Gündem

Zaman siyah logoyla çıktı: Demokrasinin kara günü!

1 milyona yakın tirajı olan Zaman gazetesi, bugün iki milyon baskı ile çıktı

15 Aralık 2014 09:37

14 Aralık Pazar sabahı Gülen cemaatinin medya ayağına uzun süredir beklenen operasyon haberiyle başladı. Sabah saatlerinde Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca, öğleden sonra da Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı, operasyonu protesto için toplanan kalabalıkların önünde gözaltına alındılar. Operasyon Türkiye gündemine otururken, dünya medyasında da çok geniş yankı buldu. "Basın özgürlüğüne saldırı" olarak yorumlanan operasyon için bir çok gazeteciden tepki mesajı geldi. Zaman gazetesi bugünkü manşetine "siyah" olarak çıktı. Gazete çalışanları ve yazarlarının ağızları bantlı olarak toplu şekilde verdikleri poza yer verilen Zaman iki milyon baskı ile çıktı.

"Demokrasinin kara günü" başlığıyla yayımlanan gazetenin bugünkü (15 Aralık 2014) nüshasında yer alan haber şöyle:

14 Aralık 2014 demokrasi tarihine ‘kara gün’ olarak geçti. ‘Makul şüphe yasasının onaylanmasından sonra, senarist, yönetmen ve yapımcıların da aralarında bulunduğu ‘medyaya darbe’ operasyonunda Zaman Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı ile Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca gözaltına alındı. Dumanlı, operasyonu ‘medyaya, basın ve düşünce özgürlüğüne darbe’ olarak değerlendirdi.

Yolsuzluk ve rüşvet soruşturmalarının gündeme gelmesini engellemek amacıyla yaptığı ‘özgür basına darbe’ operasyonu dün başladı. Twitter fenomeni Fuat Avni’nin gözaltı listesi yayınlamasının ardından, Zaman Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı ile avukatları bilgi almak için 12 Aralık Cuma günü Çağlayan Adliyesi’ne gitmişti. Başsavcı Hadi Salihoğlu’nun ‘Benim böyle bir dosyadan haberim yok’ demesinden ve vekili Orhan Kapıcı’nın bir soruşturma olmadığına dair imzalı belge vermesinden sadece bir gün sonra gözaltılar başladı. Dün 07.30 sularında polis, Zaman’ın Yenibosna’daki merkezine gelerek Ekrem Dumanlı’yı gözaltına almak istedi. Gazete çalışanlarının ‘Özgür basın susturulamaz’ şeklindeki tepkisi üzerine polis binadan ayrıldı. Dumanlı’nın “Ben buradayım. Emniyet mensubu arkadaşları bekliyorum.” diye basın açıklaması yapmasından sonra ekipler öğle saatlerinde ikinci kez binaya geldi. Polisleri ‘Hoş geldiniz’ diyerek karşılayan Dumanlı, gözaltına alınarak İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın onaylamasının hemen ardından yapılan operasyonla ‘makul şüphe’ yasası da ilk kez uygulanmış oldu.  İktidar eliyle medyaya darbe yapılan 14 Aralık 2014, ‘demokrasinin kara günü’ olarak tarihe geçti.

17-25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturmalarının yıl dönümünde birkaç gün kala Türkiye ve dünyada büyük tepki çeken bir operasyona imza atıldı. Twitter fenomeni Fuat Avni’nin geçtiğimiz cuma duyurduğu 150’si gazeteci olmak üzere 400 kişi gözaltına alınacağına ilişkin iddia, dar kapsamda uygulamaya sokuldu. Fuat Avni, operasyonu yine önceden duyurdu. Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı, Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca ve Today’s Zaman Genel Yayın Müdürü Bülent Keneş’in de aralarında bulunduğu 47 kişinin gözaltına alınacağını yazdı. Bunun üzerine Zaman okurları, gazetenin Yenibosna’daki ana binasına akın etti. Tepkilerini dile getiren vatandaşlar, ‘Bu millet sizinle gurur duyuyor’, ‘Herkes sussa Zaman susmaz’ şeklinde slogan attı.

