Politika

Greve katılan öğretmen, AKP’den ihraç edilmeyince kendisi başvurdu: Beni İhraç edin!

“-Mademki greve katılmak bir suç idi, nasıl oldu da ben onların arasında yerimi alamadım- diye düşünür oldum”

06 Temmuz 2017 15:31

Van’da Tunca Uras Ortaokulu’nda Beden Eğitim Öğretmeni Özer Özbulak, sosyal medya hesabından AKP’ye çağrıda bulunarak ihraç edilmesini istedi. Özbulak, öğretmenlerin birçoğunun 29 Aralık’ta bir günlük iş bırakma eylemi nedeniyle ihraç edildiğini ancak kendisinin de bu eyleme katıldığını belirtti.

Özbulak'ın, sosyal medya hesabından yayınladığı mesajı şöyle: 

“Gün be gün eğitim camiasında daha da yalnızlaşmak, beni, çok sevdiğim öğretmenlik mesleğinden olabildiğince soğuttu. Arkadaşlarımdan bir çoğu 29 Aralık grevine katıldığı için ihraç edildi. Bende aynı greve katıldım ancak ihraç edilmedim. Neden? Bu sebepten ihraç edilmiş olan hiçbir arkadaşımdan daha iyi olduğumu düşünmüyorum.

Şimdi istifa ederek görevimden ayrılacak olsam, bu durum, mevcut zihniyetin hükümranlığına teslim olmak ve pes etmiş olmakla adlandırılır. Ve eğer istifa ederek ayrılırsam görevimden, ardımda, uğruna mücadele edeceğim bir durum kalmamış olacak. Gerçi ihraç edilmiş arkadaşlarımız için elimizden geldiğince mücadele ediyoruz ama yine de insanın eli kolu bağlı oluyor mevcut düzene bağlı iken. O yüzden pes etmeyi karakterime tezat duracak bir davranış olarak görüyorum ve ihraç edilmeyi daha uygun görüyorum kendimce. Beni de ihraç edin lütfen. Bu sayede 29 Aralık grevinden ötürü ihraç olmuş arkadaşlarımın arasında, göğsümü gere gere, uğramış olacağım haksızlığa karşı daha güçlü direnebileyim. Tüm yetkili beyinlerin sesimi duymasını ve bir an evvel beni de ihraç etmelerini talep ediyorum.”

Özbulak, Gazete Emek’e neden böyle bir karar aldığını da şu sözlerle açıkladı:

“İlk günden bu yana iç burkan bir hüzünle ihraçlara bakar oldum. Çünkü insanları açlıkla terbiye etmeye çabası, çok bariz biçimde karşımızda duruyordu. Zamanı gelince bende ihraçlar arasındaki yerimi alırım derken, hiç anlamadığım şekilde görevime devam eder oldum. Oysa ki tüm ihraç edilmiş arkadaşlarımla birlikte bende ‘barış’ adına 1 günlük iş bırakma grevine katılmıştım. -Mademki greve katılmak bir suç idi, nasıl oldu da ben onların arasında yerimi alamadım- diye düşünür oldum.

İstifa etmek çok kere aklımdan geçti ancak bunu yapsaydım, sistemin benden tam da beklediğini yerine getirmiş olacaktım. Çünkü bu durumda haksızlığa bizzat maruz kalmadan, kendimce köşeme çekilmiş olacaktım. En nihayetinde, işime, aileme ve tüm sosyal çevreme karşı, yüzüm yerlerde mesleğimi devam ettirmeye koyuldum. Neredeyse mesleğim konusunda elimden hiçbir şey gelemiyordu artık çünkü herhangi bir suça teşkil etmeden, arkadaşlarım birer birer yamacımızdan sökülüp koparılmaya başlanmıştı. Bu konu yüzünden artık nefes alamayacak duruma geldim ve benim yerim ihraç olmuş arkadaşlarımın yanı diye düşünerek, vuku bulan oyunun bir parçası olamayacağımı anlayarak, ihraç edilmeyi talep etmeyi uygun buldum kendim için.”