Milliyet gazetesi yazarı Derya Sazak, birlikte oyun oynadığı arkadaşlarına Kürtçe gramer dersleri vermesi nedeniyle Cumhuriyet Başsavcılığı'nın soruşturma başlattığı 10 yaşındaki Medya Örmek'in sınıfına giderek yerinde incelemelerde bulundu. Derya Sazak'ın yazısı(04.09.2009) şöyle:
Güneydoğu açılıma nasıl bakıyor?
‘MEDYA AYIBI’ Adını eski bir Ortadoğu medeniyetinden, Medler’den alan Medya, Kürtçe öğretmeye başlayınca olanlar oldu.
Minik öğretmen, 10 yaşındaki Medya, okulunda başarılı bir öğrenci. Daha önce Kürtçe gramer dersi aldığı için, eve gelen arkadaşlarına akademik standartta Kürtçe dersi verebiliyordu.
Sur Mahallesi’ndeki avlulu evde koşuşturan çocuklar, Yaşar Kemal’in “efsane” romanlarından “sürreal” bir sayfa, renk, desen değil. Güler yüzlü, sevecen, cıvıl cıvıllar. Oyun peşindeler.
8-10 yaşlarındaki bu çocukların “evcilik oynarken” Kürtçe öğrenme merakı başlarına dert açtı.
“Medya’nın öyküsü”nü gazetelerde okumuş olmalısınızdır. Doğrusu, 1 Eylül Barış Mitingi’ne gelirken Hollandalı bir televizyon ekibine Kürtçe tercümanlık yapan üniversiteli bir gençten dinleyene dek, olayın ne denli büyütüldüğünün farkında değildim. Adını Ortadoğu’nun eski bir medeniyetinden, “Med”lerden alan “Medya” Diyarbakır’ın Sur Mahallesi’ndeki Cumhuriyet İlköğretim Okulu öğrencisi. Derslerinde çok başarılı. Parlak bir öğrenci.
Takdirname alıyor. Baba Kazım Örmek, SKK emeklisi, anne Dure, Kürt ve Türkçe bilmiyor. 8 çocuklu ailede büyük ablalar, Gülbahar ziraat yüksek mühendisi, Gülistan Kıbrıs’ta öğretmen, ağabey Azad arkeolog. Hepsi okumuş çocuklar.
Medya, on yaşında ve çok yetenekli.
“Evcilik oynadığı” arkadaşlarına evde Kürtçe öğretiyor.
Sur Belediyesi, birkaç sıra, yazı tahtası vermiş, sınıf olarak kullanılan odayı boyamışlar.
Böylece okulda Türkçe konuşan çocuklar, yaz tatilinde Medya’nın öğrettiği Kürtçe ile, günleri, mevsimleri, sayıları, renkleri öğreniyorlar. Ozan, Rozerin ve başkaları. 10 çocuk şimdiden diploma almışlar. Dünkü yoklamada, “su satmak” için mezarlığa giden birkaçı dışında sınıf tamdı.
Medya’nın serüveni, “Kürt açılımı”ndan önce başlamış. Bir yıla yakın zamandır bu minik öğrenci, “öğretmenlik” yapıyormuş. Kürtçe gramer dersi aldığı için, oyun arkadaşlarına “akademik” standartta eğitim verebiliyor.
Böylesine “sürreal” bir tablo ancak Türkiye’de karşınıza çıkar.
Diyarbakır Sur’da dün Örmek ailesini ziyaret ettik. Medya’nın dersine girdik.
Son derece disiplinli bir öğretmen Medya, “mevsimler”i tahtaya yazdıktan sonra arkadaşlarından ayırmadan bizi de Kürtçe sınava tuttu. Biz de “Azadi Welat” gazetesi manşetini okuttuk.
Medya’nın yaz dersleri nedeniyle pazartesi günü babası Kazım Örmek ve annesi Diyarbakır Savcılığı’nda ifade verecekler. Anne Dure Türkçe bilmiyor, Kürtçe ifade verecek.
Her fırsatta kültürel haklardan söz edenlerin, küçük bir çocuğu arkadaşlarıyla oyun olarak başlattığı Kürtçe dersler nedeniyle anne ve babasını mahkemeye çağırması büyük bir çelişki değil mi?
Medya, Helin ve Awaşin
Mardin’de önceki gün Artuklu Üniversitesi’ni ziyaret ettik.
Mardin’de önceki gün Artuklu Üniversitesi’ni ziyaret ettik.
Rektör Prof. Serdar Bedii Omay ve bir avuç akademisyen Yard. Doç. İbrahim Bor (Felsefe), Yard. Doç Abdurrahman Adak (Kürt Edebiyatı), Yard. Doç. Selim Temo Ergül (Kürt Edebiyatı) büyük bir heyecanla eğitime başlamayı bekliyorlar. YÖK kararıyla Mardin’de bir Kürdoloji Enstitüsü açılıyor ve Kürtçe “ana bilim dalı” kuruluyor.
Mardin’de üniversite açılırken Diyarbakır’da on yaşında bir kız çocuğu, evinde kurs açtığı, eğitim verdiği gerekçesinde sorgulanmak isteniyor. Ailesi hakkında dava açılmaya çalışılıyor.
Medya dünkü söyleşimiz sırasında, “Bu nasıl çelişkidir?” diye soruyordu.
Evdeki bebek isimleri de “Helin, Ekin, Awaşin” başına dert açmış.
Umarız bu soruşturma başlamadan biter.
Bir “Medya ayıbı” yaşamayız.