Cem Vakfı Başkanı İzzettin Doğan, Gülen cemaatinin önde gelen ismi Fethullah Gülen ile temas kurduğunu belirterek, aralarında bir aşevi bulunacak şekilde yan yana cami ve cemevi projesini hayata geçireceklerini açıkladı. Yan yana cami ve cemevi projesinin önce İstanbul ve Ankara'da gerçekleştirileceğini belirten Önder, geçmişte devletin "çakma Alevi örgütleri üreterek Alevileri bölmeye çalıştığını" belirtti.
Aynı zamanda Âkil İnsanlar Heyeti üyesi olan Cem Vakfı Başkanı Prof. İzzettin Doğan, bu açıklamaları, Erkam Tufan Aytav'ın Bugün TV'de yayınlanan "Analız" programında yaptı. Önder'in Aytav'ın sorularına verdiği cevaplar özetle şöyle:
'Devlet bir takım çakma Alevi dernekleri üretmeye çalışmıştır'
Alevi çalıştaylarının sonuçsuz kalmasında Alevi toplumunun çok parçalı olması, farklı talepleri dile gelmesinde rolü olduğu söyleniyor siz katılıyor musunuz?
Katılmıyorum neden katılmıyorum çünkü bu parçalanma gibi görünen olay aslında devletin kendi tasarrufudur. Bir takım çakma aleviler dernekler üretmeye çalışmıştır devlet. Çünkü Alevileri bölük pörçük istiyorlar birleşmeleri, bütünleşmeleri inanç bazında, ona dahi tahammül edemiyorlar.
'Aleviliği İslam’dan ayırmak için zır cahil olmak gerekiyor'
Alevi İslam’ı diye bir kavram kullanıyorsunuz ama her Alevi bunu kullanmıyor. Mesela Aleviliğin İslam dışı olduğunu söyleyen Aleviler var?Onu kim söylüyor, beraber konuşalım, onu söyletiliyorlar. Herkes biliyor ki Alevilik İslam’ın özü demek İslam’ın orta yeridir. Hz. Muhammed’in, kendisinin konuşan Kuran dediği Hz. Ali’nin, kendi kızının yani Hz. Fatıma’nın kendi çocukları olan Hz. Hüseyin’in ve Hz. Hasan’ın onun oluşturduğu İslam anlayışıdır Alevilik. Şimdi nasıl diyeceksiniz ki bu İslam dışıdır. Birine ilk söylettikleri zaman eline bir kağıt verdiler o da okudu, okuması da zayıftı o garibi de Allah rahmet eylesin zor durumda bıraktılar. Ertesi gün gazeteciler sordular “Hocam ne diyorsunuz? “Ya dedim inanmıyorum eğer böyle söylemişse adam cahil filan değil zır cahildir.” Olamaz böyle bir şey düşünülemez. Aleviliği İslam’dan ayırmak için ya çok kötü niyetli ya da zır cahil olmak gerekiyor.
'İlle dede kelimesi kullanılmayabiliriz kanunlara saygılıyız'
Siz dedesiniz ama dedelik unvanını kullanmak yasak değil mi inkılap kanununa göre?
Şimdi bakınız Türkiye de ölü metinler vardır bizim bugün anayasamızda olduğu gibi. Mesela bir 10. maddemiz vardır. Ne diyor; Yurttaşlar Irkı, rengi, dini cinsi siyasi kanaati ne olursa olsun yasalar önünde eşittir. Ama biz diyoruz ki bu işte niye değildir. Bunlara Anayasa hukukunda ölü metin diyorlar.
Bu metnin kalkması konusunda düşünceniz?
Hükümetlerinin hemen hemen hepsine önerilerimizi ilettik. Devrim kanunları ile ilgili beyanımız olmadı ama onun ile ilgili benim bir doçentlik tezim var.
Ama şimdi mesela olay şu; bizde inanç önderi kavramı vardır. Yani ille dede kelimesi kullanılmayabiliriz kanunlara saygılıyız. Kelimeden vazgeçilebilir, ben geçiyorum benim hiçbir zaman ben dedeyim şeklinde bir iddiam olmadı. Bunu halk söylüyor. Neden 1500 yıllık tarihi olan bir aile şimdi ve o günden bu yana böyle gelmiş. Şimdi ben söylesem ne olur söylemesem ne olur. Ben dedeliğe talip değilim. Dede olmak ayrı bir şey dedeliğin fonksiyonunu yerine getirmek ona talip olmak ayrı şey. Şimdi bir soya mensubiyeti ifade ediyor, halk onu öyle kabul ediyor, öyle hoşuna gidiyor ben de kabul ediyorum. Yoksa benim üniversite profesörlüğü unvanından bir şikâyetim yok.
