Gazeteci Doğan Yurdakul, Datça’daki evinde hayatını kaybetti.
Yakınları yapılacak otopsin ardından cenaze töreninin açıklanacağını belirtti.
Doğan Yurdakul kimdir?
Doğan Yurdakul 1946’da Aydın’ın Bozdoğan ilçesinde doğdu.
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdikten sonra Paris Sorbonne, Vincennes ve Cenevre üniversitelerinde lisansüstü öğrenim gördü. Yenigün, Ulus, Vatan, Aydınlık, Evrensel, Siyah-Beyaz, Günaydın gazeteleri ile Kim, Yön ve Devrim dergilerinde çalıştı. 32. Gün adlı televizyon programının Ankara temsilciliğini yürüttü. 35 yılın ardından emekli oldu. 1998’den bu yana yaşamını çevirmenlik yaparak ve kitap yazarak sürdürdü.
Odatv davası kapsamında evinde arama yapılan ve gözaltına alınan Yurdakul, bir yıl cezaevinde kaldıktan sonra tahliye edilmiş ve dava sonunda beraat etmişti.
Yurdakul'un yayımlanan eserleri:
Sırların Kavşağında / Eylül 2004
Reis, Gladio’nun Türk Tetikçisi / Nisan 2003 / 26. baskı Nisan 2008
Bay Pipo, Bir MİT Görevlisinin Sıradışı Yaşamı: Hiram Abas / Aralık 1999 / 69. baskı Nisan 2008.
Manşeti Yıkın / 2014
Doğan Yurdakul’un ABC Gazetesi’nde yayınlanan "Nereye, daha karpuz kesecektik" başlıklı son yazısı (17 Ağustos 2017) şöyle:
Susayım diyorum susamıyorum, şu uzun dilini her yere sokma diyorum ama dilime dert anlatamıyorum. Karpuz mevsimi neredeyse geldi geçiyor ama benim aklımdan çıkmayan bir karpuz hikayesi var.
Yakında askerlerin görev ve terfileri belirlenecek de oradan aklıma geldi.
İlker Başbuğ’un ardından Genelkurmay Başkanlığına geçecek olan, Türk ordusunun son zamanlardaki en saygıdeğer komutanlarından biri olan General Işık Koşaner çok soylu bir davranış göstermiş, üstlerinin hapiste olmasını hazmedemeğinden çalışma arkadaşlarıyla birlikte görevden istifa ettğini bildirmişti. 29 Temmuz 2011’de Işık Koşaner o haysiyetli davranışı gösterdiğinde, Taraf gazetesinde “Daha Karpuz kesecektik” gibi iğrenç bir manşet atılmıştı.
AKP’nin sonradan ordunun başına kimleri getirdiğini hepiniz benden daha iyi biliyorsunuz!
Aslında lafım oraya değil, her zaman özgürlük mücadelesine yapışmış birer kene gibi olan bazı akıl fukaralarına. Elbette hapiste olmalarına gönlüm elvermiyor, keşke özgür olsalar da kafa kafaya tartışabilsek. Ama onlar yaptıkları hataları fark etmekten daha hâla çok uzaktalar.
Ne diyelim, bakarsınız bir gün bizimle birlikte karpuz kesmeyi isteyebilirler.
Devamı gelecek...