Kanun hükmünde kararname (KHK) ile ihraç edildikleri mesleklerine geri dönebilmek için açlık grevine başlayan ve tutuklanarak konuldukları cezaevinde eylemlerini sürdüren akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça ile ilgili yargı sürecine ilişkin önemli bir ayrıntı ortaya çıktı. Tutuklanmadan önce hazırlanan tutanakta, iki isim için, "tutuklu" ifadesinin kullanıldığı ortaya çıktı. Gülmen ve Özakça ile ilgili bu süreci polisin de önceden bildiği anlaşıldı.
Milliyet gazetesinden Gökçer Tahincioğlu'nun haberi şöyle:
Gülmen ve Özakça’nın 23 Mayıs’ta mesai saatinden sonra tutuklanmalarına rağmen, henüz tutuklama kararı verilmeden başka suçtan yargılandıkları mahkemenin, “başka suçtan tutuklu sanıklar” ifadesini tutanağa geçirdiği anlaşıldı.
Mahkeme, bu durumu, “sehven” yazıldı diye açıklamasına rağmen, müzekkereleri bu şekilde hazırladı. Söz konusu davanın resmen 23 Mayıs’ta açılmış olmasına rağmen Ankara Emniyeti’nden 2 gün önce gelen yazıda, davanın esas numarasının yer aldığı da anlaşıldı. Gülmen ve Özakça, bu dava gerekçe gösterilerek 2 gün sonra tutuklandı.
Mesai bitmeden önce
Gülmen ve Özakça hakkında iki ayrı yargılama süreci yürütüldü. Öncelikle Yüksel Caddesi’ndeki eylemleri nedeniyle Gülmen, Özakça ve Acun Karadağ hakkında iddianame hazırlandı. İddianame, mahkemeye gönderildi ve resmen davanın açılmış sayılması için kabul edilip edilmeyeceği beklenmeye başlandı. Bu süreç devam ederken Gülmen ve Özakça, yeniden gözaltına alındı ve başka bir esas numarası üzerinden soruşturulmaya başlandı. Bu kapsamda 23 Mayıs’ta adliyeye çıkartılan Gülmen ve Özakça, mesai saatinden sonra tutuklandı.
Tutuklama kararının mesai saatinden sonra verilmesine rağmen “bilindiği” anlaşıldı. Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi, açılan ilk davayla ilgili tensip zaptını, 23 Mayıs’ta mesai saati dolmadan hazırladı. Henüz Gülmen ve Özakça tutuklanmadan önce hazırlanan tutanakta, iki isim için, “Başka suçtan tutuklu” ifadesi kullanıldı. Mahkeme, Karadağ için bu ifadeyi kullanmadı. Mahkeme, ertesi gün de davayla ilgili müzekkereyi bu tutanak doğrultusunda hazırladı.
Gülmen ve Özakça ile ilgili bu süreci polisin de önceden bildiği anlaşıldı. 21 Mayıs’ta savcılığa yazılan “arama ve el koyma” talep yazısında, iki ismin Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandığı belirtildi ve davanın esas numarası tutanağa yazıldı. Ancak o tarihte, henüz iddianamenin incelenmesi sürecinin devam ettiği, davanın hukuken ve resmen açılmamış olduğu anlaşıldı.
"Sehven yazılmıştır"
Gülmen ve Özakça’nın avukatları, emniyetin söz konusu yazısının ve mahkemenin söz konusu iddianameyi kabul kararının, mesai saatinden sonra tutuklanan Gülmen ve Özakça hakkındaki kararda etkili olduğunu iddia etti. Gülmen ve Özakça’nın tutuklanma gerekçelerinden birinin, haklarında dava açılmasına rağmen eylemlerini sürdürmeleri olduğunu belirten avukatlar, hem mahkemenin hem de polisin tutuklama kararını önceden bildiklerine bu evrakları kanıt gösterdi.
19. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki hâkim için, “reddi hâkim” talebinde bulunan avukatlara, mahkemeden, “başka suçtan tutuklu’ ifadesi tutanağa sehven yazılmıştır” yanıtı geldi. Avukatlar ise taleplerinin reddi üzerine itiraz dilekçesi hazırladı ve hem mahkemenin tutanağındaki, hem polis tutanağındaki tarihleri göstererek, tüm bunların sürpriz olamayacağını, tutuklama kararına altyapı oluşturmak için hareket edildiğini öne sürdü. İtirazı üst mahkeme değerlendirecek.
Avukatın konuya ilişkin itiraz metni için tıklayınız