İrfan ÖZŞEKER-Hakan KALELİ/SİVAS, (DHA)- SİVAS\'ta son yılların en kurak kış mevsimi yaşanırken, barajların yüzde 47\'sinin dolu olduğu kaydedildi. Geçen yılın aynı döneminde barajlardaki doluluk oranı yüzde 43 iken bu yıl az yağış alınmasına rağmen bu oran yüzde 4 arttı. Bunun da önceki yıllarda yağan yağmurların yer altı kaynaklarında birikmesiyle olduğu belirtildi.
Devlet Su İşleri (DSİ) 19\'ncu Bölge Müdürü İsmail Kaya, kentin su açısından geçen yıla göre nispeten daha iyi olduğunu söyledi. Kaya, \"Geçen sene bu tarihlerdeki barajlardaki doluluk oranımız yaklaşık yüzde 43 oranındaydı. Bu sene geçen seneye nispeten daha iyiyiz. Yaklaşık yüzde 47\'lik bir doluluk oranımız var. Yağışlar açısından düşündüğümüz zaman da bu Sivas için sevindirici bir durum\" dedi.
Değerlerin yıl içerisinde değişkenlik gösterebileceğini belirten Cumhuriyet Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Meltem Sarıoğlu Cebeci ise kuraklığın iklim değişiklikleri sonucunda ortaya çıktığını vurguladı. Prof. Dr. Cebeci, Sivas\'ın gerek yer altı gerekse yüzeysel sular bakımından zengin bir il olduğunu ifade ederek şöyle konuştu:
\"Sivas diğer kentlere nazaran şanslı illerimizden bir tanesi. Her ne kadar kuraklık ülke genelinde, dünya genelinde ve Sivas\'ta da hissedilmiş olmasına rağmen, Sivas daha önceki gerek yer altı suları, gerek yüzeysel sulardaki zenginliğinden dolayı şu an için şanslı. Fakat gelecek için önlem alınacak iller arasında yer alıyor. Dolayısıyla barajlardaki belli bir orandaki artışın olması ve şu an için kuraklığın getirdiği etkiyi çok hissettirmemiş olması güzel bir şey. Ama uzun vadede, mart ayından sonraki iklim değişikliklerini ve yağışların etkilerini gözlemlemek lazım. Belki ondan sonra daha çok hissedebiliriz. Şu an belki 15-20 gün önce kar yağışı ve yağmur yoktu. Dolayısıyla kuraklık gerçekten yoğun şekilde hissediliyordu. Fakat geçen hafta ve ondan önceki yağan kar yağışı az da olsa etkisini gösterdi. Dolayısıyla bunun getirdiği etki şu an görülüyor.\"
\'UZUN VADEDE SU SIKINTISI YAŞANACAK\'
İklim değişikliğinin getirdiği etkiler sonucunda uzun vadede sulama, içme suyu ve kullanma suyu sıkıntısıyla karşı karşıya gelineceğine dikkat çeken Prof. Dr. Cebeci şöyle dedi:
\"İklim değişikliğinin sonucunda oluşan kuraklık bizim yaşantımızın birçok safhasında karşı karşıya kaldığımız bir durum. Canlılar üzerinde biz bunu rahatlıkla görebiliyoruz. Ben bunu Sivas için konuşmuyorum. Genel olarak dünya ve Türkiye ile ilgili bir durum. Bu konuda gerek bilim adamları, gerekse farklı kurumlarda çalışan uzman arkadaşlarımız proje ve çalışmalar yapıyor. Zaman zaman toplantılar yapıyorlar. Yer altı suyu uzmanları, yüzeysel suyla ilgili çalışanlar, çevre mühendisleri, hidrojeologlar, biyologlar, kimya mühendisleri gibi farklı birimlerde çalışanların bir araya gelip çözüm odaklı sonuçların etkilerini göstermeleri gerekiyor. Bununla ilgili zaten çalışma yapılıyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bünyesinde oluşturulmuş birimler var. Gerçekten bu konuda iyi çalışıyorlar. Uzun vadede önlemlerin alınmaya başladığını söyleyebilirim.\"
\'ATIK SULARI YENİDEN KULLANMALIYIZ\'
Kuraklık için alınacak önlemler hakkında da bilgi veren Prof. Dr. Meltem Sarıoğlu Cebeci, şunları kaydetti:
\"Katı atıklar ve sıvı atıklar çevre sorunlarından bir tanesi. Katı atıkların düzensiz şekilde depolanması uzun zamandır vazgeçilmiş bir şey, bu güzel bir şey. Düzenli depolanmanın sonucunda oluşan, metan gazı ve karbondioksit birleşimi, biyogaz dediğimiz gazın enerjiye dönüştürülüp atmosfere salınmasını engellemek müthiş bir şey. Çünkü bunu atmosfere saldığınız zaman sera gazı dediğimiz küresel iklim değişikliğine sebep olan, yani şu anki sorunların neden olduğu konuyla karşı karşıya gelmiş oluyorsunuz. Dolayısıyla atıkları kaynağında ayırıp, özellikle iyi organik atıkları ya biyoenerjiye dönüştürüp veya kompoze dediğimiz gübre yardımcısı maddeye dönüştürmek bizim alacağımız önlemlerin başında geliyor. Diğer husus atık suların yeniden kullanımı. Üniversitelerde ve devletin farklı kurumlarında atık suyun yeniden kullanılması ile ilgili projeler ve çalışmalar yapılıyor. Bu çalışmaların en önemli hissedilir etkisi ilerdeki su sıkıntısının önüne geçmek. Biz neden bunları yapıyoruz? Müthiş bir su sıkıntısı olacak. Şu anda da hissediliyor ama ilerde daha fazla olacağını düşünüyoruz. Bunun sonucunda susuzlukla karşılaşmamak için önlemleri, ileri arıtım dediğimiz tekniklere yaymamız lazım. İleri arıtım teknikleriyle sanayide çıkan atık suların ve evsel atıkların yeniden kullanımını yapılabilir. Bu suları ileri arıtımla arıtırsak, sulamada kullanabiliriz, tekrar endüstride kullanabiliriz. Yangın söndürmede, yer altı sularını beslemede kullanılabilir. Çünkü yer altı sularında şu an azalma var. Yer altı sularını beslemek için de bu atık suları kullanabiliriz. Bu tür önlemler alındığı sürece kuraklık sorunu kontrol altına alınmış olacak.\"