Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, NATO Parlamenterler Asamblesi'nin 62. Genel Kurulu'ndaki Savunma ve Güvenlik Komitesi'nin toplantısında kendisine sorula 'FETÖ'yle ilgili delilerin ne olduğu sorusuna cevap verdi. Akar, "Gerçekten elimizde çok ciddi kanıtlar var. İtiraflar, fotoğraflar, filmler var. Bunların hiçbiri saklı kalmayacak. Hepsi, benim kişi olarak ifadelerim dahil, 15 Temmuz'da yaşadıklarım dahil hepsi savcılıklarda mevcut. Derlenip, toparlanacak, sizin ülkelerinizde olduğu gibi yasal mevzuat, demokratik esaslar ve anayasa çerçevesinde mahkemeler işlevlerini yerine getirecekler ve suçlular cezalarını alacaklar. Buna hiç kimsenin şüphesi olmasın" diye konuştu.
Genelkurmay Başkanı Org. Hulusi Akar, Ermeni Milletvekili Koryun Nahapetyan'ın sözlerine sert tepki gösterdi. Org. Akar, "Halep'le ilgili Türkiye'nin, Türk Silahlı Kuvvetlerinin bir tek mermi attığını söyleyen varsa ben istifa ederim. Bu terbiyesizliktir, iftiradır, yalandır, ahlaksızlıktır"
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, 'Ermeni soykırımı'nı bazı ülkelerin kabul etmiş olmasının hiçbir şeyi değiştirmeyeceğini belirterek "16. yüzyılda Galileo dünya dönüyor dediğinde bütün dünya, dönmüyor diyordu. Bu hiçbir zaman dünyanın döndüğü gerçeğini değiştirmedi. Dolayısıyla bütün ülkeler 'Soykırım var' dese dahi, soykırım olmadığı gerçeğini değiştiremez" dedi.
Akar, NATO Parlamenterler Asamblesinin 62. Genel Kurulu'ndaki Savunma ve Güvenlik Komitesi'nin toplantısındaki sunumunun ardından delegelerin sorularını yanıtladı.
Ermeni Milletvekili Koryun Nahapetyan, sözde Ermeni soykırımını 26 ülkenin tanıdığını belirterek, bu konuda herhangi bir soruşturmaya yer olmadığını öne sürdü.
"Bu terbiyesizliktir yalandır, iftiradır"
Türkiye'nin Suriye ve Irak'taki varlığını eleştiren Nahapetyan, Türk askerinin Suriye'den ne zaman çekileceğini sordu.
Akar, milletvekilinin sözleri üzerine, şu açıklamalarda bulundu:
"Ermeni soykırımını bazı ülkelerin kabul etmiş olması hiçbir şeyi değiştirmez. Soykırımla ilgili her ülke kendi hakkını kullanarak kabul edebilir. 16 yüzyılda Galile dünya dönüyor dediğinde, bütün dünya, dönmüyor diyordu. Bu hiç bir zaman dünyanın döndüğü gerçeğini değiştirmedi. Dolayısıyla bütün ülkeler 'Soykırım var' dese dahi, soykırım olmadığı gerçeğini değiştiremez. Suriye'nin, Irak'ın toprak bütünlüğüne müdahale ettiğimiz şeklindeki bir yorum, olaylar bilinmiyorsa, cahillik yoksa bir art niyet vardır.
Bizim hiçbir şekilde Suriye'yle, Irak'la, toprak bütünlüğüyle ilgili hiçbir sorunumuz yok. Milletvekili yine bilmiyorsa son derece art niyetli ve yalan söylüyor. Ya son derce cahil, ya son derece art niyetli. Başka izahı yok çünkü Türk Silahlı Kuvvetlerinin Halep'le ilgili tek bir münasebeti yok. Attığı mermi yok. Böyle bir şey söz konusu değil. Bu anlaşılmaz bir şey. Mutlaka sayın milletvekilinin bugün hemen telefonla kendi askeri makamlarıyla konuşup, orada ne olup bittiğini öğrenmesi lazım. Halep'le ilgili Türkiye'nin, Türk Silahlı Kuvvetlerinin bir tek mermi attığını söyleyen varsa ben istifa ederim. Bu terbiyesizliktir, iftiradır, yalandır, ahlaksızlıktır."
"FETÖ darbe girişiminin arkasında..."
"FETÖ'nün darbe teşebbüsünün arkasında olduğuna dair delillerin neler olduğu, bunların yargılamada ne zaman görüleceği"ne ilişkin sorular üzerine Akar, Almanya, Hollanda, İspanya, ABD gibi ülkelere, hava savunmasına gösterdikleri NATO çerçevesindeki fedakarlıklarından dolayı teşekkür etti.
Akar, asker ilişkilerinde başarılı geleceğe yönelik NATO'nun güvenliğinin sağlanması konusundaki sürecin devam ettiğini söyledi.
