Fethulah Gülen’in ailesi, akrabaları ve yakınları adına konuşan yeğeni Kemal Gülen, “Bazı siyasetçiler ve medya kuruluşlarının hakaret dozlarını artırdığını görüyoruz. Yakınları olarak son derece müteessiriz. Ne muhtıra dönemlerinde 28 Şubat benzeri dönemlerde Hocaefendi'nin manevi şahsiyeti böyle çirkin saldırıya maruz kalmadı” dedi.
Gülen cemaati lideri Fethullah Gülen’in ailesi, akrabaları ve yakınları adına Kemal Gülen bir açıklama yaptı.
Gülen'in açıklamalarından notlar şöyle:
Bizleri bugün yalnız bırakmadığınız için bu yapacağımız açıklamayı Türkiye ile ve dünya ile buluşturmak için gelen basın mensuplarına teşekkür ediyorum.
Aslında biz ilk defa böyle bir program yapmıyoruz. Farklı zamanlarda zeminlerde geçmiş zamanlarda yaptık.
Bu aile buluşmalarımızın amacı aile meselelerini görüşmek ve çözüm bulmak aile içi ilişkilerimizi gözden geçirmek akraba hukukunu anlamak aktarmak derinleştirmek ve evlatlarımıza daha iyi bir geleceği nasıl kurabiliriz bu meseleleri görüşmek oldu.
Ramazan'da Kurban'da mesire yerinde bir araya geldik. Devamlı iyi bir mümin olarak temsile layık yaşayabilmek için görüşmeler yaptık.
Bir araya gelişlerimiz Allah rızası için oldu.
İçimiz yanıyor özellikle birkaç aydır Türkiye'de farklı gündemler var. Ailemizi ilgilendiren gündemler var. Bunlar Hocaefendi ile ilgilidir. Biraz kırgınız incindik. Sükuneti sürdüreceğiz.
Demokratik haklarımızı kullanarak sessiz kalmadığımızı aile büyüğümüzün Fethullah Gülen Hocaefendi'nin yanında olduğumuzu duyurmak istedik.
Hocaefendi cibili olarak nesabi olarak ailemizin bir ferdi bir bireyi. Ondan öte büyüğü rehberidir. Dünya çapında yaptıklarıyla bütün millete ait oldu. Onun himmeti milletidir.
Son dönemdeki hakaretlere maruz kaldık ki bekledik ki hocamıza birileri sahip çıksın her şehirden ses yükselsin. 50 yıldır dünyanın dört bir tarafından hizmet eden Hocamıza destek versin.
Biz de bu gün bu hakikatleri aile fertleri olarak dile getirmek istedik. Bugüne kadar neden bir araya gelmek istediniz diyebilirsiniz. Hocaefendi bugüne kadar ön plana çıkmayı istemedi. Aile de onlara dualarıyla destek verdi. Onları alkışladı yüreklendirdi. Ancak bu kadar hakaret, zulümden sonra sessiz kalmamayı buradan bir şeyler söylemeyi hissettik.
Söz konusu hocaefendi olunca sizin huzurunuzda çıkmak istedik. Dilerseniz aile büyüklerini tanıyorsunuz. Erzurum'dan ve başka şehirden gelen büyüklerimiz var.
Burada Seyfullah Gülen, Mesih Gülen, Kutbettin Gülen, Salih Gülen, kız kardeşi Fazilet Korucuk bulunuyor ve Nurhayat Halamız hasta olduğu için gelemedi.
Bu girizgahtı asıl açıklamayı birazdan yapacağız.
Ülkemizde bir süredir muhterem büyüğümüz Hocaefendi ve onun teşvikleriyle oluşan hizmet hareketi hakkında iftiralar sürüyor.
Alim, hareket hakkında bu denli karalama kampanyasına şahit olmadık. Bunu kınıyor ve hakkın adaletine havale ediyoruz.
Bütün bu nefret söylemlerinden duyarlı her vatandaş gibi derinden etkileniyoruz. inciniyoruz. İnsaf izan sahibi insanların da kabul edeceği gibi hocaefendi ülkemizin nadir yetiştirdiği insanlardan birisi. Gizlisi saklısı olmayan abide şahsiyettir. İlim peygamber sahabe sevgisine herkes şahittir. Kendisini dine İslama ve millete adaması ve kul hakkına olan hassasiyetini biliyoruz. Küçük yaşlarından itibaren ibadet ve ilime olan düşkünlüğü sade hayatıyla hepimize örnek ve manevi bir rehberdir.
Hayatını emrolduğu üzere dosdoğru ol üzerine kurdu. Sessizliğini fırsat bilenlerin hedefe koymasını bu hak dostunu üzenleri ilahi adalete havale ediyoruz.
Ailemizin kökleri muhterem hocamızın dedeleri değerli şahsiyetlerdir.
Hocaefendi'nin manevi dünyası ilmi bu hak dostlarını görerek şekillendi.
Hocaefendi Erzurum'un en meşhur hocalarından dersler aldı. Ömrünü kitaplar arasında geçiren 70'den fazla eseri fikir aksiyon hayatı ile üniversitelerde ders kitabı olarak okutuluyor. Aile büyüğümüz adına üniversitelerde kürsüler kuruldu.
