-''GAZETECİLİK İÇİN AYAĞA KALK'' EYLEMİ ANKARA (A.A) - 05.11.2010 - Gazetecilere Özgürlük Platformu'nu oluşturan 23 meslek örgütü, ''Gazetecilik İçin Ayağa Kalk'' eylemi kapsamında, cezaevindeki gazetecilere özgürlük istedi. Kızılay Milli Müdafaa Caddesi'nde toplanan basın meslek örgütü yönetici ve üyeleri, sloganlar eşliğinde Güvenpark'ın Başbakanlık çıkışına yürüdü. Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı Atilla Sertel, burada platform adına yaptığı konuşmada, cezaevlerinde 30 Eylül itibariyle 44'ü tutuklu 6'sı hükümlü olmak üzere 50 basın emekçisinin bulunduğunu söyledi. Bunun yanında bir süre tutuklu kaldıktan ya da gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılan, ancak haklarında hapis cezası istemiyle açılan davalar devam eden 25 basın emekçisinin bulunduğuna işaret eden Sertel, ayrıca kesinleşmeyen veya cezasının infazı 5 yıl süreyle ertelenen 29 gazeteci olduğunu belirtti. Sertel, ''100'den fazla gazeteci, yakın vadede hapis cezası tehdidi altındadır. Bütün bunların dışında çok sayıda gazeteci ve medya kuruluşu hakkında hapis veya para cezası talebiyle açılmış en az 1200 dava mahkemelerde görülmektedir'' dedi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları çerçevesinde, insanlığın evrensel kabul görmüş değerleri, temel insan hakları, demokratik hukuk devleti ilkeleri dikkate alındığında, Türkiye'de gerçek anlamda basın ve ifade özgürlüğünden söz edebilmenin mümkün olmadığını söyleyen Sertel, kamuoyunun gözü kulağı olan gazetecilerin meslek ilkeleri çerçevesinde kullanacağı özgür habercilik hakkının, halkın gerçekleri öğrenme ve bilgi edinme hakkı ile iletişim özgürlüğü için korunması gerektiğini vurguladı. Tutuklamaların, Türk ceza hukukunda "kanayan bir yara" haline geldiğini belirten Sertel, ''Tutukluluk, cezalandırma yerine geçirilmektedir. Tutuklamalar vasıtasıyla erken gelen yanlış adalet, geç gelen adaletle telafi edilmesi mümkün olmayan ağır sonuçlar doğurmaktadır'' diye konuştu. Platform olarak yargılanması devam eden bazı gazetecilerin duruşmalarını izleyerek kendilerine destek vereceklerini bildiren Sertel, şunları kaydetti: ''Gazeteciye 'yazma, konuşma, eleştirme, yorum yapma' diyen ve Demokles'in kılıcı gibi medyanın tepesinde asılı duran kanun hükümleriyle Türkiye, görevini iyi yaptığı için gazetecileri cezalandıran bir ülke haline dönüşmüştür. İfade ve basın özgürlüğü, gazeteciler için özel bir özgürlük değildir. Bu temel özgürlüğün kullanılabilmesi, yurttaşların doğru bilgi edinebilmesi ve eleştirel olabilmesi, bu sayede demokrasinin gelişebilmesi için elzemdir. Başta Anayasa, Türk Ceza Kanunu ve Terörle Mücadele Kanunu olmak üzere ilgili mevzuattaki tüm kısıtlamalar kaldırılmalı, temel hak ve özgürlüklerin omurgası olan ifade özgürlüğü her koşulda, tüm yasal ve idari düzenlemelerde temel ilke olarak kabul edilerek korunmalıdır. Gazetecileri, ağır para ve hapis gibi orantısız cezalar ile karşı karşıya bırakan ve mesleklerini yapamaz hale getiren düzenlemeler yasalardan çıkarılmalıdır. Türk mevzuatında esas hale gelmiş olan yasaklama ve engelleme anlayışı terk edilerek, temel hak ve özgürlükler mutlak ve kutsal kabul edilmelidir. Gazetecilere Özgürlük Platformu'nun bileşenleri olarak, öncelikle cezaevlerindeki tüm tutuklu gazetecilerin derhal salıverilmesini talep ediyoruz. Yargılamaların tutuksuz devam etmesi, adil yargılama ilkesinin de bir gereği olacaktır. Türkiye'nin demokratik dünyadan kopmasına yol açabilecek bu tehlikeli gidişattan kurtulabilmek için hükümeti ve parlamentoyu ilgili yasalarda köklü değişiklikler yapmak üzere derhal harekete geçmeye çağırıyoruz.''