Âkil İnsanlar Heyeti’nden ayrıldığını açıklayan sanatçı Orhan Gencebay, gerekçe olarak “Ben 50 yıldır Orhan Baba olarak buradayım kendimi acaba ifade edemedim mi diye çok üzüldüm. Benim gönül dostlarım beni iyi bilirler diye bekledim” diye konuştu. Gencebay gelen tepkiler hakkında “İlk akil insan olduğumda verilen tepkilerde tansiyonum 24'e kadar çıkardı. Ve gösterilen büyük tepkiler beni çok üzmüştü” diye konuştu.
Millet gazetesinden Başak Çokan’a konuşan Orhan Gencebay, Âkil İnsanlar Heyeti’nden ayrılmasını ve yeni müzik çalışmalarını anlattı. Çokan’ın “Akil insanlardan neden ayrıldı?” başlığıyla yayımlanan söyleşisi şöyle:
Akil insanlardan neden ayrıldı?
Yıllar önce ‘Batsın Bu Dünya’ şarkısıyla milyonların sevgisini kazanan sanatçı, ‘akil insanlar” heyetinde yer aldığı için hayranlarından gördüğü tepkiye “Gönül dostlarım beni tanıyamamış” diyor.
Usta sanatçı Orhan Gencebay’ın geçtiğimiz yıl 63 kişiden oluşan 'Akli İnsanlar' heyetinde yer almasını pek çok kişi yadırgadı. Çünkü daha önce onu bir siyasi çalışmanın içinde gören olmamıştı. Orhan Baba, sağlık sorunları nedeniyle göreve devam edemeyeceğini söyleyip ayrılık kararı alınca bir kez daha şaşırttı. Gencebay ile Etiler’deki ofisinde buluştum. ‘Akil İnsanlar’ heyetinden ayrılışından, 2015 yılında çıkaracağı yeni albüme kadar pek çok konuyu Millet Gazetesi okuyucularına anlattı.
Akil insan ne demek sizce? Karar yetkisi olan bir merci midir?
Sözlük anlamı kanaat önderi demek. Yani birçok konuyu bilen vakıf olan kişi anlamına geliyor. Akil insan tam olarak anlatılmadı. Yanlış da anlaşıldı. Türkiye Cumhuriyeti kurulduğundan beri ilk defa böyle bir grup, 63 kişi toplumumuzun bir resmini çekti adeta. Bu akil insanlar halkımıza gitti, sordular. Ülkemiz için, barış için ne düşünüyorsunuz? Fikriniz nedir? Korkunuz nedir? Endişeniz nedir? Olmasını istediğiniz nedir? Eksiğimiz nedir? Ne tavsiye edersiniz? Heyet aldıkları cevapları da rapor haline getirerek yönetime sundu. Ben de bu görevi son derece gurur duyarak yaptım.
Size Akil insan teklifi nasıl geldi?
İçişleri Bakanlığı’ndan 'Orhan Bey sizi akil insan projesinde kanaat önderi seçtik. Ülkenizin barışı için elinizi taşın altına koyar mısınız?' dediler. Böyle bir çağrıya kim 'Hayır' diyebilir ki. Ben de bu şerefli onurlu görev için Atatürk'ün bir söylemiyle cevap verdim. 'Sözkonusu vatan ise gerisi teferruattır.' dedim ve bu teklifi kabul ettim.
Bu projede sizi şaşırtan sonuçlar çıktı mı?
Herkesin yaşamı bir tane olduğu için herkes iyi yaşama özlemi ile var olan eksikliklerini anlattılar. Hala iyi yaşam şartları sağlanmadığı için şikayetlerini dile getirdiler. Ünlü olmayanlara kimse dokunmadı ama bana büyük bir tepki gösterdiler. Orada iki şeye üzüldüm; 1. Akil insan kavramı gereği gibi anlatılamadı. 2. Ben 50 yıldır Orhan Baba olarak buradayım kendimi acaba ifade edemedim mi diye çok üzüldüm. Benim gönül dostlarım beni iyi bilirler diye bekledim.
Bugüne kadar hiçbir siyasi organizasyonun içinde yer almamışken birden siyasi bir figür haline dönüşmeye başladınız, gibi bir algı oluştu. Sizce tepki bu duruma olabilir mi?
Ben de aynı şeyi düşünüyorum. Yani 'Orhan Baba siyasi bir hareketin içinde mi' diye düşündüler. Ben kesinlikle ne siyasi bir hareketin içinde olurum ne de bundan sonra olurum. Ancak barış için halk için ne varsa yapmaya hazırım.
Bu süreç sanırım sizi yordu.
Tepkiler ve kendimi anlatma durumu elbette yordu. Ancak asıl önemli olan ben çok yoruldum. Ve bu yıl sağlığıma biraz daha önem vermek zorundayım. Bu yüzden beni mazur görün lütfen dedim. Çünkü ilk akil insan olduğumda verilen tepkilerde tansiyonum 24'e kadar çıkardı. Ve gösterilen büyük tepkiler beni çok üzmüştü. Ama önemli değil, dedim. Ben bu ülkenin barışı için birçok yerde program yaptım. Ama ben yine söylüyorum; Orhan Abi olarak bu ülke için ne gerekiyorsa yaparım.
