Gündem

Gülben Ergen operasyonların sürdüğü Nusaybin'e gitti

"Sağımızdan, solumuzdan akrep, TOMA, kirpi olarak adlandırılan araçlar geçiyordu"

18 Mayıs 2016 13:49

Şarkıcı ve Hürriyet yazarı Gülben Ergen, 14 Mart'tan bu yana çatışmaların sürdüğü Mardin'in Nusaybin ilçesine gitti. Burada askerlerle konuşan Ergen, "Heyecanla beklediğimiz o izin geçen hafta çıktı. Biz de hemen yola koyulduk. Mardin Havaalanı’na indiğimizde bizi Ankara’dan gelen Yüzbaşı Ahmet Can, Mardin’de görev yapan Binbaşı Ercan ve asıl görev yeri Diyarbakır olan Yarbay Şengül karşıladı. Nusaybin’e zırhlı bir araçla, kara yolunu kullanarak gideceğimizi söylediler. Hayatımda ilk kez zırhlı araca bindim. Araca biner binmez yaptıkları ilk şey tedbir amaçlı hepimizin kan grubunu almak oldu" diye yazdı.

Gülben Ergen'in, "Ne anam ne babam ne evladım önce vatanım" başlığıyla yayımlanan (18 Mayıs 2016) yazısı şöyle:

14 Mart’tan bu yana çatışmaların sürdüğü Nusaybin’e gitmek bölgede görev yapan askerlerimizi ziyaret edebilmek için haftalarca Genelkurmay Başkanlığı’ndan izin bekledik... 

Heyecanla beklediğimiz o izin geçen hafta çıktı... Biz de hemen yola koyulduk.
Mardin Havaalanı’na indiğimizde bizi Ankara’dan gelen Yüzbaşı Ahmet Can, Mardin’de görev yapan Binbaşı Ercan ve asıl görev yeri Diyarbakır olan Yarbay Şengül karşıladı.
Nusaybin’e zırhlı bir araçla, kara yolunu kullanarak gideceğimizi söylediler. 

Hayatımda ilk kez zırhlı araca bindim. Araca biner binmez yaptıkları ilk şey tedbir amaçlı hepimizin kan grubunu almak oldu. 
Önümüzdeki yolun taşıdığı riskler için bunun bir gereklilik olduğunu söylediler.
Mardin-Nusaybin arası yaklaşık bir saat sürdü. Yolun kısa bir kısmını geçtikten sonra yoğun güvenlik kontrolünün olduğu bir noktaya geldik. 
Nusaybin yolu, 14 Mart’ta başlayan operasyondan ve sokağa çıkma yasağından sonra sivil araç trafiğine kapandığı için geçişler ancak kontrol altında sağlanıyormuş.


Kontrol noktasından geçerken gözüm dışarıdaki araçlara takıldı. 
Sağımızdan, solumuzdan akrep, TOMA, kirpi olarak adlandırılan araçlar geçiyordu.
Önümüz Nusaybin, sağımızdaki tel örgülerin hemen sonrası Suriye-Kamışlı’ydı... 
Suriye sınırını belirleyen telleri geçe geçe vardık; rahat uyuyabilme sebeplerimiz olan askerlerimizin yanına...
Kahraman Türk o rdusunun, kahraman askerleri güler yüzleriyle bizi bekliyorlardı.
Birliğe vardığımızda askerlerin yemek saatiydi. Bize karavana yemeklerinden ikram ettiler. 
Yemekte arpa şehriye çorbası, sulu köfte, mantı ve patates kızartması vardı. 
Ben onlara teşekkür edecekken onlar bana ziyaretimizin onlara iyi geldiğini söyleyerek teşekkür ettiler.
10 günlük evli olup, 100 gündür burada olan Mert’in yüreğini...
Bingöllü Onur’un “Vatanım bölünmez” deyişini...
Ranza arkadaşını şehit veren Burak’ın nemini sakladığı gözlerini...
Sabah yaralanıp, hemen yarasını sarıp, öğle vakti tekrar operasyona çıkan ve ertesi gün çatışmada vurulan yüzbaşının hikâyesini anlattılar... 
Dinledim... 
Dinledikçe muhtaç olduğum kudretin damarlarımdaki asil kanda olmasının anlamını idrak ettim.
Karşımdaydı hepsi...
Annesini, babasını, karısını ve çocuğunu vatan sevgisinin gerisine almış kahraman Türk askerlerinin size selamı var... 
Canımızı feda ederek koruyoruz ülkemizi diyerek uğurladılar bizi...
(Genelkurmay Başkanlığı’na ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na teşekkür ederiz.)

