Üst düzey bir emniyet yetkilisinin şüphesi: Cem Garipoğlu'nu Mossad'ın koruyor olmasından endişe ediyoruz
Türkiye tam 179 gündür Münevver Karabulut cinayetini konuşuyor. Her geçen ortaya yepyeni detaylar çıkıyor. Ancak değişmeyen tek bir şey var. Vahşetin bir numaralı zanlısı Cem G.'nin durumu. 'Kırmızı bülten'le aranan, MİT ve Emniyet'i peşine takan Cem'den hiçbir haber yok. Haklarında arama kararı olan Bedrettin Dalan, Turhan Çömez, Hakan Uzan gibi isimlerin, tüm hareketlerinden anında haberdar olunurken, 17 yaşındaki bir gencin 6 aydır en ufak bir ipucu bırakmaması şaşkınlık yaratıyor.
Gizli servis şüphesi
Akşam gazetesinin haberine göre son iddia üst düzey bir Emniyet yetkilisinden geldi: 'Türkiye, polisi, istihbaratı ve ordusuyla çok güçlü güvenlik teşkilatına sahip bir ülkedir. Gerçekten tüm birimler Cem G.'yi yakalayabilmek için elinden gelen gayreti gösteriyor. Her türlü ayrıntı titizlikle incelenmekte ve dikkate alınmaktadır. Cem G.'nin ailesinin İsrail'de de iyi ilişkileri bulunmakta. Devletin tüm güvenlik birimlerinin yakalamak için seferber olduğu 17 yaşındaki bir genç, eğer yakalanamıyorsa karşıda güçlü bir devlet birimi vardır. MOSSAD'ın Cem'i koruyor olmasından endişe ediyoruz.'
Herkes biliniyor ondan iz yok
Ergenekon kapsamında hakkında yakalama kararı bulunan Bedrettin Dalan'ın ABD'den Rusya'ya geçtiği çok kısa sürede tespit edildi. Turhan Çömez'in İngiltere'deki tüm adresleri biliniyor. Kaçak olan bir diğer isim Hakan Uzan. O da Ürdün'de ve tüm hareketleri istihbarat birimlerince izleniyor. Burak Şengöçer'i öldürmekten aranan Serhat Aslan'ın izine Londra'da rastlandı. Cem'in 'Mavi bülten'le aranan annesinin Rusya'dan ABD'ye geçtiği de çok kısa sürede öğrenilmişti.
İhtimaller hesabı
İstanbul'un yeni Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın ve ekibi gece-gündüz olası ihtimaller ve senaryolar üzerinde çalışıyor. Bu süreçte, Cem'in akrabaları ve ailesinin şirket çalışanlarından 27 kişinin ifadeleri alındı. Cem'in saklanabileceği tüm adresler didik didik arandı. Ancak henüz bir sonuç yok.
Polise gelen mektup
Münevver Karabulut'un vahşice öldürülmesiyle ilgili cezaevinden polise yazılan bir ihbar mektubu ortalığı karıştırdı. Hırsızlık zanlısı İzzettin C. tarafından yazılan mektupta, aldatıldığını düşünen Cem Garipoğlu'nun, cinayeti, ailesinin kirli işlerde kullandığı 7 kişilik infaz timiyle birlikte işlediği iddia ediliyordu. Sabah Gazetesi'nin haberine göre, hırsızlık suçundan üç aya yakın süredir Hatay'ın Kırıkhan İlçesi'ndeki cezaevinde yatan 27 yaşındaki İzzettin C'nin mektubundaki iddialar şöyle: Ekibin lideri Garipoğlu ailesinin pis işlerini yapan Rasim U'ydu. Rasim arayıp, İstanbul'da birlikte bir iş yapacağımızı söyledi. Ali Yaşar M. İle birlikte 25 Şubat'ta THY uçağı ile İstanbul'a gittik. Pendik'teki Deniz Otel'e yerleştik.
