Spor

Galatasaray'dan tehdit gibi açıklama

08 Şubat 2009 02:00


Galatasaray'da Kayserispor maçının hakemi Selçuk Dereli'ye tepkiler sürüyor. Sarı-kırmızılı yönetim, yaptığı yazılı açıklamada, Galatasaray aleyhine bir senaryonun ortaya koyulduğunu iddia ederek, "Bu şekilde gittiği sürece Futbol Federasyonu'na ve kurullarına olan desteğimizi geri çekeceğiz" denildi.

Galatasaray Kulübü Yönetim Kurulu, Kayserispor maçının hakemi Selçuk Dereli, Futbol Federasyonu ve kurullarına yönelik ağır eleştiriler ve suçlamalar içeren bir açıklama yayınladı.



Sarı-kırmızılı kulübün resmi internet sitesinden yayınlanan açıklamada, Ali Sami Yen Stadı'nda futbolun dışında çirkin oyunun bir perdesinin daha sergilendiği iddia edilerek, ''Neye hizmet ettiği belirsiz, neyi amaçladığı ise gün gibi aşikar zihniyet bilinçli bir şekilde 90 dakika boyunca adeta emek hırsızlığı yapmıştır. Galatasaray-Kayserispor maçının hakemi Selçuk Dereli bir futbol karşılaşması yönetmemiştir. Yazılan senaryoyu başarılı şekilde ortaya koymuştur. Gösterdiği davranışların ve verdiği kararların başka bir açıklaması da yoktur. Karşılaşma boyunca oyunun önüne çıkan akıl almaz hataları ve yönetimiyle futbolcularımızı ve taraftarımızı tahrik etmiş, belki de diyet ödeme uğruna bir takımın kaderi ile oynama hakkını kendinde görmüştür. Takımımızı anlamsız ve tartışılan kararlarla eksik bırakmış, taraftarı provoke ederek tahriklere yol açmış adeta takımımızın üzerine oynayıp tek kelimeyle bir sindirme operasyonunu sahne sahne uygulamaya koymuştur. Selçuk Dereli'nin komedi yönetimi bardağı taşıran son damla olmuştur'' denildi.

7 MADDE

Galatasaray Kulübü'nden yapılan açıklamada, federasyon ve kurullarına yönelik suçlamalar 7 madde halinde sıralandı.

Açıklamada, şu görüşlere ve iddialara yer verildi:

''Şimdi futbol tarihine karanlık bir gece olarak asılan bu 90 dakikanın ardından beyaz sayfa söylemleriyle yola çıkıp basiretsiz görünümleriyle güvenilir olmaktan uzak kalanlara sesleniyoruz:

1) Galatasaray'ın olgun duruşunun katkılarıyla filizlenen ve yükselen futbol barışı ne yazık ki Galatasaray'ın aleyhine kullanılarak bugünlere gelinmiştir. Galatasaray'ın Türk futbolundaki kaosu önlemeye yönelik çabası ve birleştirici unsur olma adına gösterdiği anlayış kendi aleyhine haksızlıklara yol açacak kadar deformasyona uğratılmıştır. 'Galatasaray nasılsa bizi destekliyor' diye düşünüp Galatasaray'ın üzerine oyunlar oynamaya kalkışmak bu büyük camianın gücünü hafife almaktır.

2) Futbolcularımız ve yöneticilerimiz haksız yere ve komik gerekçelerle cezalandırılırken hataları yapanların yanlışları yanlarına kar kaldığı gibi asıl ceza görmesi gerekenler ise Galatasaray'a karşı hata yapmanın bedelini ödüllendirilerek almaya başlamışlardır.

3) Hakemlerin; takımımız futbolcularına yapılan sertliklere gösterdiği tolerans ve yaklaşım, basit-ucuz ve kolay kart cezaları uygulaması, takımın futbolunu sindirmeye yönelik çalınan düdükler, tribünlerin provokasyonuna yol açan yönetimler ve bunun neticesinde ortaya çıkan komik cezalar artık tahammül sınırlarını zorlamaktadır.

4) Unutulmasın ki Turkcell Süper Lig'de Galatasaray, 2007-08 sezonunda en az kart gören takımlardan biri olmuştur. Kulübümüzün ve futbolcularımızın spor ahlakı-anlayışı ve duruşu hiçbir şekilde değişmemiştir. Hal böyleyken şimdi soruyoruz 'Ne değişmiştir ki bu ucuz kartlar havada uçuşmaktadır?' Kartlarda ve faullerde görülen çifte standart, bazı futbolcularımızı pasifize etmek için gösterilen çabalar arkalarında hep soru işaretleri bırakmaktadır.