Beklenen operasyon, sabahın erken saatlerinde başladı. İlk önce Türkiye’nin en çok izlenen dizilerinden Sungurlar’ın yönetmeni Engin Koç ve yapımcısı Salih Asan, Eskişehir’de gözaltına alındı. Saat 07.00 sularında Zaman’nın merkez binasına gelen İstanbul TEM’e bağlı iki ekip, gazete binasına girdi. Dumanlı hakkında gözaltı kararını ısrarla avukatlarına göstermeyen polis ekipleri, gazete çalışanları tarafından “Özgür basın susturulamaz” pankart ve sloganlarıyla protesto edildi. Polisler, protestolar üzerine binayı terk etti. Saat 14.00 sularında tekrar Zaman’a gelen polisler, Ekrem Dumanlı’yı gözaltına aldı. Hidayet Karaca, eski İstanbul Asayiş Sube Müdürü Ertan Erçıktı, Eski İstanbul Organize Şube Müdürü Mutlu Ekizoğlu, Eski İstanbul TEM Şube Müdürü Tufan Ergüder de kendileri teslim oldu. Tunceli, Şırnak, Mardin, Kahramanmaraş ve Şanlıurfa’da da gözaltılar yaşandı.

Başta medya dernekleri ve muhalefet partilerini ayağa kaldıran olaya ilişkin resmi açıklama İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Hadi Salihoğlu’ndan geldi. Salihoğlu, 31 kişi hakkında “silahlı terör örgütü kurmak, yönetmek, üyesi olmak, örgüt kapsamında sahtecilik, iftira” suçlarından ifadeleri alınmak üzere şüpheli sıfatıyla gözaltına alınmaları talimatı verildiğini kaydetti. O isimler şöyle: “Ekrem Dumanlı, Hidayet Karaca, Fahri Sarrafoğlu, Ahmet Şahin, Nuh Gönültaş, Naci Çelik Berksoy, Ali Samim Noyan, Ali Kara, Elif Yılmaz, Radiye (Ebru) Şenvardar, Hikmet Tombulca, Salih Asan, Makbule Çam (Elamdağ), Engin Koç, Tufan Ergüder, Mutlu Ekizoğlu, Ertan Erçıktı, Mustafa Kılıçaslan, Ferdi Taşkaya, Ayhan Akça, Mehmet Ali Doğan, Ali Cihan, Mustafa Uyanık, Halit Akbulut, Çetin Öztürk, Rıfat Aslan, Erdem Kısa, Mustafa Altunbulak, Yakup Ergün, Recep Güleç, Hüseyin Gülerce.” Şu ana kadar 12 kişi gözaltına alındı.

 

Başsavcı, ‘dosyadan haberim yok’ demişti’

 

17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturması sonrası İstanbul Adliyesi Başsavcılığı’na getirilen Hadi Salihoğlu, göreve geldiği ilk hafta basın mensupları ile yaptığı tanışma kahvaltısında kendisinden habersiz operasyon yapılamayacağını ilan etmişti. Ekrem Dumanlı ile gözaltına alınacağı iddia edilen gazeteciler de geçtiğimiz cuma günü adliyeye giderek avukatları aracılığıyla Salihoğlu’na haklarında herhangi bir soruşturma olup olmadığını sordu. Başsavcı ise “Benim böyle bir dosyadan haberim yok” cevabını verdi. Bu ifadenin üzerinden daha 2 gün geçmeden söz konusu operasyon gerçekleşti.

