Şirin Payzın'a konuk olan Gelecek Partisi Kurucular Kurulu Üyesi İbrahim Turhan, partisinin ekonomi politikalarını, tartışmalı Kanal İstanbul projesine karşı tutumlarını, hak ihlallerini ve Gelecek Partisi’nin yargıda yaşanan sorunlara yönelik çözüm önerilerini anlattı.
Gelecek Partisi Kurucular Kurulu Üyesi İbrahim Turhan, Türkiye’nin kişi başına düşen milli gelir oranında 2007'ye geri döndüğünü ifade ederek, sorumluluktan kaçmadığını ve gençlerden özür dilediğini söyledi.
Turhan, o dönemde siyasetin içerisinde olduğunu ve sorumluluk hissettiğini belirterek, “Sizin aracılığınızla özellikle gençlerden özür dilemek istiyorum. Benim payıma düşen sorumluluğu üzerime alıyorum. Yetki kullanma imkânım olmasa da bu tablonun oluşmasında benim de payım var. Kimsenin bu topluma bunu yapma hakkı olmamalı diye düşünüyorum” şeklinde konuştu.
Turhan, hukuk, ekonomi, temel hak ve özgürlüklerin Gelecek Partisi'nin önceliği olduğunu, yaşanan ekonomik sorunların da kişisel kanaatler ve 'talimatla yönetilmekten' kaynaklandığını dile getirdi. Turhan, “Enflasyon bir dönem nispeten olumluydu. Peki neden şu anda öyle değil? Çünkü iktisat biliminin temel kuralları ile çatışan kendi kanaatlerinizden oluşan bir tutum sergiliyorsunuz” dedi.
Kanal İstanbul projesi ile ilgili tartışmalara da değinen Turhan, projenin hayata geçmesi durumunda İstanbul’da 3 milyonluk bir nüfus artışının yaşanacağını söyleyerek, “Bilim insanları bu projede problemler olduğunu söylüyor ama bunlar önemsenmiyor. Ülkenin son derece değerli olan sınırlı kaynağını yine taşa toprağa gömüyorsunuz. 6 kişiden biri iş arıyor ama bulamıyor. 700 bin kişi işini kaybetmiş durumda. Parayı toprağa mı gömelim yoksa ar-ge imkanlarını mı genişletelim" diye konuştu.
Yargının siyasallaştırıldığını söyleyen Turhan, kendileri için yargı bağımsızlığının 'olmazsa olmaz' olduğunu vurgulayarak yargının bir güç devşirme amacı haline geldiğini söyledi.
Turhan, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun başbakanlığı döneminde akademisyenlerin ihraç edilmesine gerekçe olarak gösterilen ‘Bu suça ortak olmayacağız’ bildirisine karşı tutumunu hatırlatarak, “Sayın Davutoğlu çok açık bir şekilde kamuoyuna içeriğe katılmadığını ancak bir insanın düşüncesini açıkladığı için yargılanmasını doğru bulmadığını söylemiştir” dedi.
Turhan, bir dönem bakanlık da yapan eski Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar’ın, "Yeni kurulacak partileri mutlaka vazgeçirmek lazım. Aksi takdirde çok ağır sonuçları olur” sözlerini de yorumladı. Turhan, “Demokraside insanların siyasi tercihlerini belirlemesi ve parti kurması doğal bir haktır. Muhalefet sadece demokrasilerde vardır. Ben çok anlam veremedim ama hoş bir tesadüf oldu. Ağar, 28 Şubat'ta mevcut hükümet istifaya zorlanırken nasıl bir tavır sergiledi, onu sormak istiyorum” diye konuştu.