Gül'ün siyasetini sonlandırdılar. Sayın Cumhurbaşkanı. Yani bizim bir sloganımız var 'Başın düşerse dara CHP'yi ara' Sayın Gül de doğal olarak CHP'yi aramak zorunda kaldı. Bir basın toplantısında ana muhalefeti tarif etti.
'Bana bir hukuksuzluk yapıldı ana muhalefet gidercek' Elbette ana muhalefet gidercek. Nerede haksızlık varsa CHP orada olacaktır. CHP gereğini yaptı. Sayın Cumhurbaşkanın siyaset yasağını kaldırdı. Şimdi siyaset yasağı kalkınca bu sefer AK Partililerin hepsi Anayasa Mahkemesi'ni suçlamaya başladılar. Şimdi işlerine gelince, 'hukuka Anayasa Mahkemesi'ne müdahele etmeyin' diyorlar.
İşlerine gelmeyince Anayasa Mahkemesi'ni suçlamaya başladılar. Şimdi ne yapacaklar? Biraz önce söyledim ya, Çankaya yokuşu dik. E bu da olmadı. İkinci hamle ne yapalım? Yarı başkanlık. Türkiye'nin bütün bu sorunlarını bitirdik sayın Başbakan hangi makama oturacak onunla mı meşgul olacağız. Son günlerdeki tartışmamız bu. Ben kısaca şunu söyleyeyim. AK Parti bilmeli ki Çankaya yokuşu diktir. Hiç bu işle meşgul olmasınlar."
'Sayın Cumhurbaşkanını by-pass etmek istediler olmadı'
Tüm argümanların denendiğine de dikkat çeken Tekin, "Sayın Cumhurbaşkanını by-pass etmek istediler olmadı. Şimdi başka bir öneri getiriyorlar olmadı. Yerel seçimi erkene alabilir miyiz, rahatlayalım, o da olmadı. AKP ve MHP'nin duyarlı milletvekillerinin red oylarıyla geçmedi. Son manevraları deniyorlar. 5+5 ile ilgili, içeriğinde Türkiye'nin sorunlarını çözebilecek ne var? Mesele Türkiye'nin sorunlarını çözmek, iki başlılığı ortadan kaldırmak da değil. Mesele, sayın Tayyip Erdoğan'ı nasıl oraya (Çankaya) çıkarabiliriz. Vallahi o da bizim işimiz, Türkiye'nin sorunu değil." dedi.
'1998 nerede, Ergenekon nerede?'
Şemdin Sakık'ın gizli tanık olarak dinlenmesiyle ilgili de açıklamalarda bulunan Tekin konuşmasını şu şekilde sürdürdü: "Şemdin Sakık ne zaman yakalanmıştı? 1998. Şimdi nasıl olur,1998 nerede, Ergenekon nerede? O içerideyken nasıl tanık olmuş? Maalesef hukukta da enteresan şeyler dönüyor. Özel Yetkili Mahkemeler. Hiçbir evrensel hukukta Özel Yetkili Mahkeme yoktur. Yani iktidarın kendisine göre oluşturmuş olduğu yargı sisteminde sonuç almak mümkün değildir. Külliyen bunları reddediyoruz."
Bir gazetecinin "Suriye konusunda sayın Başbakan hızını kesti, bunu neye bağlıyorsunuz?" sorusuna Tekin, " Hızını kestiler. Gelen raporlarda sayın Başbakana ve Türkiye'ye ağır suçlamalar var. Karapara aklamak, teröre destek vermek, finans sağlamak, Özgür Suriye Ordusu'na tüm lojistik destek Türkiye'den gidince doğal olarak dünyanın pek çok ülkesi olduğu gibi, Avrupa da bundan rahatsız. Bu rahatsızlıklardan kaynaklı rölantiye almışlar. Ama sonuç ne olur bilemiyorum." cevabını verdi.
ABD'de Obama'nın başkanlığı kazandıgı konusunda da açıklama yapan Tekin, "Amerika sisteminde bir şey fark etmiyor. Irak olayından önce bir seçim vardı, 'acaba Obama kazanırsa Orta Doğu coğrafyasında müdahaleler kesilir mi?' diye bir tartışma vardı. Ne yazık ki sistem değişmiyor. Egemen güçlerin liderleri değişse de Orta Doğu'ya bakışı değişmiyor." diye konuştu.Tekin'in daha sonra partililerle birlikte CHP Körfez İlçe Teşkilat binasına geçtiği bildirildi.