 

Tahşiyecilere operasyon talimatını Köksal vermişti

 

Alınan bilgiye göre, gözaltı kararına gerekçe olarak 2009 yılında ‘Tahşiye grubuna’ yönelik operasyon gösterildi. Öne sürülen iddialara göre, Mehmet Doğan’ın başında bulunduğu grubun şiddetle ilgisi yoktu ancak polis bir tertip düzenleyerek söz konusu grubu şiddetle bağlantılı gösterdi ve 2010’da operasyon gerçekleştirdi. Ancak resmî belgeler, bu iddiayı çürütüyor. Resmî belgelere göre, dönemin İstihbarat Dairesi Başkanı Hüseyin Namal, operasyon hazırlığı hakkında dönemin Emniyet Genel Müdürü Oğuz Kağan Köksal’ı bilgilendiriyor. Namal imzalı belgede, özellikle örgüt lideri Mehmet Doğan’ın şiddet talimatı verdiğine dikkat çekerek gerekli işlemlerin yapılması isteniyor. Köksal’ın onayının ardından da belirlenen adreslere eşzamanlı baskın düzenleniyor. Doğan’ın da aralarında bulunduğu bazı kişiler gözaltına alınırken, yapılan aramalarda 3 adet el bombası, 1 adet sis bombası, 7 adet tabanca ve tabancalara ait çok sayıda şarjör ele geçiriliyor.

 

Bu cemaat-hükümet meselesi değil, demokrasiye sahip çıkalım

 

İktidarın 17-25 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonlarını unutturmak için özgür basına darbe vurmak amacıyla başlattığı 150’si gazeteci 400 kişinin gözaltına alınmasına ilişkin operasyonların ilki dün sabah saatlerinde başladı. Twitter fenomeni Fuat Avni (@fuatavnifuat) hesabı operasyonların 14-15 Aralık’ta başlayacağını duyurmasının ardından gözaltı listesi de yayınlandı. Twitter’da Fethullah Gülen Hocaefendi’nin ismi ile birlikte Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı, Samanyolu Televizyonu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca, Todays Zaman Genel Yayın Müdürü Bülent Keneş, Emre Uslu başta olmak üzere birçok gazetecinin, Tufan Ergüder, Mutlu Ekizoğlu, Gafur Ataç gibi polis müdürleri ile halen Silivri’de tutuklu bulunan Ömer Köse, Kazım Aksoy, Yurt Atayün, Hayati Başdağ’ın adının listede yer aldığı görüldü. Sosyal medyadaki haberlerden sonra gazetecilere destek vermek için binlerce vatandaş, gecenin ilerleyen saatlerinde Zaman ve Samanyolu’nun genel merkez binalarının önüne geldi. Yenibosna’daki Zaman Gazetesi genel merkezi önüne gelenlere Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı konuşma gerçekleştirdi. Medyaya yönelik muhtemel operasyonun, Türkiye’yi basın özgürlüğü konusunda 5 sınıf birden geriye götürecek despotik bir uygulama olduğunu söyledi. Dumanlı, “Bir anda 17 Aralık’ın yıldönümüne denk getirilerek ‘sansasyonel bir şey yapacağız’ diye suç icat etmek, doğrusu şaşırtıcı. Bu hakikaten acı ve komik bir durumdur.” dedi.

Bu konuşmanın ardından sabah 07.30 sularında bir grup polis, gazetede Ekrem Dumanlı’yı gözaltına almak istedi. Gazete çalışanları tepkilerini ‘Özgür Basın Susturulamaz’ sloganlarıyla dile getirirken gelen polisler Dumanlı’yı gözaltına alamadan gazete binasından ayrıldı. Gerçekleşmeyen gözaltı işleminin ardından Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı iki kez basının karşısına çıkarak, gazetecilerin sorularını cevapladı. Dumanlı’nın yaptığı konuşma özetle şöyle:

