T24 - Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ''Artık hem psikolojik olarak hem de Türkiye'nin demokratikleşme ve özgürleşme konusunda geldiği seviye bakımından böyle bir geçici maddenin (Geçici 15. Madde) hiçbir şekilde Anayasa'da bulunmaması gerektiğini düşünüyorum'' dedi.
Arınç, TRT'nin yeni kanalı TRT HABER'in açılışı dolayısıyla Ankara'da düzenlenen törene gelişinde Anayasa değişikliği çalışmalarına ilişkin gazetecilere açıklamalarda bulundu.
Arınç, bir gazetecinin, ''Yeni Anayasa ile ilgili taslak yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı. Ancak geçici 15. madde ile ilgili tartışmalar var. Muhalefetin bu konuyla ilgili farklı bir yorumu var. Nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusu üzerine Anayasa değişiklikleri konusunda bir çalışma yaptıklarını ve bu çalışmaların henüz taslak halinde olduğunu belirtti.
'DSP'nin çalışmasına ilgi duyuyoruz, değerlendireceğiz'
Taslakla ilgili her siyasi parti temsilcileri ile görüşüleceğini ifade eden Arınç, şunları söyledi:
''Diyaloğa ve uzlaşmaya açık bir çalışma yapıyoruz. Onların da görüşleri de alınacaktır. Mesela bir örnek olması bakımından dün akşam (18 Mart 2010) saatlerinde DSP Genel Başkanı Sayın Masum Türker ve arkadaşları Genel Merkez'de Sayın Başbakanımızı ziyaret ettiler ve Sayın Hikmet Sami Türk'ün hazırladığı bir çalışma üzerinde düşüncelerimizi aldılar. DSP'nin yaptığı bu çalışma önemli bir çalışmadır. DSP'nin yaptığı bu çalışmaya elbet ilgi duyuyoruz. Hem ilgi duyuyoruz, hem saygı duyuyoruz, hem de değerlendireceğiz. Bunun gibi taslağımızı parlamento içi partilerle, parlamento dışı kalmış partilerle hatta sivil toplum örgütlerine kısa bir süre içerisinde takdim edeceğiz. Eğer peşinen 'bu konuda biz yokuz' diyen siyasi partiler tavırlarını sürdürürlerse onların bir katkıları olmayacak demektir. Ama diğer partilerin önemli gördükleri hukuki bir düzenleme tavsiye ederlerse biz de onları dikkate alacağız.''
Anayasa'nın geçici 15. maddesi konusunda da değerlendirmelerde bulunan Arınç, geçici 15. maddenin son fıkrasının 2001 yılının Ekim ayında yapılan bir Anayasa değişikliği ile kaldırıldığını anımsattı.
'Psikolojik olarak böyle bir geçici madde Anayasa'da bulunmamalı'
Diğer fıkraların hala yürürlükte olduğunu dile getiren Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Artık hem psikolojik olarak hem de Türkiye'nin demokratikleşme ve özgürleşme konusunda geldiği seviye bakımından böyle bir geçici maddenin hiçbir şekilde Anayasa'da bulunmaması gerektiğini düşünüyorum. Taslağımızın içerisinde bu madde de sunulduğu takdirde bunun bir demokrasi standardı olarak, yüksek bir standart olacağına inanıyoruz. Herkes düşüncelerini ifade edecektir. Biz günü birlik söylenmiş sözlerin değil ama hukuki anlamda değer ifade eden sözlerin arkasında olacağız. Bu konuda taslağımız da net olarak basın mensuplarına aktarıldığında sanıyorum. Üzerinde daha teknik bakımdan, hukuki bakımdan değerlendirmeler yapılacaktır. Ancak CHP'nin, sanıyorum, sayın Okay'ın bir sözünü hatırlıyorum, 'Geçici 15. Madde tek başına gelirse biz destek oluruz. Ama bir paket içerisinde olursa destek olmayız' şeklinde, yanlış anlamamışsam, bir konuşması vardı. Biz de bunun bir samimiyet ölçüsü olduğuna inanıyoruz. Geçici 15. Madde ne şekilde gelirse gelsin bu konuda partilerin tavrını herhalde daha ciddi olarak görmüş olacağız. Bizim amacımız, sadece geçici 15. maddenin tek başına gelmesi değil, eğer bir paket halinde gelecekse ki öyle görünüyor, bunun içerisinde de bu maddenin yer alabileceği şeklindedir. Değerlendirmeleri yapacağız. Sonunda da parlamentonun önüne teklif olarak getireceğiz.''
Anayasa'nın 'Geçici 15. Madde'si
GEÇİCİ MADDE 15.– 12 Eylül 1980 tarihinden, ilk genel seçimler sonucu toplanacak Türkiye Büyük Millet Meclisinin Başkanlık Divanını oluşturuncaya kadar geçecek süre içinde, yasama ve yürütme yetkilerini Türk milleti adına kullanan, 2356 sayılı Kanunla kurulu Millî Güvenlik Konseyinin, bu Konseyin yönetimi döneminde kurulmuş hükümetlerin, 2485 sayılı Kurucu Meclis Hakkında Kanunla görev ifa eden Danışma Meclisinin her türlü karar ve tasarruflarından dolayı haklarında cezaî, malî veya hukukî sorumluluk iddiası ileri sürülemez ve bu maksatla herhangi bir yargı merciine başvurulamaz.
Bu karar ve tasarrufların idarece veya yetkili kılınmış organ, merci ve görevlilerce uygulanmasından dolayı, karar alanlar, tasarrufta bulunanlar ve uygulayanlar hakkında da yukarıdaki fıkra hükümleri uygulanır.
