"Hababam Sınıfı"nın oyuncularından "Güdük Necmi" lakaplı tiyatro ve sinema oyuncusu Halit Akçatepe ile eşi Rezzan Akçatepe sanat merkezi kurdu. "Akçatepe Sanat Merkezi", yeni eğitim-öğretim döneminde faaliyete başlayacak. Koşuyolu'nda üç katlı bir villada hizmet verecek merkezde, her yaş grubundan isteklilere tiyatro-drama, oyunculuk, bale, müzik ve latin dansları dersleri verilecek.
Rezzan Akçatepe, sanat merkezi kurma fikrinin bir kaç yıldır aklında olduğunu söyledi.Akçatepe, yaklaşık 5 yıldır Marmara Üniversitesi Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı kapsamında drama öğretmenliği yaptığını belirterek, "Biz artık dersleri bir üniversite ya da kurumda değil, kendi adımızı taşıyan ve bütün insanların gelip bizimle birlikte olabileceği bir yerde vermek istedik. Böylece sanat merkezi kurma kararı aldık" diye konuştu. Halit Akçatepe'nin anne ve babası Leman-Sıtkı Akçatepe'nin Türkiye'de operet ve tiyatro sanatının oluşumuna önemli katkıları olduğunu dile getiren Rezzan Akçatepe, "Merkez, Akçatepe soyadını ve sanat ruhunu
yaşatmak ve yeni nesile bu ruhu taşımak amacıyla kuruldu" dedi. Rezzan Akçatepe, merkezde, tiyatro-drama, oyunculuk, bale, müzik ve latin dansları derslerinin verileceğini ifade ederek, oyunculuk derslerine Halit Akçatepe ile onun kuşağında yer alan Ayşen Gruda ve Zihni Göktay gibi oyuncuların davet edileceğini, böylece öğrencilerin bir tiyatro oyuncusunun yaşamıyla doğaçlamalarıyla ve deneyimleriyle karşılaşacaklarını dile getirdi.
Merkezin sadece konservatuvar düzeyinde oyuncu yetiştiren bir yer olmayacağını belirten Akçatepe, sanat yapmak isteyen herkese açık olduğunu söyledi. Rezzan Akçatepe, merkezin Hababam Sınıfı'nın ilk üç bölümünün çekildiği Validebağı Öğretmenevi'nin yakınında bulunduğunu da belirterek, "O mistik havayı burada öğrencilerimize yaşatmak istedik. Oyunculuk bölümü öğrencilerimizi ayda bir toplayıp oraya götürmeyi planlıyoruz" diye konuştu.
'Tiyatro seyircisini kaybetti'
Halit Akçatepe de uzun yıllardır böyle bir merkez kurmak istediğini, ancak bir sanat merkezini yönetemeyeceği düşüncesiyle bu arzusunu hayata geçiremediğini, bu fikrinden haberi olmayan eşinin kendisine sanat merkezi kurma isteğini açıkladığında çok heyecanlandığını ve gururlandığını kaydetti.
Akçatepe, drama ve tiyatro eğitimi alanlar ve sahneye ilgisi olanlar arasında yetenekli gördüklerini, yapımcılardan talep gelmesi durumunda dizi setlerine gönderebileceğini bildirdi. Türkiye'de tiyatronun durumunun iç açıcı olmadığını savunan Akçatepe, "Bu durum oyunculardan kaynaklanmıyor. Çok iyi oyuncularımız var, daha da iyi olacaklar. Bu durumun nedeni tiyatro seyircisi. Tiyatro, seyircisini kaybetti" görüşünü dile getirdi.
Akçatepe, 1960'lı yıllarda 36 tiyatronun perde açtığını ifade ederek, sözlerine şöyle devam etti:
"Şimdi bu yok. Ancak bu, tiyatroculuğun yanlışından değil, bu seyircinin tiyatrodan uzaklaşmasından. Eskiden gençler sevgililerini alıp tiyatroya gelirlerdi. Şimdi başka yerlere gidiyorlar. Gençlere tiyatroyu sevdirmemiz lazım. Çocuk ve gençlik oyunlarıyla genç nesile hitap ederek, onları yeniden tiyatroya bağlamayı ümit ediyorum. Merkezde buna ön ayak olmak istiyoruz. Gençleri tekrar tiyatroya çekmekte fayda var, çünkü, tiyatroyu yürüten genç nesildir. Bir oyunu her gece sergileyebilmek için genç insanların tiyatroya gelmesi lazım."
Televizyonun etkisi
Seyircinin tiyatrodan uzaklaşmasında televizyonun da etkisi olduğunu belirten Halit Akçatepe, "Otları göstersen insanlar bedava diye oturup izliyor. Seyirci bunları bedava izlediği için para verip bir yere gitmeyi düşünmüyor. Seyirciyi evinden çıkaracak bir olay lazım. Dünyanın her yerinde televizyon tiyatroyu yıktı. Hepsi atlattı, biz de atlatacağız bu kesin" diye konuştu.
Akçatepe, tiyatronun hiçbir zaman ölmeyeceğini, bu sıkıntılara atlatarak eski günlerine döneceğine inandığını söyledi. Sinemanın da aynı sorunları yaşadığını öne süren Akçatepe, şu görüşleri kaydetti:
"Yavaş yavaş seyircinin koşa koşa gittiği filmler çekilmeye başlandı. Film sayısı artıkça izleyici de artacaktır. Bu sıkıntıyı sinema yaşadıysa tiyatro da yaşayacaktır, başka çaresi yok. Tiyatrocu olarak buna katlanmak lazım, ancak katlanmak çok zordur. Tiyatrodan geçimini sağlayan insanlar aç kalırlar. Bütün mesele budur. O açlığa tahammül etmek lazım. Ben çok tahammül ettim kendi adıma, babam da etti. Ben deliydim tiyatrocu oldum, şimdi arkama bakıyorum bir sürü deli var..." Sakal bıraktığı gözlenen Akçatepe, hayatında şimdiye kadar hiç sakal bırakmadığını, yeni imajının "Miras" adlı yeni bir dizide Türkan Şoray'ın babası rolünü oynamasından kaynaklandığını söyledi. Yeni tiyatro sezonuna da "Hırsızistan" adlı bir oyun yazıldığını dile getiren Akçatepe, oyunda doğuştan hırsız olan "bir genci" canlandıracağını bildirdi.