Emniyet görevlileri 'ben küstüm dönüyorum'u tercih etti: Arkadaşlar ‘Özgür Basın Susturulamaz’ diye birkaç slogan attılar ama saygı ve nezaket sınırlarını bozmadan demokratik tepkilerini ortaya koydular. Fakat emniyet görevlileri ‘ben küstüm, dönüyorum’ gibi yol tercih etti. Emniyet mensuplarını ‘buyurun odamıza gelin’ dememizin sebebi hem arama kararı hem gözaltı kararından dolayıdır. ‘Buyurun burayı arayın herhangi bir suç unsuru varsa ispat edin. Burada kürsüye çıkarak bekliyorum nereye istiyorsanız gelebilirim.’ demiştim. Emniyetçiler giderken o zaman ‘biz daha kalabalık ekiple geliriz’ demişler buyursun gelsinler sabahtan beri bekliyorum. Veremeyecek hesabım yok. Buraya teşrif eden sayın emniyet yetkilisinin adını, unvanını bilmiyorum. Ama duyuyordur. Ben buradan ona hitap ediyorum: Sayın müdürüm lütfen gelin ve emanetinizi alın, bekliyorum. Yaklaşık 20 yıldır gazetecilik yapıyorum. 10 yıldır gazetenin genel yayın yönetmeniyim. Bu gazete de 30 yılına yaklaştı. 30 yıldır yayın faaliyeti yapan gazete hukuk dışı en ufak illegal bir şeyi yoktu da bugün mü çıktı? Başbakanlar, cumhurbaşkanları ile görüşme imkanı elde eden bir insan bir günde mi olağan şüpheli haline gelmiştir? Bize bir kağıt verildi sizinle ilgili herhangi bir soruşturma yoktur. Hemen bir gün sonra, yani makul şüpheli yasasından bir gün sonra her halde ilk defa genel çapta makul şüpheli sıfatıyla ifadeye çağrılıyorum. Bunu artık kamuoyunun vicdanına havale ediyorum.

Haberciyseniz haber yapın!: Bir üzüldüğüm noktayı basın mensuplarımızın huzurunda söylemeyi kendime bir vecibe sayıyorum. Kendine haber kanalı veren ismini veren bazı kanallar, bir gazetenin merkezine yapılan polis baskınını ‘paralel operasyon’ alt yazısıyla veriyor. Çok ayıp, çok yazık! O televizyonlarda çalışan yazı işleri müdürleri, genel yayın müdürlerini çok büyük teessüfle, mesleki bir sitemle, ayıplıyorum. Sonuçta bir gazetenin merkezine baskın yapılıyor. Paralel yapı olduğumuza dair hukuki tescilli bir karar mı var? Çok ayıp, çok yakışıksız, çok çirkin buldum. Haberciyseniz, habercilik yapın. Biz de bu mesleğin bir parçasıyız. Yaptığınız şeyle bizi de utandırmayın, kendinizi de utandırmayın. Tarihe de yanlış not düşmeyin! Gazeteye baskın yapılıyor. Gazetenin genel yayın yönetmeni işte burada. Şuradaki gerekçeler komik.

Basın özgürlüğüne darbe yapıldı: Sevgili meslektaşlarım, korkmayın, korkunun sonu yok. ‘Paralel baskın’ diye, ‘paralele darbe’ diye bir şey yok. Medyaya darbe yapılmaktadır. Basın özgürlüğüne, düşünce özgürlüğüne, ifade özgürlüğüne resmen darbe yapılmaktadır. Bu hukuksuzdur, kanunsuzdur bir gün yargının karşısında hesap vermeye mecburdur. Yabancı basının uzaktan anladığı basına darbeyi, siz de anlayın artık. Mesele, cemaat-hükümet meselesi değil. Lütfen, demokrasiye sahip çıkalım. Yabancılara zor anlattık, yutkunduk, sıkıldık, yorulduk ama manzara ortada. Buraya kadar gelen meslektaşlarım üzülmeyin, Allah hakkın yanındadır. Elbette bugünler de geçer, zalim zulmüyle yâd edilir. Ama demokrat ve Türkiye’nin demokratikleşmesi konusunda arkasına bakmadan yürüyen insanları da tarih hayırla yâd edecektir.

