Güney Sudan, bağımsızlığının birinci yılını kutluyor. Ancak iç savaşın yaralarını henüz saramayan ülke, ekonomisini toparlamakta zorlanıyor. Devlet kasası tamamen boşalmış durumda.
Yıllar süren sürtüşme ve kanlı olayların ardından Sudan'ın güneyi, Hartum'daki yönetimden ayrılmış ve 9 Temmuz 2011'de bağımsız bir ülke olduğunu tüm dünyaya ilan etmişti.
Ancak Güney Sudan şimdi zengin petrol, su ve yeraltı kaynaklarına rağmen hayatta kalma savaşı veriyor. Ülke bir yıl önce bağımsızlığını kazanırken petrol zengini bölgelere de sahip olmuştu. Ancak Güney Sudan kuzeye giden boru hatlarını kullanamadığı için petrolünü ihraç edemiyor. Bunun başlıca nedeni de Kuzey ve Güney Sudan'ın boru hatlarının geçiş ücreti konusunda anlaşma sağlayamaması. Hartum'daki yönetim varil başına 36 dolar isterken, güneydeki hükümet ise sadece bir dolar ödemeye hazır olduğunu söylüyor.
Güney Sudan, öte yandan geçtiğimiz Şubat ayında Kuzey'i petrol çalmakla suçlayarak petrol üretimini de durdurma kararı aldı. O zamandan bu yana yüzde 90'ı petrol gelirleri ile dolan devlet kasası tamamen boşalmış durumda.
Zaman daralıyor
Ülke ekonomisinin tehdit altında olduğunu belirten Uluslararası Silahsızlanma Merkezi'nden Wolf Christian Paes şunları söylüyor: "Eğer boru hatlarının kullanımıyla ilgili bir çözüm bulunamazsa, o zaman Güney Sudan aylar, hatta haftalar içinde ödeme yapamayacak duruma gelecek. Nitekim Güney Sudan'da para basmak için harekete geçildi. Bu paralarda çalışanların maaşları ödenecek. Ama öte yandan enflasyonun giderek yükseldiği hissediliyor."
Ülkede enflasyon oranı yüzde 19'a ulaşmış durumda. Aynı zamanda ekonomik büyüme giderek yavaşlarken, gıda fiyatları tırmanıyor, tarımsal üretim de düşüyor. BM Gıda ve Tarım Örgütü, Güney Sudan'ın gelecek vadeden bir tarım potansiyeline sahip olmasına karşın açlık krizi yaşanmasından endişe ediyor. Sudan uzmanı Wolf Christian Paes sorunların altyapı eksikliğinden kaynaklandığına dikkat çekiyor.
Paes "Hem küçük çiftçilerin hem de tarımla uğraşan işadamlarının ürünlerini satacakları pazarlardan çok uzak olmalarıyla ilgili sorunları var. Tarım ürünlerinin ihraç edilelebileceği en yakın ülkeler Uganda ve Kenya'ya Güney Sudan'dan ulaşılan yollar berbat. Bu nedenle nakliyat pahalıya mal oluyor" açıklamasını yapıyor.
Yeni proje ilgi görmedi
Petrol ihracatının yapılamaması da ülkede büyük bir ekonomik darboğaza yol açıyor. Bu nedenle güneydeki yönetim, Kenya'ya ulaşacak yeni bir boru hattı inşa etmeyi istiyor. Ancak planlanan projenin 3 milyar dolarlık maliyetinin nasıl sağlanacağı henüz belirsiz. Bankalar, yeterli randıman alınamayacağı kaygısıyla projeye pek ilgi göstermedi. Proje boru hattının istikrarsız bir bölgede planlanması ve çevreye olası zararları nedeniyle de tartışma yaratıyor.
Rumbek Üniversitesi'nden Prof. Dr. İbrahim Matok Dal projenin zorluklarını şöyle değerlendirdi: "Boru hattı ya da bir tesisin maliyeti üstlenilirken, yok olacak tarım alanı ve çiftlik hayvanları, ayrıca bölge sakinlerinin evini terk etmek zorunda kalacak olması hesaba dâhil ediliyor. Tüm maliyet bir araya getirildiğinde de petrol üretiminden elde edilecek gelirin üstüne çıkılıyor."
'Petrol bağımlılığından kurtulmalı'
Güney Sudan yönetimi bir yandan da yabancı yatırımcıyı ülkeye çekmeye çalışıyor. Bu amaçla özel sektörün gelişimini destekleyen ve yatırımcılar için ülkeyi daha çekici hale getirecek yeni bir yasal düzenleme kabul edildi. Ülkeye teknoloji transferi yapılması için de çaba gösterilirken, Prof. Dr. Matok, ülkenin petrol bağımlılığından kurtarılması gerektiğini belirtiyor.
Güney Sudan'ın altın ve uranyum gibi yeraltı zenginliklerine sahip olduğunu vurgulayan Matok, ekonomiyi canlandırmak için bu potansiyelin değerlendirilmesi gerektiğini savunuyor. (Deutsche Welle Türkçe)