Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, dün Taksim'de polisle eylemciler arasında yaşanan arbedenin ardından Rize'de konuştu. Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Gül, uluslararası basının 'Arap baharı' benzetmesine tepki gösterdi. Gül, ayrıca polisin ilk günkü tavrının yanlış olduğunu ifade etti.
'Farklı düşüncesi olanlara kulak vermek görevimizdir'
Türkiye demokratik bir ülke, batı standartlarında olan bir ülke. Bir yerde bir olaya baktığınızda o olayı tarif ederken yanlışa düşmemek lazım, özellikle uluslararası basına seslenmek istiyorum. Ortadoğu ülkelerinde pek çok olaylar oldu tabii ki, Taksim'de olan bitenler onlara benzetiliyor. Türkiye'de orada olduğu gibi talepler yok. Türkiye'de işsizlik yok, bütün dünyadaki ekonomik kriz içinde ekonomisi düzgün giden ülkeler içindeyiz. Faili meçhullerden arındık. O yüzden Türkiye'yi farklı bir yere koymak lazım. Türkiye'de demokratik hak ve hukukun teminat altında olduğunu herkesin bilmesi gerekir. Biz şiddetin içinde olmayan her türlü düşüncenin açıklanmasını demokratik hak olarak görüyoruz, ama şiddet, vatandaşların hayatını rahatsız edici, meydanları işgal edici, kuralsız bir şekilde tutulmaya çalışılırsa buna demokratik hak olarak bakılamaz. "Gezi Parkı'nda benim farklı düşüncelerim var" diyen insanlar varsa bunlara kulak vermek görevimizdir, bu bağlamda bugün de çeşitli görüşmeler yapılacaktır. Bu tip farklı düşünceleri hukuk düzeni içerisinde halletmeye çalışırız. Şiddete fırsat vermemek gerekir, bu yakışmaz. Buna New York'ta da müsaade etmezler, Berlin'de İspanya'da da müsaade etmezler.
'Kurallara uymak lazım'
Uluslararası basına seslenmek istiyorum, Türkiye'de olanlar farklıdır. Kurallara herkesin uyması gerekir, kurallar çerçevesinde en aykırı fikirler de söylenebilir.
Kılıçdaroğlu'nun 'liderleri topla' çağrısı: Parti başkanları, liderler, hepsinin farklı düşünceleri var. Kılıçdaroğlu'yla ben görüştüm zaten. Bütün siyasi partilerin başkanları biraraya toplamak da olabilir, ama ben bu noktada neticeye bakarım. Bu çerçeveden baktığımda bu siyasi ortam içerisinde çok katkı sağlayacağı kanaatinde değilim. Bunun yerine tek tek görüşmek daha doğru netice verir diye düşünüyorum. Önümüze bakmamız lazım.
Gül'ün 'Mesaj alınmıştır' açıklamasına Erdoğan'ın itiraz etmesi: İlk günün bir karmaşası vardı herkeste, başbakan yurtdışındaydı, bugün ne için görüşüyor? Onların da düşüncesini öğrenmek için görüşüyor. Bunları hep demokratik olgunlukla aşacağız.
CNN International'da sıradışı provokatif dil: Herkes her şeyi söyleyebilir, Türkiye açık bir toplum. Başkalarını çok da suçlamaya gerek yok. Biz kendimize güvendikten sonra çok fazla bakmamak lazım böyle şeylere.
'Demokrasi yalnız sandık değil' demiştiniz, Erdoğan tam tersi açıklama yaptı: Ben bir konuşma yaparım içinde öyle bir cümle alırsınız ki bambaşka bir şey çıkar ortaya. Demokrasimizde hala noksanlıklarımız var, reform sürecinde olduğumuzu söyledim. Önemli olan niyetleri en iyi şekilde görmektir.
Yanlışları görmemiz lazım ve biz bu yanlış oldu demezsek bu da olgunluğumuza yakışmaz. İlk gün Gezi Parkı'nda olup bitenler yanlıştı maalesef. İstanbul yönetimi de gördü, doğru diye ısrar ederseniz inandırıcılığınız gider. Dünkü davranışlarınızı gördünüz, şiddet olmayan bir gösteriyi ayırdediyoruz. Park'ı ayırdediyoruz, ilk gün de böyle olsaydı belki bu noktalara gelmezdi.