 

Zaman okurları böyle uğurladı: ‘Ekrem abi Allah’a emanet’

 

17-25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasını unutturmak için soruşturmanın yıldönümüne birkaç gün kala operasyon yapıldı. Operasyon kapsamında Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı da Zaman’ın Yenibosna’daki merkez binasında gözaltına alınarak İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü.  Dumanlı’yı, gazete çalışanları ve binlerce Zaman sevdalısı “Ekrem abi Allah’a emanet” diyerek alkışlarla ve sevgi gösterileriyle uğurladı. Gazeteden ayrıldığı sırada mesai arkadaşlarına sarılarak vedalaşan Ekrem Dumanlı, gözaltına alınması esnasında gazeteci Ahmet Şık’a Twitter’da mesaj yazarak verdiği destekten dolayı teşekkür etti.  

Sabah saatlerinde İstanbul Emniyeti Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri öğleden sonra ikinci kez Zaman binasına geldi ve Ekrem Dumanlı’nın dördüncü kattaki odasına çıktı. Daha önce de “Ben buradayım. Emniyet mensubu arkadaşları bekliyorum.” diyen Dumanlı, kendisini gözaltına almak için gelen ekipleri ‘Hoş geldiniz’ diyerek ayakta karşıladı. Bu sırada Dumanlı’nın oldukça rahat olduğu gözlendi. Polis yetkilileri gözaltı kararının olduğu belgeyi Dumanlı’ya takdim etti. Dumanlı ise “Polis arkadaşlar görevlerini yapsın, yardımcı olalım. Pardesümü alıp çıkalım.” diyerek polis ekiplerine mukabelede bulundu. Daha sonra polis eşliğinde asansörle girişe inildi. Bu esnada gazete çalışanları hole bakan balkonlara çıkarak sevgi gösterilerinde bulundu. Dumanlı’yı alkışlarla uğurlayarak “Özgür basın susturulamaz” sloganı atıldı. Bu arada Millet ve Adalet Partisi (MİLAD) Genel Başkanı İdris Naim Şahin, Demokratik Gelişim Partisi (DGP) Genel Başkanı İdris Bal, İstanbul Bağımsız Milletvekili Hakan Şükür, gözaltına alınırken Dumanlı’ya eşlik etti. Ardından Ekrem Dumanlı, gazete çalışanlarının sevgi gösterisi ve alkışlar arasında dışarı çıktı. İçerideki büyük sevgi seline sabahın erken saatlerinden itibaren destek için dışarıda bekleyen yüzlerce Zaman sevdalısı okur katıldı. “Ekrem abi Allah’a emanet” diyerek sevgi gösterisinde bulunanlara Dumanlı, iki elini havaya kaldırarak “Allah’a emanet olun. Hakkınızı helal edin. Susmak yok. Demokrasiden dönüş yok. Zalimler için yaşasın cehennem. Özgür basın susturulamaz.” karşılığını verdi. Dumanlı, polis aracına kadar tezahüratlar eşliğinde yürüyerek ilerledi. Daha sonra araca bindirilerek ifade vermek için Emniyet’e götürüldü.  

Ekrem Dumanlı, gözaltına alınmadan hemen önce gazeteci Ahmet Şık’a teşekkür etti. Ahmet Şık’ın Twitter’dan paylaştığı, “Birkaç yıl önceki faşizm döneminin kudretli sahiplerinden Cemaat’in bugün yaşadığının adı da faşizmdir. Faşizme karşı çıkmak erdemdir.” mesajına “Twit attığını duydum. Selamımı söyleyin, tebrik ettiğimi söyleyin.” dedi. Ayrıca çıktıktan sonra ilk görüşeceği kişilerden birinin Ahmet Şık olacağını belirtti.