Göbeklitepe Kazı Başkanı Müslüm Ercan, TSK'daki cunta yapılanması tarafından düzenlenen darbe girişiminin ardından Gülen cemaatine yönelik başlatılan soruşturma sonucu açığa alındı. 7 yıl boyunca eşi Prof. Dr. Klaus Schmidt ile kazı başkanlığı görevini yürüten Çiğdem Köksal Schmidt “Eşimin vefat ettiği 2014’ten beri Göbeklitepe’de kazı yapılmıyor. Sponsor şirketin uygulamaları ile ilgili sorunlar yaşandı” dedi. “Problemler daha eşim hayattayken başlamıştı müze müdürüyle. Sürekli ‘Kazı sizden alınacak’ gibi tehditler olduğu için daha da zorlanıyorduk" ifadesini kullanan Schmidt, "Eşim vefat etti. Şanlıurfa’ya bir müfettiş geldiği söylendi. Ancak ne benimle herhangi bir irtibata geçildi, ne Cihat Bey’le, ne de Kültür Müdürlüğü ile... Müfettiş gelmiş ve konunun üstü kapatılarak geri gönderilmiş" diye konuştu.
Şanlıurfa'nın Örencik köyü yakınlarında, inşası MÖ 10.000 yılına uzanan Göbeklitepe’de kazı çalışmaları hâlâ devam ediyor. 1995 yılında Şanlıurfa Müzesi başkanlığında ve Prof. Dr. Klaus Schmidt’in bilimsel danışmanlığında kazılara başlanılan Göbeklitepe’nin kazı başkanlığına 2007’de Prof. Dr. Klaus Schmidt getirilmişti. 7 yıl boyunca kazı başkanlığını eşi Çiğdem Köksal ile yürüten Schmidt, kalp krizi sonucu hayatını kaybetmişti. Schmidt’in yerine ise Şanlıurfa Müze Müdürü Müslüm Ercan getirilmişti. Habertürk yazarı Serpil Yılmaz, Ercan’ın 'FETÖ' soruşturması sonucu açığa alındığını, “Göbeklitepe için yeni bir şans” başlıklı köşe yazısıyla gündeme taşıdı. Yılmaz, Selçuk Üniversitesi Halkla İlişkiler Bölümü mezunu Müslüm Ercan’ın arkeoloji alanında uzmanlık gerektiren Göbeklitepe Kazısı Başkanlığı’na getirilmesini eleştirerek, Schmidt’in eşi ve eski Göbeklitepe kazılarında (1995-2014) ekip arkadaşı olan Doç. Dr. Çiğdem Köksal Schmidt’in sosyal medyadaki paylaşımını köşesine taşıyarak, kazıdaki şüpheleri gündeme getirdi.
"Yeni çalışmalarda yeriniz yok denildi"
Habertürk'ten Serkan Akkoç'un haberine göre; Çiğdem Köksal Schmidt, Göbeklitepe kazısındaki görevinden uzaklaştırılması sürecinde Müslüm Ercan’ın etkisi olduğunu iddia etti ve sürece ilişkin bilgi verdi. Almanya’daki ekip olarak yayın hazırlığına ağırlık vermelerinin planlandığını, en önemli ayağının da kendisinin 15 öğrenciyle yapacağı depo çalışması olduğunu belirten Çiğdem Köksal Schmidt, “Bu işleri tamamlayabilmek için tekrar Şanlıurfa’ya gidip kazı evi deposundaki eserler üzerinde çalışmam gerekiyordu. Bütçeyi, çalıştığım yer olan Alman Arkeoloji Enstitüsü karşılayacaktı. Mayısta Şanlıurfa’ya gitmek üzereyken kazı ekip listesinden adımın çıkarıldığını gördük. Bakanlığı arayıp sorduğumda, ‘Yeni kazı ekibinde ve yeni çalışmalarda yeriniz yok’ denildi. Şanlıurfa Müze Müdürü ve yeni kazı danışmanlarının isteği üzerine bakanlık ismimi listeden çıkarmış” dedi.
"Haftalarca oyaladılar"
Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nden depo çalışması için ayrıca başvurmasını istediklerini belirten Köksal Schmidt, şunları ifade etti: “Göbeklitepe kazısıyla ilgili 20 yıl boyunca kazı ekibinin bakanlık yazışmalarını ben yürüttüm. ‘Müzeden gelecek cevabı bekliyoruz’ diye oyaladılar. Cevap geldi. 1995-2000 arası eserleri çalışabileceğim söyleniyordu. Klaus’un yokluğunda zaten çok zorlanıyordum. Bu kadar çirkin davranışa, kırıp dökmeye gerek yoktu.”