Biz ailesi olarak okumanın gerekliliğini anladık. Onun teşvikiyle üniversiteye gittik. Hocaefendi'ye yapılan haksızlık karşısında 'susan şeytan olmak istemiyoruz' bugün.
Hocaefendi bütün ömrünü dikkatle yaşadı. Kur'an ve sünnete bağlı yaşadı. Bize de misal oldu. Son derece mütevazi olarak yaşadığını cümle alem biliyor biz de bunun şahidiyiz. O hayatını bavula sığdırmasaydı binlerce insan hizmet kervanına katılır mıydı? Hayır.
Dünyadan ve dünyalıktan başka düşünemeyenler bunu anlayamaz. Hocaefendi'nin dünyaca tanınıp bilinmesine rağmen ne kardeşleri ne akrabaları bu nüfuzundan nemalanmadılar. İstifade etmeyi düşünmediler. Kardeşlerinin ve yakınlarının sade yaşamı buna delildir.
Hocaefendi'de onun rehberliğindeki hizmet hareketi de bizden dolayı mahcup olmadı inşallah mahcup olmayacaktır.
Herkes hepimiz kendi yağında kavrulacak dişini sıkacak ama inşallah milletimizin hüsnü zannını boşa çıkarmayacağız. Bir lokma bir hırka yaşamayanlar Hocaefendi'ye çamur atmaya çalışıyorlar.
Son birkaç aydır yürütülen iftira yalan kampanyaları bizlerin yüreklerini dağladı. Kullardan vefa beklemeyi bile Allah'a karşı vefasızlık sayan büyüğümüz haşhaşı işi boş alim müsveddesi hakaretlere maruz bırakıldı. Bir de bu hakaretleri insan haklarını ağzına sakız yapılan siyasiler tarafından yapılmıyor mu? İşte bunlar bizi yaralıyor.
Hırsızlık ayyuka çıkmamış adalet sistemi yerlerde sürünmek zorunda bırakılmamış gibi bunları görmezden gelerek sadece Hocaefendi'yi aile büyüğümüzü suçlamak karşısında dehşete düşüyoruz.
Bin ömrüm olsa Peygamber Efendimiz'in (sas) saçının bir tek teline feda olsun demeyi bile başka yere çekiyorlar.
O evlenmedi o kendi ifadesiyle bütün ömrünü Allah'a adamak istiyordu. Ne var bunda. Bazı peygamberler de evlenmemiş. Dine diyanete millete hizmet için gençlerin halinde anlamak için illa da evlenmek şart mıdır? Biz evladımıza ondan isim istiyoruz. Aslında hepimiz onun evladıyız. Sadece biz değil Asya'da Afrika Amerika'da binler evladı var. Bunlar stadyumları dolduruyor. Hocamıza dua ediyorlar. Biz de dua kervanına katılıyor onu ve onun gibi yürüyenleri koruyacağını haykırıyoruz.
Bazı siyasetçiler ve medya kuruluşlarının hakaret dozlarını artırdığını görüyoruz. Yakınları olarak son derece müteessiriz. Ne muhtıra dönemlerinde 28 şubat benzeri dönemlerde Hocaefendi'nin manevi şahsiyeti böyle çirkin saldırıya maruz kalmadı.
Ne yazık ki salonu dolduran meslektaşları tarafından sessiz kaldı. Hala bir açıklama yapılmadı ilim adamları tarafından. Bizde ilim adamlarını ve ilahiyatçıları anlamıyoruz. Onun sahibi Allah'tır ve karamsarlığa düşmüyoruz.
Elmasa çamur atsalar elmas değerinden bir şey kaybetmez. Yakınları olarak hep bir ağızdan iftira ve hakaretlere karşı kollarımızı açıyor insafa davet ediyoruz.
Seçilme zorluğunu yaşamadan bakan koltuğuna oturan bir Erzurumlu bir politikacı hem de bu şehirde muhterem büyüğümüzü kastederek 50 yıllık hizmet hayatında Hocaefendi'yi takip eden bir işaretiyle Allah rızasıyla yollara düşen insanlara ve bizlere hakaret etmesini içimize sindiremiyoruz. Kem göz sahibine ait diye bu sözleri sahibine iade ediyoruz.
Neden ülkene gelmiyorsun diye çağrı yapıyorlar. Buradan sesleniyoruz Hocam gelip gelmeme sizin takdirinizde siz nerede olursanız olun akrabalarınız sizin yanınızda olacak hayır dualarla anacak ve hayır dualarınızı bekleyeceğiz.
Çok üzüldük kalbimiz kırıldı ama kimseyi incitecek kıracak değiliz. Sövene dilsiz dövene elsiz gerek. Öyle olacağız. öyle olmak için gayret edeceğiz.
Ülkemiz zor dönemden geçiyor. Sokağın tahrikine gelmemeliyiz. Biz hocamızın ümit veren sözlerine bakarak 'ülkemizin geleceği parlak, bugünler de geride kalacak' diyoruz.
Bizim maksadımız bir araya gelişteki amacımız tartışmalara yeni bir cephe açmak değil.