Gündem

Genç değil, Meclis kürsüsü yara aldı

Sedat Ergin, TBMM kürsüsünde yaşanan 'itişme' için "CHP'li Kamer Genç değil, Meclis kürsüsü yara aldı" dedi.

12 Kasım 2011 02:00

T24 - Hürriyet gazetesi yazarı Sedat Ergin, TBMM kürsüsünde yaşanan 'itişme' için "CHP'li Kamer Genç değil, Meclis kürsüsü yara aldı" dedi. Ergin, "Meclis kürsüsü, o ülkede işleyen demokrasinin en değerli sembolüdür, namusudur... O kürsüye sahip çıkmak, üzerine titremek, üstündeki mikrofonunun sesinin kapanmamasını sağlamak hepimizin görevidir" dedi.


Sedat Ergin'in Hürriyet'te "Genç değil, Meclis kürsüsü yara aldı" başlığıyla yayımlanan (12 Kasım 2011) yazısı şöyle:


Genç değil, Meclis kürsüsü yara aldı


Dün sabah gazetelerde AK Partili Salim Uslu’nun CHP’li Kamer Genç’i yaka paça iterek TBMM kürsüsünden uzaklaştırdığını gösteren fotoğraflarla karşılaşan vatandaşların bu görüntü karşısında üzülmemesi mümkün değildir; kaba kuvvete itibar edenler hariç...


Bu fotoğraflar, 2011 yılında Türk demokrasisinin hal ve gidişi açısından çok kaygı verici bir tabloya işaret ediyor.



Kürsü dokunulmazlığı sakatlandı


Meclis kürsüsü, o ülkede işleyen demokrasinin en değerli sembolüdür, namusudur... O kürsüye sahip çıkmak, üzerine titremek, üstündeki mikrofonunun sesinin kapanmamasını sağlamak hepimizin görevidir.


İnsanların o kürsüde özgürce konuşabilmesi, Türkiye’de ifade özgürlüğünün en yaşamsal güvencesidir. Vatandaşlar, milletvekillerini o kürsüde gördükleri sürece, Meclis çatısı dışındaki mekânlarda da aynı serbesti ile konuşma cesaretini duyacaklardır.


Ne yazık ki, önceki gün bu kürsünün dokunulmazlığı iki noktada sakatlanmıştır. Birincisi, Kamer Genç’in konuşurken söz aldığı konunun dışına çıktığı gerekçesiyle susturulmasıdır. Oturumu yöneten AK Partili Başkanvekili Sadık Yakut, Meclis İçtüzüğü’nün 66’ncı maddesini işleterek, Genel Kurul’dan iktidar çoğunluğunun oylarıyla “hatibi konuşma yapmaktan men etme kararı” çıkarmıştır. Bu maddenin daha önce işletildiğini hatırlayan yoktur.


Daha düşündürücü olan, Yakut tarafından göreve davet edilen AK Partili İdare Amiri Salim Uslu’nun fiili güç kullanarak Genç’i yaka paça kürsüden uzaklaştırmasıdır. Genç, Uslu’nun itmesi sonucu dengesini kaybederek stenografların oturduğu bölüme çarpmış, düşmekten zor kurtulmuştur. Dünkü gazetelerde çıkan fotoğraflar, zaten bir yorum gerektirmiyor.



Toplum için olumsuz emsal


TBMM’nin tarihinde fiili güç kullanma anlamında benzer vukuatların sayısı çoktur.


Örneğin, Türkiye İşçi Partili Milletvekili Çetin Altan’ın 1968 yılında TBMM Genel Kurulu’nda “Nâzım Hikmet büyük vatan şairidir” dediği için AP’li milletvekilleri tarafından önce yumruklanması, yere düşünce de tekmelenmesi olayı TBMM tarihinin yüz kızartıcı olaylarından biri olarak hafızalara yerleşmiştir.


Önceki gün yaşanan olay da TBMM tarihinin hoşlukla hatırlanacak bir sayfasında yer almayacaktır.
Konunun öncelikle siyasal iktidarın güçle olan ilişkisi açısından tahlil edilmesi gerekiyor. Yüzde 50 gibi bir oya sahip olan bir iktidarın gücünü kullanırken belli bir olgunluk içinde davranması beklenir. Buradaki güç yoğunlaşması, iktidar açısından herkesten çok daha sorumlu davranma yükümlülüğünü yaratıyor.


Meselenin bir boyutu daha var. Kamuoyu, her zaman milletvekillerinden rol modeli olmaları beklentisi içindedir, pratikte sıkça tersi durumlar karşımıza çıksa da...


Meclis’teki görüntülerin, toplumdaki tartışma kültürünü, adabını özellikle çocuklar ve gençler açısından olumsuz yönde etkileyecek bir emsal oluşturduğu inkâr edilemez. İktidar partisinden kaynaklanan bu tür hareketler, Meclis dışındaki mecralarda, ortamlarda benzer hareket tarzlarını cesaretlendirebilir. Ayrıca, iktidar mensubu olanların yerel düzeyde kontrolsüz, taşkınca davranışlarını da davet edebilir.



Demokrasi kültürü nasıl yerleşir?


Olayın siyasete hâkim olan atmosferi gerginleştirecek olması bir başka olumsuzluktur. Yeni anayasa için Meclis’te uzlaşı böyle bir atmosferde mi sağlanacaktır?


Türkiye’de demokrasi kültürünün bir türlü yerleşmemesinden şikâyetçiysek, ne yapıp edip bu tür görüntülerin önüne geçmemiz gerekiyor. Bunun için muhalefet de dahil olmak üzere herkese, ama öncelikle de elinde büyük bir siyasal güç bulunduran AK Parti’nin liderliğine büyük bir görev düşüyor.


TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in “üzüntüsü”yle birlikte “görüntünün Meclis’in itibarını olumsuz yönde etkilediğini” belirttiği açıklaması bu açıdan ferahlatıcı olmuştur.


CHP’li Kamer Genç, parlamentonun sözünü sakınmayan renkli milletvekillerinden biridir. TBMM’nin her yasama döneminde Kamer Genç gibi zaman zaman sivri çıkışlar yapan, tartışmalı hareketleriyle dikkat çeken milletvekilleri hep olmuştur. Bu milletvekilleri, zaman geçip geriye bakıldığında, parlamentonun gücü ve zenginliği olarak tarihe geçmişlerdir.


Tarih hükmünü verirken, parlamentoda itip kakanları, tekme atanları değil, kürsüde korkmadan sesini yükseltenleri yüceltiyor.