 

"İki sene daha kalıp burada görev yapacağım" dedim, eşim "Kal ve yap" dedi

 

* Öncelikle size varlığınızdan, yaptıklarınızdan, cesaretinizden ve yüreğinizden dolayı çok teşekkür ederim… Merak ediyorum akşam olduğunda koğuşlarınıza çekildiğinizde kendi aranızda neler konuşuyorsunuz?

- Üstçavuş Burak: Benim kafam o sırada dışarıda benim yerime operasyonda olan arkadaşlarda oluyor. İki günde bir yerlerimiz değişir. Yatağa yatınca huzurla uyuyamam. Telefonla operasyondaki arkadaşlarımla haberleşirim. Aklım hep bir sonraki hamlemizde. Nasıl daha iyi olurum diye düşünüyorum.


* Nasıl daha iyi olunur?

-Üstçavuş Burak: Dikkat en önemli husustur. İlk başladığımız gündeki dikkatimizi bugün de elimizden bırakmamamız lazım. Hep hazırlıklı olmamız gerekiyor. Bir anlık rehavet cana mâl oluyor. O da basit bir şey değil. Ben 17 kişiden sorumluyum. Onların canına bir şey olmaması ve kimsenin burnunun kanamaması için var gücümüzle çalışıyoruz. 

- Binbaşı Cem: Dış mahallelerde siviller de var. Bu harekâtın özü sivillerin huzur ve güven ortamına kavuşturulması. Bunun için görev yapıyoruz. 

- Başçavuş Şahin: Burak üstçavuşa katılıyorum. Ama kafamız bir yandan da evlerimizde. Ben üç çocuk babasıyım. Ve aklım onlarda. Yaklaşık 60 gün oldu buraya geleli. Boş kaldığım zamanlarda ailemle telefon yoluyla irtibat kuruyorum. 

* Nusaybin’e gidiyorsunuz dediklerinde ne hissettiniz?

- Polis Özel Harekât Komiser Yardımcısı Mert: Ben Nevşehirliyim. Mardin’e gidiyorsunuz dediklerinde çok merak ettim. Benim memleketimden çok uzak ve değişik bir yer. Ama burası ülkemizin toprağı. O yüzden geldiğim için gururlandım. Nusaybin’e operasyon başlamadan önce geldik. Yaklaşık 3 aydır buradayım. 

* Sabah kaçta kalkarsınız? Bir gününüz nasıl geçer?

- Üstçavuş Ümit: Kızıltepe Komando Birliği’nde görevliyim. İki kızım var. Görev sürem doldu ama bir yıl daha kendi isteğimle burada kaldım. 14 Mart’ta Nusaybin’de görevlendirildik. İzin günümde resmi bir işim yoksa ve komutanlarım izin verirse Kızıltepe’ye eşimi ve çocuklarımı görmeye gidiyorum. Belli bir kalkma saatimiz yok. Yeteri kadar dinlendiğimiz ölçüde kalkıyoruz. Bir sonraki görevimize hazırlık safhamız oluyor. 

* Bir daha bu bölgede çalışma kararınıza eşiniz katıldı mı?

- Üstçavuş Ümit: Kararıma destek oldu. Ben iki sene fazla kalalım dedim ama annemle babam ikna olmadı. Bir sene kalıp sonra bu bölgeden ayrılacağız. Görevimi uzattığım için pişman olmadım.

 

Bu vatan hepimizin evi, kirlendiyse temizlemek de yine bize düşer

 

* Vatan sizin için ne demek?

- Başçavuş Şafak: Vatan gerektiğinizde eşinizden, annenizden, babanızdan, çocuklarınızdan vazgeçip ihtiyacı olduğunda derhal verilen göreve koşarak gitmek demektir. Gerekirse de canını teslim etmek demektir. Anneden, babadan, eşten, çocuktan öncedir bizim için vatan. 

Biz bu bölgenin halkını çok seviyoruz. Çok samimi bir halkı var. Siz ne isterseniz içtenlikle bir fazlasını vermeye çalışıyorlar. 
Ben yaşım itibariyle bu bölgedeki görevimi tamamladım. Eşimle tartışırdık bir kere daha bu bölgeye gidelim diye. Bana yeniden böyle bir görev yapma şerefi düştü. Vatanıma hizmet ettiğim için çok mutluyum. 

-Piyade Emre: Vatan benim için hürriyeti içimde hissettiğim yerdir. Aynı olayı tekrar yaşayacağımı bile bile üzerine gitmek, vazgeçmemek, ısrar etmektir. Vatan bizimdir. Buna sahip çıkabildiğim derece de benimdir. Aynı şekilde vatan, evimiz, köyümüz, şehrimizdir. İnsanın evi, bahçesi kirlenebilir onu temizlemek de yine ev sahibine düşer. Vatanın sahibi bizlersek ve burada bir sıkıntı varsa bunu temizleyecek olan da bizleriz. Şu an burada bunu yapmaya çalışıyoruz.