"Kazıdan ayrıldım"
“Eşimin vefat ettiği 2014’ten beri Göbeklitepe’de kazı yapılmıyor. Sponsor şirketin uygulamaları ile ilgili sorunlar yaşandı. Artık yapabileceğim bir şey olmadığını fark edip Alman Arkeoloji Enstitüsü’nden de ayrıldım, Urfa’dan da” diyen Çiğdem Köksal Schmidt, Ercan’ın, 2010 ya da 2011’de göreve getirildiğini kaydetti ve şunları anlattı: “Problemler daha eşim hayattayken başlamıştı müze müdürüyle. Sürekli ‘Kazı sizden alınacak’ gibi tehditler olduğu için daha da zorlanıyorduk. Arkeolojik buluntulara dikkat etmeden kaba bir teknikle ilerleyen bir firmaya verilmişti işler. Klaus, alanın zarar görmemesi için yapılacak bazı şeyleri istemiyordu. Örneğin elektrik getirilmemesi gibi...”
"Soruşturmanın üstü kapatıldı"
Ercan’ın, çalıştığı Alman Arkeoloji Enstitüsü’ne kendisini şikâyet ettiğini öne süren Schmidt, şöyle konuştu: “Kazının son 3 gününde çalışmalarım aksadı. Eşim ve Kazı Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Cihat Kürkçüoğlu, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bir yazı ile başvurup konunun incelenmesini istediler. Eşim vefat etti. Şanlıurfa’ya bir müfettiş geldiği söylendi. Ancak ne benimle herhangi bir irtibata geçildi, ne Cihat Bey’le, ne de Kültür Müdürlüğü ile... Müfettiş gelmiş ve konunun üstü kapatılarak geri gönderilmiş.”
Ercan: Kazı yetkisi bende değil
15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili yürütülen soruşturma kapsamında açığa alınan Göbeklitepe Kazı Başkanı Müslüm Ercan, Çiğdem Köksal Schmidt’in iddiaları ile ilgili olarak Habertürk’e şunları söyledi: “Ben devlet memuruyum, müze müdürüyüm ben. Benim bakanlığımın, genel müdürlüğümün izni olmadan benim hiçbir şeye, özellikle yabancıların çalışmasına, ekibin çalışmasına izin vermem mümkün değil. Benlik bir durum değil. Benim direkt Çiğdem Hanım ile şahsi bir şeyim, şahsi bir sorunum yok. Kazı alanından uzaklaştırmak ile ilgili benim böyle bir yetkim de yok, kimseyi uzaklaştırmaya çalışmak gibi bir durumum da yok. Şöyle söyleyeyim, birinin bir kazıda çalışıp çalışmayacağına bakanlık karar verir. Ben karar veremem ona.” Ercan, uzmanlığıyla ilgili olarak da halkla ilişkiler mezunu olduğunu ancak aynı üniversitede klasik arkeoloji dalında lisans yaptığını kaydetti.
Piramitlerden de eski
Tarihi MÖ 10.000 yılına uzanan Göbeklitepe, tarihteki en eski ve en büyük ibadet merkezi olarak biliniyor. Kazı çalışmaları 1995’ten bu yana yürütülüyor. Mısır piramitlerinden 7 bin 500 yıl daha eskiye tarihleniyor. Yerleşik hayata geçişi temsil eden kültür bitkisi buğdayın atasına da Göbeklitepe eteklerinde rastlandı. Neolitik döneme ait Göbeklitepe, ilk tapınağın, dolayısıyla yeryüzündeki ilk inancın merkezi olabilmesi açısından önemli. Bu bölgede tespit edilen yaklaşık 20 tapınağın yalnızca 6’sı gün ışığına çıkarılmış durumda. Göbeklitepe’de kazılar 1995’te başladı. Kazının bilimsel danışmanlığını yürüten Alman arkeolog Prof. Dr. Klaus Schmidt, 2007’de ise kazı başkanlığına getirildi. Göbeklitepe, 2011’de UNESCO tarafından Dünya Mirası Geçici Listesi’ne alındı. Schmidt, 2014’te kalp krizi sonucu öldü.