5) Son Kayserispor maçında, bir önceki hafta Sivas'ta bedava gösterildiği herkesçe malum kırmızı kartlar Eskişehirspor maçında ofsayttan atılan, Kadıköy'de atılan ama iptal edilen goller ve daha bir çok örneklerle çoğaltabileceğimiz kasıtlı olmadığına inanmak istediğimiz ama inancımızı ve sabrımızı zorlayan pozisyonlar. Biz sadece Galatasaray'ın değil tüm maçların mercek altına alınmasını ve incelenmesini istiyoruz. Bakın, araştırın. Anti futbola prim tanımayın. Bakın, araştırın, çifte standardınızı siz de yakalayın.

6) Yine unutulmaması gereken bir nokta ise Galatasaray'ın Avrupa çapında yıldızlara sahip ve milli takımlara en çok futbolcu veren kulüp olmasıdır. Yerli ve yabancı birçok marka ismin yer aldığı takımımız aynı zamanda darbeye yönelik sakatlıklardan da aşırı derecede etkilenmektedir. Galatasaray futbol takımı bünyesinde 22 milli futbolcuyu barındıran bir yapıya sahiptir. Ayrıca bunların içinde 5 ayrı milli takım kaptanı mevcuttur. Böylesine uluslararası hüviyetteki bir takıma karşı kimse takıntısını, nefretini, kompleksini Galatasaray'ın üzerinden gidermeye çalışamaz. Kimse yazılan senaryoları Galatasaray'ın üzerinde uygulayamaz. Galatasaraylı futbolcuların sahadaki duruşlarını kimse bozamaz, taraftarı provoke edemez, sahasını kapatmaya çalışamaz. Bir çok milli zaferi birlikte yaşadığımız bu çocuklarımızın kendi değerlerimizin basit oyunlarla heba edilmesine göz yumamayız.

7) Gerçekçi hiçbir icraat-proje ve hamle atağına kalkışmayan, somut bir faaliyet girişiminde bulunmayan, futbol oynanması mümkün olmayan sahalara seyirci kalan ve bu nedenle futbolcuların sakatlanmalarına yol açanlar sadece ikili ilişkilere dayalı düzenlerinde Galatasaray gerçeğini göz ardı edemezler.''

''ZEYTİN DALI'NIN GERİ DÖNÜŞÜ YARALIYOR''

Açıklamada, Galatasaray olarak, Türkiye Futbol Federasyonu yönetimine, Fair-Play adına attıkları her adımın, uzattıkları her zeytin dalının geri dönüşü kendilerini hem şaşırtığını, hem de yaraladığı dile getirildi.

Açıklamaya, ''Galatasaray camiasının Fair-Play'den anladığı dürüst oyun-etik davranıştır. Biz herkese eşit davranılan bir yönetim anlayışını destekleyeceğimizi her platformda belirten bir camianın ve anlayışın temsilcileriyiz. Biz lekesiz, saf ve adil bir futbol anlayışı istiyoruz. Ancak tahammül sınırlarını aşan yaklaşımlar, sergilenen vurdumduymaz tavırlar ve Galatasaray maçlarında yaşanan akıl almaz hatalar bizi sessizliğimizi bozmak zorunda bırakmıştır. Ne yazık ki yola çıkarken beyaz sayfa, dürüst futbol, şeffaflık anlayışı sloganlarını şiar edinenler kendilerinin de sonunu kestiremedikleri bir yöne sapmıştır. Bu şekilde gittiği sürece Türkiye Futbol Federasyonu'na ve kurullarına olan desteğimizi geri çekeceğimizden kimsenin kuşkusu olmasın. Uzun süren sabırlı bir dönemin ardından bugün geldiğimiz noktada bu federasyon ve kurullarının Türk futbolunu yönetecek kapasitede olmadığına kanaat getirmiş bulunuyoruz. Galatasaray'ın desteği olmadan federasyonunun futbol barışını, sportif başarıyı ve sektörel gelişimini nasıl sağlayacaklarını biz de merak ediyoruz. Galatasaray her zaman futbol barışının yanında olmuş bir kulüptür ve olmaya da devam edecektir. Ancak Türkiye Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu ve kurulları sadece kuralları sağduyulu ve dürüstçe uyguladığı sürece. Hiçbir zaman unutulmasın ki sessizliğimiz acizliğimizden değil efendiliğimizdendir. Federasyon ve onun kurullarına desteğimizi ve güvenimizi gözden geçirmek zorunda kaldığımız şu günlerde kimsenin kuşkusu olmasın ki Galatasaray camiası ve taraftarı haksızlığa karşı her türlü tepkisini demokratik platfomlarda gösterecektir. Etik futbol anlayışımızda kurallara bağlılık, rakibe saygı, haksız avantajdan kaçınma ilkelerinin herkese eşit bir biçimde uygulanması dışında hiç bir beklentimiz yoktur'' ifadeleri yer aldı.

Galatasaray Kulübü açıklamasını, ''MHK'yi kimin yönettiğini bilmiyoruz. Gözlemciler ve temsilciler kurulunu ve diğer kurulları kimin yönettiğini bilmiyoruz. Ama artık kimin yönetmediğini biliyoruz. Galatasaray sahipsiz değildir... Galatasaray Türkiye'dir'' cümleleriyle bitirdi.