'Cami ve Cemevi’nin yan yana yapılmasıyla iki toplum birbirlerini daha iyi tanıyacak'
Geçenlerde Sayın Fethullah Gülen Hocaefendi Cami, Cemevi yan yana olması durumunda iyi bir proje olabileceğinden bahsetmişti. Sizde bunu desteklemiştir. Pratik olarak ne getirir bu?
İnsanın birbirini tanımalarını gerektirir. Bir de caminin fonksiyonlarının biraz daha çağdaş hale getirilmesini gerektirir. Benim Sayın Gülen’e önerim o oldu. Tamam bir cami ile cem evi bir arada bulunsun ama onların arasında aş evi yapalım. Aç olan insanlar birlikte yemek yesin, birbirini tanısın toplumlar. Hz. Muhammedin meşhur hadisidir “Kişi tanımadığı ile düşmandır”. Sokratın çok sevdiğim bir sözü var “kötü insan yoktur birbirini tanımayan insan vardır” birbirini tanıştıracaksın insanların. Yunus ne diyor “Gelin tanış olalım işi kolay kılalım sevelim sevilelim bu dünya kimseye kalmaz”.
Bu proje harekete geçirilecek mi?
Geçmek üzere. Hoca efendinin itimadını kazanmış olan dostlar var, onlar projeyi hazırladılar. İstanbul ve Ankara’da olmak üzere yapılıyor başlangıç olarak. Büyük merkezlerde Aleviler hem Ankara’da hem İstanbul’da, İstanbul 15 milyonsa üçte bir nüfusu demek 5 milyona yakın Alevi yaşıyor. Ankara öyle İzmir’in %50’si Alevidir. Proje işliyor bugün enteresandır sizin program gelmeden yarım saat önce aradılar bu hafta içinde bir araya geleceğiz projeyi değerlendireceğiz. Bizden bu konularda profesyonel olan bir arkadaşımız var ondan rica ettim hazırlanacak projeyi çünkü Sünni bir dostumuz hazırlamış ola ki Cem evindeki fonksiyonlarda bir hata olmasın onun bakmasını bekliyoruz.
'Aleviler üzerine oynayacak pek çok büyük güç pusuda bekliyor'
Alevi toplumunda kışkırtılma potansiyeli, düğmeye basınca hareket edecek bir yapı gözlemliyor musunuz?
Öyle bir yapının olduğunu tahmin ederim niye tahmin ederim söylediğim analizden dolayı, yani bu normaldir bakın bunu son zamanlarda sık sık maalesef tekrar ediyorum. Devlet devletin kurdudur. Devletlerarası ilişkileri onlar değerlendirmesini yaparken de bunu konuşurduk. Bunu kullanırdır Kamu Hukukunda da. Yani bir devlet ile diğer devlet arasındaki ilişki daima bir çıkar ilişkisidir, karşılıklı çıkara dayanır. Devletlerin dostu yoktur. Dostluklar söz konusu değildir, çıkarlar söz konusudur. Onun içinde devlet devletin kurdudur derken bir devlet eğer diğer devletin zaafını yakalamışsa o zaafı mutlaka kullanmak isteyebilir. Bu potansiyel bir zaaftır 20 küsur yıldır bunun mücadelesini yapıyoruz, hemen hemen bunu anlatmadığımız başbakan cumhurbaşkanı kalmadı. Şu işi çözün, bunun çözümü çok basit ama bu konuda siyasi iradeyi göstermek gerekiyor. Yani siz Alevilere bu kadar ayrımcı muamele yaparsanız herkesten vergi toplayıp bu vergileri vahabi yorumu temsil eden Diyanet İşleri Başkanlığına ayırırsanız. Bir tek kuruşunu bir Musevi’ye, bir Hristiyan’a, bir Caferi’ye, bir Alevi’ye tahsis etmezseniz, adaletin gereğini yapmazsanız devlet olarak yurttaşlarınız arasında ayırım yaparsanız, O yurttaşlar üzerinde oynayacak çok büyük güçler pusuda bekliyorlar zaten.