Kötü yapılan siyasete saygı duymam mümkün değil
Türkiye gündemini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Açıkçası siyasi olarak ilgilenmiyorum. Ama elbette ki, eksiklikleri görüyorum. Kendi içimizde barışı tam olarak sağladığımızı düşünmüyorum.
Peki 2015'te albüm çalışmanız var mı?
Olmaz mı? Ülkemiz için ' Canım Ülkem' diye bir şarkı yaptım. 19 sene önce de "Gelin birlik olalım" dedim. Üstelik 12 yıldır Ak Parti iktidarda ben 19 yıl önce söyledim bu sözleri. "Batsın Bu Dünya" dedim 38 sene evvel. En kötü zamanlardı 1970'ler. Beni tanıyanlar bilirler bunların hiçbirisinin siyasetle bir ilgisi yoktur. Ben iyi yapılan siyasete saygı duyuyorum ama kötü yapılan bir siyasete saygı duymam mümkün değil. Siyaset Hakka ve kalka hizmet demektir. Bunu yapanlardan Allah razı olsun diyorum.
Sanatçı özgür olmalı düşünceye gem vurulmaz
Şu anda bazı tiyatrocular sergiledikleri oyunlarda özgür olmadıklarından yakınıyorlar.
Tiyatrocu arkadaşlarım kadar bilemiyorum sıkıntılarını ancak tiyatromuzun daha iyi bir yerlerde olması gerektiğine inanıyorum. Sanat özgür olmazsa olmaz. Düşünceleriniz özgür olmazsa olmaz. Diyorum ki, "Her sürünün bir çobanı var. Çobanın koyun seçmez ben insanım koyun değil. Ben bilirim koyun bilmez." Yani beni koyun yerine koyma diyorum. Duygu ve düşünceye gem vurulmaz.
‘Olağanüstü bir emek hırsızlığı yaşanıyor’
Akil İnsanlar Heyeti’nde yer almayacağınıza göre bu yıl neler yapmak istiyorsunuz?
Müzik sektörü çökme durumunda. Bunu engellemek için tüm müzik birikimimi ortaya koyup bir çalışma yapacağım. Ve ikinci büyük projem telif hakları olacak. Eserlerimizi izinsiz kullanan müesseseler ciddi bir emek hırsızlığı yapılıyor. Binlerce sanatçı sefil durumda. Sanatçı yaşayacak ki, sanat yaşasın. Şu anda sanatçı gereği gibi yaşayamadığı için sanata da katkısı olmuyor. Her şey anında tüketiliyor ve hemen çalınıyor. Ortada olağanüstü bir hırsızlık var. Üstelik bu hırsızlığın cepten para çalmaktan hiçbir farkı yok.
Meslek birlikleri görevlerini yerine getiriyor mu?
Sanatçılar, işyerleri, meslek birlikleri kimse bilmiyor ki... Bilmedikleri konuda nasıl atılım yapsınlar. En çok üzüldüğüm şey bazı emekçilerin huzur hakkı almaya mecbur bırakılması. Oysa ortada ne bu tarz bir mağduriyet olmalı ne de bilinçsizce yönetimler. Hatta bununla ilgili çok sevdiğim bir Hadis-i Şerif vardır: ‘Yönetenler bilenlerden ve doyumlulardan olsun’ der. Bu durum siyasette sanatta her yerde geçerli. Bizde arkadaşlar gereği kadar bilmiyorlar. Kayıpların 1 lira değil 50 liraya kadar çıkıyor.
Çok yoruldum
Gencebay ‘akil insanlar’ heyetiyle ilgili şunları söylüyor:
“Aslında ben isterdim ki 'Meclis’te bizi temsil eden milletvekilleri bu işi yapsın, bize ne gerek var ki' dedim. Onların yaptırım gücü var en azından. Geçtiğimiz yıl en çok yorulan ben oldum. Çünkü kendimi anlatmak zorunda kaldım.”
Albümden yeni şarkı
Aşk dedim
Yok dediler Var dedim
Dudak büktüler insanı yaşatan sevgi ve aşk dedim
Alay ettiler
Aşktan korkuyor ağlıyorlar
Tenhalarda yok bize diyerek ölüyolar şurda burda
Gönüldür aşkın evi her gönülden kovdular
Tarihe imza atan o aşklar artık masal oldular
Korkma aşk ben senin yanındayım
Ben seni çok seviyorum gelecek
Bir gün gelecek kıymetin bilecek
Yine sensin bu dünyayı kurtaracak.
'Gönlümün efendisi' şarkı oluyor
Orhan Gencebay albüm hazırlığında olan hayat arkadaşı Sevim Emre'ye şarkı hediye etti. Sevim Emre'nin her seferinde Gencebay için ' Gönlümün efendisi' diyerek seslenmesinden etkilenen ünlü sanatçı bu sözlere kayıtsız kalmayarak ona şarkı ile cevap vermeye karar verdi. Ve Emre’nin albümüne sıfır bir şarkı yazdı adını da ‘Gönlümün Efendisi’ koydu.