Kapitalizm krizde fakat alternatifi ne? Son dönemde gerçekleşen tartışmalara bakılırsa bu sorunun cevabı ‘Karl Marx’. Marx’ın kitapları her geçen gün daha çok satılıyor, Marx hakkında yeni kitaplar yazılıyor. İngiltere’de basılan Guardian gazetesi Marx’ın yeniden yükselişini masaya yatırdı. Gazetenin ‘Marksizm neden tekrar yükselişte?’ başlıklı yazısı özetle şöyle:
“Evet, Karl Marx ana görüş olarak ilerliyor ve nerede sonlanacağını ancak Allah bilir. Marx ve Engels tüm zamanların en çok satan ikinci kitabı ‘Komünist Manifesto’da şöyle yazmışlardı: “O halde, burjuvazinin ürettiği, her şeyden önce, kendi mezar kazıcılarıdır. Kendisinin devrilmesi ve proletaryanın zaferi aynı ölçüde kaçınılmazdır.” Bugün, Marx ve Engels’in ‘mezar kazıcı’ yazmasından 164 yıl sonra, gerçek aslında tam tersi.
Umudun adı oldu
Proletarya, kapitalizmi gömmekten çok uzakta, adeta onu yaşam destek ünitesine bağlıyor. Görünüşte tarihin en büyük sosyalist devrimi ile özgürleştirilmiş Çin’in uzun saatler boyunca az maaşla çalışan işçileri, Batılıların iPad’leri ile oynamalarını sağlamak için intiharın eşiğine geliyor. “Kapitalizmin egemenliği Çin Komünist Partisi’nin varlığına dayanıyor” diyen Paris 8 Üniversitesi’nden Profesör Jacques Ranciere sözlerini, “Ne mutlu ki bugünden daha az absürd ve adil bir dünya umut etmek mümkün” diye noktalıyor. Bu umut, belki de ekonomik krizde bir başka olasılık dışı gerçeği açıklıyor, Marx ve Marksizm fikrine ilginin yeniden canlaması...
Kredi kartına basıldı
‘Das Kapital’, ‘Komünist Manifesto’ ve ‘Grundrisse’nin satışları 2008’den beri yükseliyor. Almanya’da bir banka kredi kartında Karl Marx’ın yüzünü kullanmaya karar verdi. 2008’de Reuters’ın yaptığı bir araştırmada doğu Almanya’da yaşayanların yüzde 43’ü sosyalizmi geri istediklerini söylemişti. Marx ölmüş olabilir ama krediye aç Almanlar arasında hâlâ yaşıyor. Marx, fotoğrafının bir kredi kartına basılması ironisinden hoşlanır mıydı? Siz düşünün.
Mezar kazıcılar hâlâ burada
Bu hafta Londra’da Sosyalist İşçilerin Partisi, binlerce kişinin katılımıyla beş günlük bir Marksizm 2012 festivali düzenleyecek. Her yıl düzenlenen festivalin organizatörü Joseph Choonara’yı katılımcıların çoğunluğunu gençlerin oluşturması şaşırtıyor. Choonara gençler arasındaki bu eğilimi şöyle açıklıyor, “Gençler arasında Marksizme ilgi yeniden canlanıyor çünkü kapitalizmi ve özellikle de bugünün kapitalist düzenini analiz edebilmeleri için gerekli aletleri sağlıyor.”
Kitapçılarda da Marksizmin günümüzde önemini hâlâ yitirmediğini savunan bir dolu kitap yerlerini alıyor. İngiliz edebiyat Profesörü Terry Eagleton geçen yıl “Marx Neden Haklıydı” adlı bir kitap yayımladı. Fransız filozof Alain Badiou, “Komünist Hipotez” adlı bir kitap kaleme aldı. Bunların hepsi bir yanılgı mı? 2012’de sosyalist devrim ve komünist bir toplum rüyası yersiz değil mi? Ranciere’e göre, “Mezar kazıcılar hâlâ buradalar ve Yunanistan ile diğer ülkelerdeki popüler hareketler, hükümet ve bankacılarımızın kendi krizlerini halka yamamalarına izin vermeye niyetli olmayan yeni bir istek olduğunu gösteriyor.”
Krizi Marx’la anlıyorlar
Bunlar 70’li yaşlarında Marksist bir profesörün görüşleri, peki ya gençler ne düşünüyor? 22 yaşındaki tiyatro öğrencisi Jaswinder Blackwell-Pal’a göre, “Bugünün gençleri Marksizm, Sovyetler Birliği ile özdeşleştirildiğinde dünyada değillerdi, bu yüzden Marksizmi bugün olanları anlamanın yolu olarak değerlendiriyorlar.” Bu Marksizmin Batı’daki yeniden doğuşunu anlamada kilit olabilir: Gençler için Marksizm Stalinci gulaglardan bağımsız. Pal, Mısır’da devrimin bir olay değil bir süreç olduğunu, örgütlenmenin önemini gördüğünü söylüyor.
Sınıf kavramı geri döndü
“İşçi Sınıfının Şeytanlaşması” adlı çok satan kitabın 27 yaşındaki yazarı Owen Jones, “Kanlı bir devrim olmayacağını ama toplumda işçi sınıfı için bir umut olduğunu” söylüyor ve en radikal solcuların bile kapitalizmin demokrasi ve işçi sınıfının örgütlenmesi ile yıkılacağını düşündüklerini anlatıyor. Bugün Marksizmin yeniden canlanmasının nedenlerini ise şöyle açıklıyor, “Eğer kitabımı bundan dört yıl önce kaleme almış olsaydım sadece 1960’ların sınıf kavramı hakkında yazdığım düşünülecekti. Fakat sınıf artık gerçekliğimize geri döndü. Artık 1990’lardaki gibi hepimizin orta sınıf olduğunu söyleyemek mümkün değil.”
Bugün ekonomik krizle boğuşurken Marksizmin sınıf mücadelesinin analizi dışında öğreteceği bir şey daha var, ekonomik krizin analizi. Slavoj Zizek, “Diyalektik Materyalizmin Gölgesi” kitabında Marksist düşünceyi bugünkü ekonomik krize uyarlamaya çalışıyor.
Kazanacak bir dünya var
Bazıları ise Zizek, Badiou, Ranciere ve Eagleton gibi ‘kötü yaşlı sol görüşlülerin söylemlerinin masum gençlerin beyinlerini yoldan çıkartacağı’ndan korkuyor. Fakat Marx ve Engels’in kapitalizm eleştirisini okumak Nazilerin neden olduğu ölümlerden daha fazla ölüme neden olacak bir dünya görüşüne sahip olacağınız anlamına mı geliyor? Eric Hobsbawm bu soruya, “Bunun alacağı şekli ve Marx ile Engels’in komünizm fikrinin hümanist değerlerini somutlaştırmaktan ne kadar uzak olacağı, bu değişimin geldiği siyasi harekete dayanıyor” cevabını veriyor.
Belki de sorunun yanıtını yine Marx ve Engels’in Komünist Manifestosu’nda aramalıyız: “Bırakın yönetici sınıf komünist bir devrimle titresin. Proleterlerin zincirlerinden başka kaybedecekleri bir şeyleri yok. Kazanacakları bir dünya var.” (Milliyet)