Çevre

'Gökova Koruma Projesi' Türkiye'de bir ilk

Akdeniz Koruma Derneği Başkanı Kızılkaya, aşırı avcılık ve istilacı türlerin ekosisteme verdiği zararların, zincirleme olarak katlanarak Gökova Körfezi'nin çölleşmesine ve çok sayıda türün sayısının azalmasına sebep olduğunu belirtti

09 Mayıs 2013 01:35

Whitley ödülüne bu sene dünyadan 170 proje başvurdu, Akdeniz Koruma Derneği Başkanı Zafer Kızılkaya’nın “Gökova Koruma Projesi” ilk yedi içerisinde kalan projelerden ve jüriden büyük destek aldı. Bugün dünyadaki denizlerin sadece yüzde bire yakınının korunabildiği bilgisinin altını çizersek, Gökova deniz koruculuğu projesinin örnek bir deniz koruma alanı yaratabilme açısından büyük önem taşıdığını anlarız. 

“Whitley Doğa Koruma 2013” ödüllerini kazanan 7 kişiden biri olan Kızılkaya’ya ulaştım ve kendisinden T24 için bilgi aldım. Kızılkaya,  “Bu ödülü almak, çok sayıda sivil toplum örgütü, yabancı basın mensubu ve Whitley fonuna katkıda bulunan sponsor guruplarla tanışabilmek büyük bir ayrıcalıktı. Tabii ki Prenses Anne ile tanışmak en etkileyici anlardan biriydi. Kendisi projeye son derece hakimdi. Gelmeden detayları okumuş olmalı. Ödül töreninde yaptığı konuşma da çok etkileyiciydi. Whitley Doğa Koruma Fonu kılı kırk yaran bir organizasyon gerçekleştirdi. Ödül alan diğer projeler de çok etkileyiciydi. Kongo’dan Bangladeş’e bu projelerin sahipleriyle de çok önemli dostluklar kurmuş olduk. Bizim için en önemli anlardan biri Türkiye’den iki projenin böyle önemli bir ödüle layık görülmesi oldu. Bu hem iyi işler yaptığımızı gösterdiği kadar, Türkiye’de koruma alanında büyük boşluklar olduğunun da göstergesi bir yanda.  Umarız resmi yetkililer projemize daha fazla destek verir ve deniz koruma alanlarına daha fazla önem verilmesi için adımlar atarlar. Her şeyin ötesinde bu ödüle layık görülmek büyük bir onur ve projemizi dünyaya tanıtmış ve anlatmış olmak da büyük bir şans ve ayrıcalık.” dedi.

\

Gökova Körfezi “Özel Çevre Koruma Bölgesi”nin denizel bileşeninin 307 km ve birçok balık ve omurgasız canlı türü açısından önemli üreme ve yavru gelişim alanlarını içerdiğini söyleyen Kızılkaya,  yaklaşık 100 kadar balıkçının teknesiyle, 150-180 civarında küçük ölçekli balıkçının ise Gökova Körfezi ÖÇKB içerisinde avlandığını ve büyük bir bölümünün geçim kaynağının tamamen balıkçılığa dayandığını belirtti. 

Son yıllarda ekonomik değeri yüksek türlere ait stoklardaki azalma bölgedeki küçük ölçekli balıkçılık üzerinde ciddi ekonomik kayıplara sebep olmuş.