15 Temmuz darbe girişiminin artık yasal süreç haline dönüştüğünü, mahkemelere intikal ettiğini, hakimlerin, mahkemelerin, savcıların bu konuda çalıştığını belirten Akar, şöyle konuştu:
"Bütün deliller toplanıyor. Ciddi, son derece somut deliller var. İddianamelere konulmaya başlandı bunlar. Mahkeme sürecinde bunu herkes görecek ve kendini savunacak. Niye böyle 50 senede bu kadar tekrar ediyor? Bu istenmeyen bir durum. Bununla ilgili devletimizi hükümetimiz, Genelkurmay Başkanlığı elinden gelen her türlü gayreti gösterip alınması gereken tedbirler üzerinde yoğun bir şekilde çalışılıyor. Yasal düzenlemeler yapılıyor. Tamamen demokratik çerçevede, siyasi direktifin doğrultusunda bir daha bugünlere dönülmemesi konusunda çalışmalar sürüyor."
'FETÖ'nün 40 seneden beri devam eden, insanların hücrelerine nüfuz eden organize bir proje olduğunu ve bunun sonucunda 15 Temmuz'a gelindiğini vurgulayan Akar, bunun başlangıçtaki tespitinin güçlükler doğurduğunu, başlangıçta bu girişimin engellenmesinin mümkün olmadığını dile getirdi.
Akar, 15 Temmuz öncesindeki örgütün, teröristlerin varlığının bir şekilde hissedildiğini ancak yasalara bağlı kalmaktan dolayı, yasalara göre ilerlemek hassasiyeti nedeniyle böyle bir durumun ortaya çıktığını ifade ederek, bu noktalara gelmemek için gerekli önlemlerin alındığını vurguladı.
Yürütülen çalışmaların tamamen yasalar çerçevesinde olduğuna işaret eden Akar, "Gerçekten elimizde çok ciddi kanıtlar var. İtiraflar, fotoğraflar, filmler var. Bunların hiçbiri saklı kalmayacak. Hepsi, benim kişi olarak ifadelerim dahil, 15 Temmuz'da yaşadıklarım dahil hepsi savcılıklarda mevcut. Derlenip, toparlanacak, sizin ülkelerinizde olduğu gibi yasal mevzuat, demokratik esaslar ve anayasa çerçevesinde mahkemeler işlevlerini yerine getirecekler ve suçlular cezalarını alacaklar. Buna hiç kimsenin şüphesi olmasın." diye konuştu.
"Terör bittiğinde çekileceğiz"
Suriye'yle ilgili çalışmaların devam ettiğini, koalisyon olarak neler yapılacağını konuştuklarını, yaklaşımlarının askeri noktaları kapsadığını belirten Akar, "Emin olun sizlerin bütçelerinizden bize verdiği paranın bir dolarını, bir kuruşunu boşa harcamıyoruz" dedi.
Orduların moral ve motivasyonunun önemini vurgulayan Akar, Özgür Suriye Ordusu'nun içinde El-Kaide, El-Nusra ve radikal İslam olmadığını, ılımlı muhaliflerin yer aldığını, bu kişilerin ülkelerini kaybetmemek için çalışan namuslu insanlar olduğunu söyledi.
Akar, şuları kaydetti:
"Bunların geçmişte bazı kırgınlıkları, dargınlıkları vardı. Bunlarla çalışmaya başladığımızdan itibaren, birinci iş olarak bunları tamir etmek oldu, bunları gidermek oldu. Sizin hududunuzun hemen güneyinde yanı başında teröristler kamp kuruyorlar, roketlerle, havanlarla ateş edip, köyünüzdeki, kasabanızdaki masum insanları öldürüyorlar. Hiçbir hudut yüzde yüz korunamaz. 911 kilometrelik Suriye hududumuz var. Bütün tedbirlere rağmen ister istemez sızma oluyor. Bunlar minimize edilmiş olsa bile sızanlar da hem intihar bombacısı hem de çeşitli araçları bomba yüklü patlatmak suretiyle milletimize zarar veriyorlar. Bizim meşru müdafaa hakkımız var.
Irak'ın kuzeyi de aynı şekilde. Irak merkezi hükümetine söylüyoruz. PKK'yı yok edin, biz uğraşmayalım diyoruz. Bu yıllardan beri mümkün olmadı. Oradan sizin ülkenize zarar ziyan veren gruplara, odaklara tedbir almanız en doğal haktır. Meşru müdafaa hakkımızı kullanmak zorundayız. Ne zaman bitecek, ne zaman çekileceğiz? Terör bittiği zaman çekileceğiz. Kendimizi ülkemizde güvende hissettiğimiz zaman çekileceğiz. Halkımız korumamız lazım. Orada zarar ziyan meydana geldiğinde insanlar basınla, siyasilerle konuşuyor. Siyasi iktidarı etkiliyorlar. Siyasi iktidar bize güvenliği sağlayın, diye direktif veriyor. Bu döngü herhangi bir demokratik ülkeden farklı bir döngü değil. Bunun anlaşılması lazım, meşru müdafaa hakkı olduğunun bilinmesi ve buna saygı duyulması lazım.
Kendi ülkenizin 10-20 kilometre ilerisinde terörist grupları olduğunu, bunların geldiğini ve zarar verme olasılığını düşünün. Bu durumda hareketsiz kalamaz kimse."