* Bu askerlerimiz Allah’ın seçilmiş kulları mı? Öyle mi yetiştirilmişler? Askere gelince mi insan bu duygulara sahip oluyor…

- Yarbay Süha: Milletimizin içinde bu duyguyu çoğunlukla yaşıyoruz. Bu gibi ortamlarda bu duygularımız daha çok ortaya çıkıyor. 

* Onun içinde olmasa böyle hissedemez. Kimsenin gözünde bitse de gideyim ifadesi yo…

- Yarbay Süha: Gidecek bir yeriniz varsa gözünün saatte olur. Bizim ülkemiz burası ve gidecek başka bir yerimiz yok. 

 

"Termal kamerada gördüğümüz teröriste bile silahını bi̇ze doğrultmazsa ateş açmayız"

 

Yarbay Süha: Harekâtın en zor yanı, teröristin tespit edilmesi ve sivil halkın korunmasıdır. Önce teröristler ateş eder sonra biz karşılık veririz. Çoğu kaybımızı bu yüzden yaşarız. Birinin terörist olduğundan emin olmadan arazi de dahil ateş edilmez. Elinde silah görmeden, bize doğrultmadan onun terörist olup olmadığını anlamak zordur. Termal kamerada teröristle normal sivil vatandaş arasında bir fark yoktur. Vücut ısıları aynıdır. Bu işin kanuni prosedürü vardır. Rastgele ateş açılmaz. 
- Piyade Emre: Burada alacağınız karar sizi katil de yapabilir kahraman da. Kötü bir karar sizi katil yapar. Ama iyi bir karar sizi kahraman yapar. Anlık olan bu kararı vermek çok zordur. 

* Bir teröristle çatışma dışında hiç yüz yüze gelen var mı?

- Binbaşı Cem: Teslim olan biri vardı. Kendisiyle biraz konuşma fırsatım olmuştu. Genç biriydi. Cebinde bizim ülkemizin kimliğini taşıyordu. Örgüt çok ciddi propagandalarla genç yaştaki çocukları kandırıyor. Gençlerin delikanlılıklarını kullanıyor. 

* Neler söylediniz ona?

- Binbaşı Cem: “Neyi yapmamış olmak isterdin?” diye bir soru sordum. Büyük bir hata yaptığını ve bizimle daha farklı bir ortamda tanışmış olmayı istediğini söyledi. Teslim olanları devletin en güzel yüzüyle karşılıyoruz. Karınlarını doyuruyoruz, ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Onlara çok iyi bakmaya çalışıyoruz. Sonuçta yollarından dönmüşler ve yaptıklarının yanlış olduğunu görmüşler.

- Uzman Çavuş Kadir: 28 Ocak’ta evden çıktım. Ocaktan bu yana sadece 7 gün gördüm eşimi. Komutanlarımız izin veriyor ama biz gönüllü olarak kalıyoruz. Görev bitmeden dönmek istemiyoruz. Burada Çanakkale ruhunu Nusaybin ruhu olarak yaşatıyoruz.

- Yarbay Volkan: Bir üsteğmenimiz sabah bir çatışma esnasında ayağından yaralanıyor. Kendisini tedavi ettirtiyor. Akşam yine görevine devam ediyor. İsteseydi 1-2 ay izin alabilirdi. Ama almak istemedi. Bir yüzbaşımız çatışmaya gitmeden iki gün önce ayağından rahatsızlanıyor izinli olmasına rağmen kendi bölüğünü yalnız bırakmamak için tekrar göreve gidiyor. Ve o gün gittiği görevde şehit düşüyor. Buna Nusaybin ruhu diyebiliriz. 

- Başçavuş Şafak: Hepimizin nasıl memleketlerinde ailesi varsa biz de burada öyle bir aile olduk. Ben izne gittiğimde Ahmet ne yapar? Ya ben gittiğimde personelin başına bir şey gelirse? Bunun vicdan azabıyla nasıl baş ederim düşüncesiyle her daim görevimizin başında olmak istiyoruz. Özel durumların dışında kimse izne gitmez. Önce halkımız huzura kavuşacak sonra biz. 

- Binbaşı Cem: Bir teğmenimiz yaralandı ve bilinci kapandı. GATA’ya sevk edildi. Yaralanmadan önce 120 numaralı bir binayı teröristlerden temizlemek için uğraştı. Arkadaşımızın iki gün sonra bilinci açıldı. Uyandığında eşi ve ailesi yanındaydı. Ama o uyanır uyanmaz “120 numarayı aldınız mı?” diye sormuş.


"Ülkemiz için buradayız"


* Sizi ne yoruyor?

- Onbaşı Onur: Bingöllüyüm ve 90 gündür burada görev yapıyorum. Bizi en çok Nusaybin’de yaşanan olaylar ve gelen şehit haberleri yoruyor. Bedenen yorulmuyoruz. Ruhumuz ve beynimiz yorulduğunda bütün her şey kopuyor. Gelen şehit haberleri bizi çok üzüyor. 