'Münever'i kaçırdık'
Ahmet K, Güven K, Emrah T, Rasim U. ise Antakya Gümüş Oto Galeri'den kiraladıkları biri beyaz Opel marka olmak üzere iki araçla İstanbul'a geldi. Onlar da Kervan Otel'e yerleşti. Otellerdeki yerleri Cem Garipoğlu ayırtmıştı. 1 Mart günü Cem Garipoğlu, taksiyle Rasim'in yanına geldi. onraki gün, saat 16.30'da telefonla talimat geldi. Münevver'in okuduğu Taksim Akademi'nin önüne gittik. Üzerinde kısa etek, siyah bir elbise bulunan Münnevver ile armalı, uzun kollu tişört ve kurşuni renk kumaş pantolon giyen 17-18 yaşlarındaki genç araçtan indi. Çocukla Münevver taksiyle ayrıldı. Durumu Rasim'e bildirdik, "Takip etmeyin" talimatı aldık. 22.00'de Pendik'e döndük. Rasim bize, "Kızı alacağız, saçının teline zarar gelmeyecek. Biz sadece teslim edeceğiz. Kız başkasıyla çıkmış. Gelme sebebimiz bu" dedi. Ertesi gün saat 19.00'da okulun önüne geldik. Güven sessizce Münevver'in yanına yaklaştı ve ağzını kapattı. Kısa bir hamleyle Münevver'i otomobile bindirdik. Emrah, Rasim'i arayarak, "Emaneti aldık" dedi. O da Bahçeşehir'e gelmemizi söyledi. Gece saat 12.00'de Bahçeşehir'e geldik. Cem kapıyı açtı ve kızı içeri almamızı işaret etti. Ben, olanları ayakta durarak izlemeye başladım. Cem, Münevver'e, "Bak, dünya çok küçükmüş değil mi. Beni aldatmayacaktın" dedi. Münevver titriyor ve çok korkuyor, sürekli ağlıyordu. Bir ara "Ben seni aslında seviyorum. Ben kız arkadaşıma uydum" diyerek merhamet diledi. Cem, Rasim'e "İşi bitir" diye talimat verdi. Rasim de Ali'ye, "Bıçakla dürt" dedi. Ali, titreyen Münevver'in sağ karın boşluğuna yanaşarak bıçağı sapladı. Oluk gibi kan aktı. Midem bulandı, dışarı çıktım, sigara içtim. Bu arada müziğin sesini açtılar. Her yer kan içindeydi. Koltukta oturan Cem'in üstü başı kan olmuştu. Donmuş vaziyette, yine viskisini yudumluyordu. Cem, yukarı kata çıktı ve şekilli büyük kutuyla (gitar çantası) geri döndü. Beden kutuya kondu.
'Herşeyi kaybettim'
Kahverengi bir kutu getirildi, kızın başı kutuya kondu. Her taraf temizlendikten sonra tüm malzemeleri siyah bir poşete koyduk ve Hatay plakalı Opel'in bagajına yerleştirdik. Ezan okunurken evden ayrıldık. Cem, aracın önüne bindi. Ceset ve malzemeler arkadaki araçla geldi. Cem Garipoğlu, Rasim'e malzemeleri gördükleri ilk çöp kutusuna atmalarını söyledi. Ahmet K. Güven ve Ali Y, ceset bulunan kutuları konteynere attı. Cem Mecidiyeköy HSBC'ye girdi ve para çekip iri gri bir zarfla Rasim'e verdi. Münevver'i kaçırma anını ve sonrasında yaşanan her şeyi cep telefonumun kamerasıyla kaydettim. Daha sonra bunları bir ağacın altına sakladım.
'Araştırdık, doğrulatamadık'
İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nden üst düzey bir yetkili, İzzettin C'nin ihbar mektubunun kendilerine Haziran ayında ulaştığını açıkladı. Mektuptaki bütün iddiaları araştırdıklarını anlatan yetkili şunları söyledi: "İzzettin C, belirttiği tarihlerde gerçekten uçakla İstanbul'a gelmiş, söylediği otelde kalmış. Ancak, cinayetin işlendiği saatlerde, cep telefonu kayıtları, Pendik yöresinde olduğunu gösteriyor. Ayrıca 'çete lideri' dediği Rasim U. ise o tarihlerde hiç İstanbul'a gelmemiş, Hatay'da olduğu görülüyor. Ayrıca Cem'in Mecidiyeköy'de bir bankadan 30 bin lira çektiğini söylüyor. O bankada Cem ve ailesinin hesap hareketine rastlanmadı. Bir de 'ağacın altına gömdüm' dediği görüntü CD'sini, tarif ettiği yerde bulamadık. Elde ettiğimiz bulgular, bütün anlattıklarını çürütüyor. Neden anlattığına bir anlam veremiyoruz." Sabah Gazetesi muhabirleri de İzzzettin C'nin ifadesinde geçen yerlerde araştırma yaptı. İzzettin C'nin kaldığını söylediği Pendik'teki Deniz Otel'e, gerçekten de 25 Şubat'ta Ali Yaşar M. İle birlikte yerleştiğini ancak diğer kişilerin kayıtlarına rastlayamadılar. İzzettin C'nin, Antakya'da araç kiraladıklarını söylediği galerinin yetkilileri, o kişileri tanımadıklarını ve araç kiralama işi yapmadıklarını söyledi