Kızılkaya, aşırı avcılık ve istilacı türlerin ekosisteme verdiği zararların, zincirleme olarak katlanarak körfezin çölleşmesi ve çok sayıda türün sayısının azalmasına sebep olduğunun da altını çizdi ve ekledi:  “Gökova Körfezi ÖÇKB olmasına rağmen herhangi bir denizel yönetim planı ve koruma statüsü içermiyordu. Bugünkü Akdeniz Koruma Derneği proje ekibi, 2009-2010 yılları arasında Sualtı Araştırmaları Derneği altında, Birleşmiş Milletler Küçük Destek Programı destekli Gökova Körfezi Balıkçılığa Kapalı Deniz Koruma Alanları (BKA) projesinde katılımcı bir yaklaşım izledi. Ekip, bölgedeki su ürünleri kooperatifleri başta olmak üzere diğer ilgili aktörlerin tam desteğini alarak projeyi başarıyla tamamlayarak, körfez içerisinde önemli altı alanın su ürünleri avcılığına tamamen yasaklanmasını sağladı. Balıkçılığa Kapalı Deniz Koruma Alanları, bölgedeki önemli biyolojik çeşitliliğin korunması, iyileşmesi ve balık stoklarının ve kritik türlerin kendisini toparlaması açısından büyük önem taşıyor.”

Bu proje bir ilk diyebilir miyiz?

Evet, Gökova Körfezi’nde BKA oluşturma projesi, Türkiye’de ekosistem ve balık stoklarını korumak, iyileştirmek amacıyla uygulanmış ve paydaşların katılımı, desteğiyle sonuçlandırılmış ilk projedir. En önemli paydaşlar arasında yer alan dönemin Tarım Bakanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı ve Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı, Gökova’daki üç adet su ürünleri kooperatifleri onayı sonrasında resmi olarak ilan edilen alanların koruma statüsü 2010 Temmuz ayında yürürlüğe girdi. Sahil Güvenlik Komutanlığı, alanların korunması konusunda bölgeye daha hızlı bir bot tahsis etti. Balıkçılar söz konusu alanların korunması amacıyla yasalara yardımcı olurken, ne yazık ki fırsatçılar ve konudan habersiz olan amatör avcılar alanlar içerisinde yasadışı avcılığa devam ediyorlar.  

Tam olarak bölgeyi kontrol altına almak olası mı?

Alanların Gökova Körfezi içerisinde dağılımı ve birbirine olan mesafeleri, tek bir Sahil Güvenlik Botu’nun bütün bir bölgeyi kontrol etmesini güçleştiriyor, Akyaka bölgesinde basit bir amatör avcılığın ihbarı için Ören’den kalkan Sahil Güvenlik Botu, binlerce liralık yakıt yakarak olay yerine ulaşmak zorunda kalıyor. Koruma ve denetleme anlamında ciddi bir zaman ve para harcanmasını gerektiren Sahil Güvenlik Botu’nun BKA denetleme operasyonları çok pahalı. Profesyonelleşmiş ve karadan destek alarak çalışan kaçak avcılar, Sahil Güvenlik Botu’nun olmadığı zaman ve yer dilimlerini takip veya botun hareketlerinden anında haberdar olarak koruma alanları içerisinde avlanmaya devam ediyorlar. Özellikle yasadışı, gece zıpkınla avlanan kaçak avcılar, alanlar içerisindeki iyileşme sürecine büyük zararlar veriyor. Balık stoklarının son derece azaldığı bölgede, avlanan her balık ekonomik olarak önemli bir değer içeriyor (2012 yılında lahosun kilosu 60-70 TL) ve korunan alanlar da yasadışı avcılığı çok cazip kılıyor diyebiliriz.

BKA’ın ilanı üzerinden geçen iki sene boyunca ortaya çıkan ve süregelen koruma çabalarındaki yetersizlik, bölgedeki yerel su ürünleri kooperatifleri içerisinde ciddi huzursuzluklara sebep olmaya başladı. Kimi balıkçıların, “bizim giremediğimiz ve dokunmadığımız alanlar, yasadışı avcılara peşkeş çekilmektedir” gibi düşünceler içerisinde olduğu biliniyor.

\

Peki, projenizin hedefi nedir?