* Burada doğulu ya da batılı olmak bu şerefli duyguları hissetmek için fark etmiyor değil mi?

- Yarbay Süha: Bizim için dil, din, ırk fark etmez. Mühim olan bu topraklarda huzurlu yaşama kararlılığını gösterebilmektir.

- Onbaşı Onur: Doğulu ya da batılı olmak hiç fark etmiyor. Burada hepimiz tek bir amaç için, ülkemiz için varız. 

* Nusaybin’de polislerle askerler birlikte mi görev yapıyor? 

- Yarbay Süha: Bu müşterek bir harekât olduğu için birlikte yürütüyoruz. Yaşam alanları da aynı. Dinlenme odalarında birlikte dinleniyorlar. Birlikte yemek yiyorlar. Savaştığımız mevzi de aynı. Hiçbir farklılık yok.

- Özel Harekât Polis Memuru Emrah: Ben özel harekât polisiyim. Manisa- Salihliliyim. Operasyon dolayısıyla buraya geldim. Asıl görev yerim Diyarbakır. Askeri personel ile birlikte görevi ortaklaşa yürütüyoruz.

* Hiç kendi personelinin başına bir şey gelen var mı?

- Yarbay Volkan: Çok şükür gelmedi. İnşallah böyle devam edeceğiz.

Üstçavuş Burak: Benim oldu. Kaybettiğimiz de oldu yaralanan da. Çok üzülüyoruz ama devam etmek zorundayız. Acımızı görevimiz bittikten sonra yaşayacağız. Duygularımızı şu an içimize bastırmak zorundayız. 

- Yarbay Volkan: Personelinin böyle bir şey yaşaması daha büyük bir sıkıntı. Bana ne olacaksa olsun. Katlanırım. Hazırım. Ama bana emanet edilmiş bir cana bir şey olmasının vebali çok ağır.

 

Hiç tanımadığımız 10 yaşında çocuk bile mektup yazıp bize destek veriyor

 

* Askerlik yaparken en çok moral veren şey nedir?

- Yarbay Volkan: Taburun girişinde “Bayraklaşan yurt topraklarının teminatı” diye bir yazı vardır. Buradaki tüm arkadaşlarımız bu davaya gönül vermiştir. Sadece atamayla ya da görevlendirmeyle gelmiş değildir. Çoğu gönüllü olarak gelmiştir. Beni en çok terör örgütünün buradan terke zorlanması, teslim olması ve etkisiz hale getirilmesiyle harekâtın başarıya uğradığını görmek mutlu eder. 

- Uzman Çavuş Kadir: Ben de dış görevdeyim. Burada uzun yıllardır görmediğim arkadaşlarımı görme fırsatı buldum. Çok fazla mektup geliyor. Gerçekten Türk milleti birbirine çok bağlı. 10 yaşındaki bir çocuk bile buraya mektup gönderiyor. Bunlardan etkileniyoruz. Bu ülkenin gelecekte de birbirine bağlı ve sağlam bir şekilde ayakta duracağına inanıyoruz. Eşlerimizden uzaktayız ama onlar bu görevin önemi bildikleri için sabırla bekleyip destek veriyorlar.

- Yarbay Süha: Buradaki arkadaşlarımın moral kaynağı milletimizin tümüdür. En çok da manevi destek. Buraya çok sayıda mektup ve hediye geliyor. Bunlar çok önemli. Dualarının ve gönüllerinin bizimle olmaları en büyük moral kaynağımız.

 

100 günlük evliyim, 110 gündür buradayım

 

* Neleri özlüyorsunuz?

- Polis Özel Harekât Komiser Yardımcısı Mert: Eşimi çok özledim. Evlendim 10 gün sonra buraya geldim. 100 gündür buradayım. 
- Onbaşı Onur: Ailemi ve sevdiklerimi özledim. 
- Binbaşı Cem: Benim ailem dışında bir özlemim daha var. Operasyondan dolayı Nusaybin halkı güvenli bölgelere tahliye edildi. Bu bölgede sivil vatandaş neredeyse kalmadı. Bu vatandaşların Nusaybin’de çok güzel evleri vardı. Fakat maalesef teröristler patlatarak, yakarak geri çekiliyorlar. Ve bu evler büyük hasar gördü. Buraların güzelce imar edilip insanların huzurla evlerine dönmesi istiyorum. 

* Ailelerinizle hangi sıklıkta konuşuyorsunuz?

- Yarbay Süha: Artık teknoloji ilerlediği için istedikleri zaman konuşabiliyorlar. Buraya sekiz tane baz istasyonu kurdurduk. Arkadaşlarımız görüntülü konuşma bile yapabiliyor.