BKA’ın korunması konusunda yerel halk ve örgütlerle işbirliği içerisinde kurulacak bir “korucu sistemi” geliştirmeyi hedefliyoruz. Koruculuk sisteminin benzerleri dünyanın diğer deniz koruma alanlarında kurulmuş ve koruma konusunda en etkili yöntemlerden birisi olduğu ispatlandı. Gökova Körfezi BKA içerisinde uygulanması düşünülen yerel koruculuk sisteminde bölge su ürünleri kooperatiflerinin tercihleri dikkate alınacak ve öncelikle koruma alanları yüzünden mağdur durumda olanların görevlendirilmesi desteklenecek. Deniz korucuları alanlarda gördükleri yasadışı aktivitelerle ilgili tutanak tutacak, belirli zamanlarda yerel su ürünleri yetkilileri, Sahil Güvenlik ve jandarma personeli ile işbirliği yaparak tutanakları yetkili makamlara iletecekler. Proje ekibi tarafından belirli bir eğitim sürecinden geçirilecek korucular, aynı zamanda korunan alanların bilimsel olarak izlenmesi konusunda da temel verilerin toplanmasına yardımcı olacaklardır. Korucular gibi tekne ve yakıt da proje tarafından karşılanacak ve finansal destek proje süresince devam edecek.

Projeyi uygulamaya başladınız mı?

İngiliz Limanı’nda çalışmaya başladık. Bu pilot çalışmada yasadışı balıkçılık aktivitesi yapan insanları öncelikle uyarıyor ve alanın sınırları konusunda bilgilendiriyoruz. Aynı anda devam eden UNDP destekli bir proje kapsamında alana uyarıcı, bilgilendirici panolar ve Balıkçılığa Kapalı Alanların sınırlarının belirtildiği işaret direkleri dikildi. İngiliz Limanı çok sayıda tekne tarafından ziyaret edildiğinden, denetleme botu bu tekneleri ziyaret ederek alanla ilgili bilgilendirici broşürler de dağıtacak. Alanı kullanıcılara yönelik bu bilgilendirme çalışmaları ve denetlemelerin yasadışı avcılığı büyük ölçüde azaltacağını tahmin ediyoruz ve korunan alanlardaki biyolojik çeşitlilik ve balık stoklarının toparlanmasına hız katacağına inanıyoruz.

Halk bu konularda ne kadar duyarlı, basın üstüne düşen görevi yapıyor mu?

Halkın duyarlı olabilmesi için daha fazla bilgilendirilmesi ve korunan alanların önemini anlaması gerekiyor. Şimdiden duyarlı tekne sahipleri yasadışı avcılık ile ilgili ihbarlarını bildirmeye başladılar. Proje ilerledikçe STK, yerel balıkçılar ve resmi kurumlar arasındaki işbirliği ile birlikte halkın duyarlılığı doğal olarak artacaktır. Bu ödülün Gökova’ya layık görülmesi, alanın uluslararası boyuttaki önemini de kendilerine hissettirecektir. Basın, yıllarca fok “Badem”e gösterdiği duyarlılığı alanların tanıtılmasına da gösterebilirse çok büyük bir sorumluluk yerine getirmiş olacak. Dünyaya iyi bir koruma örneği göstermemiz ve sonuçlarının etkilerini anlatabilmemiz projenin önemli hedefleri arasında. Bu noktada basın bu alanları ön plana çıkarmamıza yardımcı olabilir.

Son soru: Bu projeye katkıda bulunmak isteyen gönüllüler hangi adrese başvurmalılar?

Akdeniz Koruma Derneğinin internet  adresindeki www.akdenizkoruma.org.tr elektronik posta ve telefon numaralarına ulaşabilirler. Yasadışı avlananların uyarılması, bilinçlendirilmesine yardımcı olmak gönüllülerin yapabileceği katkıların başında geliyor. Yine restoranlarda yasadışı avlanmış (zıpkın) veya yasal boyların altındaki balıkları  yememeleri ve restoran yönetimini uyarmaları, yasadışı avlanan balığın satışının durdurulması konusunda atılabilecek en önemli adımlardan birisi.